Multiple Skleroz Hastalarına Özel 7 Beslenme Önerisi

MS’in bir bağışıklık sistemi hastalığı olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Yıldız Kaya, hastaların sağlıklı ve yeterli beslenmelerinin önemine dikkat çekerek beslenme tavsiyelerinde bulundu.

Multiple Skleroz Hastalarına Özel  7 Beslenme Önerisi

Bizi Takip Et


Multipl Skleroz (MS) hastalığı, ülkemizde her bin genç yetişkinden 1’inde görülüyor ve genellikle 30’lu yaşlarda ortaya çıkıyor. Bir bağışıklık sistemi hastalığı olan MS’in nedeni kesin olarak bilinmese de kadınlarda erkeklere oranla 1,5- 2 kat daha fazla görülüyor. Sigara tüketimi hastalığın atak riskini; D vitamini yetersizliği ise gelişme riskini yükseltiyor.

MS’in bir bağışıklık sistemi hastalığı olduğunu belirten Nöroloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Yıldız Kaya, hastaların sağlıklı ve yeterli beslenmelerinin önemine dikkat çekerek önemli uyarı ve önerilerde bulunuyor.

Merkezi sinir sisteminin yaygın görülen, iltihap ve sinir hücresi kılıfı kaybıyla oluşan bozukluğu olarak tanımlanan Multipl Skleroz (MS), Türkiye’de her bin genç yetