MS Hastalığı ve Belirtileri
MS Hastalığı ve Belirtileri
Bizi Takip Et
MS hastalığı ve tedavisi konusunda gelişmeleri Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi aynı zamanda Türkiye MS Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Aksel Siva anlattı.
Multiple skleroz yani MS nasıl bir hastalıktır? Toplumda hangi sıklıkta görülür?
MS, nörolojik hastalıktır. Merkezi sinir sistemi dediğimiz; yani beyni omuriliği etkileyen bir rahatsızlık. Bu rahatsızlığın özelliği sinir sistemi içinde bir çeşit iltihabi bir reaksiyon oluşturmasıdır. Sinir sisteminin değişik yerlerini etkiler. Buradaki iltihabi reaksiyondan bir virüs, bakteri, mikrop değildir. Bağışıklık sisteminin bir şaşkınlığı sonucu ortaya bir iltihabi reaksiyon çıkar. Kısacası bağışıklık sistemimiz vücutta kendinden olanı yabancı gibi algılayıp ona doğru yönelir. Bu şaşkınlık bir süre sonra fark ediliyor vücut tarafından ve duruyor. Bu sefer kendini tamir etmeye başlıyor. Dolayısıyla bu seyir ataklarla giden bir hastalığın varlığını bize gösteriyor. Çok küçük bir MS’li grupta belki yüzde 10 hatta daha azında baştan bazen ilerleyici bir şekli oluyor. MS’in farklı şekilleri vardır ve aslında MS’den ziyade MS’li kişi var diyebiliriz.
Bu bir akıl hastalığı değildir. Bunun çok net altını çizelim. Bulaşıcı bir hastalık da değildir. Ve öldürücü bir hastalık değildir.
MS kadınları daha çok etkileyen bir hastalıktır. Yani her bir erkeğe karşı iki kadın nerdeyse MS’den etkileniyor. Ayrıca MS için genç erişkinlerin hastalığı da diyebiliriz. İlk belirtileri genellikle 20-40 yaş arasında verir ve sonra yaşam boyu süren bir hastalıktır. Ama bu kişilerin yaşamları boyunca hep hasta olacağı anlamına da gelmez. Kimi zaman nefes ataklarını yaşıyorlar. Bu ataklar çoğu zaman bir iz bırakmadan düzelebilirken bazen iz bıraktığı da olabiliyor. Çok küçük bir kısmında da ilerleyici şekil alabiliyor. MS’in görülme sıklığının arttığını çok net söyleyebiliriz. Bundan belki 10-12 yıl önce MS için ülkemizde her 100.000 kişiden 40-50 kişiyi etkilediğini söylüyorduk. Ama bugün bu rakam 70-80 oldu. Bu artış sadece ülkemize ait değil. Bütün dünyada bu şekildedir. Bu artışın iki önemli nedeni var. Bir tanesi bilinirliliği çok arttı. Yani eskiden MS’in ne olduğunu kimse bilmiyordu; ama bugün birçok kişi biliyor. Hem halk biliyor hem sağlık çalışanları. Artık herkes MS hakkında daha bilgili. Diğer önemli nokta ise sağlık hizmetlerine artık daha kolay ulaşılabilir olması.
MS’in en önemli tanı yöntemlerinden biri MR’dır. Ülkemizde de her yerde çok sayıda var. Dolayısıyla tanı çok daha erken konulabiliyor. MS aslında nörolojik pek çok belirtiyi içeriyor ve çoğu kişi de MS ile hiçbir ilgisi olmamasına rağmen “acaba ben MS miyim” diye en hafif belirtide bile doktora başvurabiliyor. Erken tanı MS hastalığında önem arz ediyor; çünkü belki de MS olduğunu bilmeden yaşamını geçirecek kişiler bugün erken dönemde doktora gittikleri için MS tanısı alıyorlar.
GÖRME BOZUKLUKLARINA DİKKAT!
MS’in belirtileri nelerdir?
MS artık endişelenecek bir hastalık olmaktan giderek çıkıyor. MS’in bazı belirtileri var; ancak bu belirtiler MS’i işaret ettiği gibi etmeyebilir de. Örneğin görme de sorunlar yaşanabiliyor. Kişi bir gün görme bozukluğu, bulanıklık görme, gri görme, bir perdenin arkasından bakar gibi görme sorunları yaşayabiliyor. Gözünde bir ağrı olabiliyor. Tabi ki doğal olarak bir göz hekimine gidiyor. Göz hekimi göz sinirinin etkilendiğini düşünüyorsa bir nöroloğa yönlendiriyor. Bu göz sinirinin tutulması MS’lerin yaklaşık yüzde 20-25’inde bir başlangıç belirtisi olabiliyor. Ama hemen altını çizelim her optik problem eşittir MS anlamına gelmez. Yine çift görme, yürürken dengesizlik, elini ya da bacağını kullanmakta zorluk hissetme, elde titreme, uyuşma da olabilir. Ama yine hemen bu belirtilerin MS olduğunu düşünmek doğru değildir.
MS atağı ne demektir?
Görme bozukluğu genellikle birkaç gün içinde ortaya çıkar ve günler içinde ilerler. Ayaklardaki uyuşma zamanla dizlere çıkar hatta zamanla kasıklara, karına ya da göğse kadar ilerleyebilir. Bu etkilenme saatler içinde olan bir olay değildir. Günler alan bir olaydır. Bu atak kişiden kişiye değişir. Bazen birkaç gün bazen birkaç hafta sürebilir. Hasta atak yaşıyorsa bu atağın şiddetine göre kortizon tedavisine başlanır. Her atakta kortizon tedavisi yapılması şart değildir. Kimi zaman kortizon tedavisiyle veya tedavi olmadan da bu belirtiler günler, haftalar içinde düzelebilir. Çoğu zaman özellikle de başlangıçta bir iz bırakmaz. Daha ileriki dönemlerde ise izler bırakabilir.
MS HASTALIĞININ TEDAVİSİ
MS hastalığında tedavi nasıl planlanıyor?
MS tedavi sürecinde atak tedavisi ve uzun dönemli tedaviler var. Uzun dönemli tedaviler, atakların olma olasılığını azaltmak için ya da eğer hastalık bir ilerleme gösterecekse bunu yavaşlatmak ve hatta durdurmak içindir. Bu tedaviler MS’in o kişide gösterdiği duruma göre tercih ediliyor. Yani MS yoktur MS’li kişi vardır. Bu kişilerin bazıları hiçbir tedaviye ihtiyaç duymazken bazıları birinci basamak dediğimiz ilaçlarla tedavi olup güzel bir şekilde yaşamlarını sürdürebilirler. Bir kısım hasta ise en güçlü ilaçlarla tedaviye başlayabilir.
MR dışında başka hangi yöntemlere başvuruyorsunuz? Omurilik sıvısı alımı, belden su alma bunu yeri nedir?
Öncelikle kişinin MS ile uyumlu yakınmaları olması lazım. Nörolojik muayene önemlidir. Bazen nörolojik muayene hiçbir şey göstermeyebilir. Ama öykü MS’İ düşündürüyorsa MR istenir. Kimi zaman MR sonucu MS fikrini desteklediği zaman bel suyu tetkikine ihtiyaç duymazlar. Ancak bunu önermiyoruz. Her MS’li kişinin mutlaka bel suyu incelemesinin yapılması gerekir. Bel suyu tetkiki tehlikeli bir işlem değildir. Bu işlem MS hakkında yani o sırada bağışıklık sisteminin ne kadar aktif olduğuyla ilgili çok iyi bilgiler verir. Kısacası bel suyu tetkiki sadece MS tanısı için değil, MS’in o sırada ne kadar aktif olduğunu anlamak için de yapılır. Bu tedavi seçimimizi de etkiler.
MR sonuçlarını değerlendirmek de çok önemlidir. Çünkü MR işlemi sonucu beyinde görülen her beyaz leke MS değildir. Migrenli kişilerde de bunları görebiliriz. MS’te gördüklerimiz daha farklıdır. Bunun için sonuçların iyi değerlendirilmesi gerekir. Ülkemizde MS konusunda oldukça başarılı nörolog arkadaşlarımız var. MS konusunda tedavi veren çok iyi hastaneler var. Türkiye Nöroloji Derneği içinde olan MS çalışma grubu çok sayıda yetkin üyesi ile iyi bir çalışma grubudur. Kısacası ülkemizin neredeyse her yerinde MS’i çok iyi bilen hekimler var.
MS VE COVID19
MS hastaları covid19’dan nasıl etkileniyor? Türkiye’de MS’li hastalar arasında covid19 enfeksiyonunun durumu nedir?
MS hastası kişilerden covid olduğunu bildiğimiz kişi sayısı 68’dir. Bu aslında gerçek rakamın altında; çünkü MS’li kişiler ille de bir MS nöroloğu tarafından görülmek, takip edilmek durumunda değiller. MS’li olmak covid19’a yakalanma riskini hiçbir şekilde artırmaz. MS’li olan kişinin covid olma riski sağlıklı bir kişiden fazla değil. Yine MS ilaçlarını kullanan kişilerin covidi daha ağır geçireceği gibi bir durumda yok. Covid olan hastalarımızın birçoğu iyileşti bile. Bu dönemde çalışmalarımız da devam ediyor. Avustralya’dan Amerika’ya Avrupa’ya bütün MS ile uğraşan nörologların katıldığı bir çevrimiçi toplantılarımız oluyor. Burada bütün bu deneyimler anlatılıyor.
MS’te bir sürü ilacımız var. Belki Covide karşı koruyucu özellikleri bile var. Birinci basamakta kullanılan haplar içinde bir tanesinin böyle bir etki olma olasılığı var. Avrupa ve Amerika’da bu hastalık patladığı zaman MS ile uğraşan hekimler hemen bir araya geldiler ve değişik ülkelerde MS’li kişilerde bu tedaviler, riskler ne olabilir diye kılavuzlar hazırladılar. Bazı bağışıklık baskılayıcı ilaçların kullanımı hastalar tarafında endişe yarattı. Bu kılavuzlarda daha temkinli olma önerileri geldi. Yine ilaç kullanımının hiçbir şekilde bırakılmaması da önerildi. Çünkü bu durumda MS atağının geri gelme olasılığı var. Eğer yeni başlanacaksa da bu bağışıklık sistemini çok baskılayabilecek ilaçların kullanımını biraz erteleme durumu oldu. Bu rehberlerde yapılan çalışmalara göre güncellenmektedir.
MS ile yaşayanlar bu dönemde hayatlarını nasıl düzenlesinler?
MS kronik hastalıklar içine alınmadı. Bu dönemde MS’li kişiler raporlu sayılmadılar; ama MSli kişiler içinde bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullananlar aldıkları raporlarla izinli sayılabildiler. Önümüzdeki günler bizi ne gösterecek bunu kimse çok iyi bilmiyor. Bunun için koruma önlemlerine uyulması gerekir. Sağlık Bakanlığı’nın da belirttiği gibi sosyal mesafeyi korumak, maske takmak önemli. Böylelikle hem kendimizi hem de karşıdaki kişileri korumuş oluruz.
MS’in tanısı ve tedavisiyle ilgili yakın gelecekte ne gibi gelişmeler olacak?
MS için nörolojide son çeyrek yüzyılda yüzümüzü en çok güldüren hastalık diyebiliriz. Bundan 25 yıl önce elimizde MS ilacı yokken şu anda birçok MS ilacımız var. Yalnız ilaçlar güçlendikçe bazıları için güvenlik sorunları da ortaya çıkabiliyor. Bu durumda da bir risk yönetimi gerekiyor. Hangi kişiye hangi özel tedavi başlanacaksa bütün bu veriler göz önünde alınarak, tartışılarak karar veriliyor. Tabi bir yandan da ilk çıkan MS ilaçları yani deneme çalışmalarını da dahil ettiğimiz zaman 30 yıldır güvenle kullanılan ilaçlar var. Yeni gelmekte olan ya da denenmekte olan ilaçlar var.
Eskiden ataklı MS’lerin yarısının 15-20 yılda ikinci ilerleyici şekle geçtiği kabul ediliyordu. Bugünkü tedavi kapsamında bu oranın yüzde 50’lerden 20’lere düştüğünü görüyoruz. İlaçlar güçlendikçe bu oranlar daha da düşecektir. MS’li tanı sayısı arttıkça bu ikinci ilerleyici ya da birinci ilerleyici MS rakamının zaman içinde daha da düşeceğini öngörmek çok da yanlış değildir. Tabi tıpta hiçbir şey kesin değildir; ama gelecek ilaçları da göz önüne alarak daha iyimser bakabiliriz. Şu anda en çok önemli olan şudur: MS’i değil MS’li kişiyi tedavi edebiliyoruz.
İçeriği Paylaşın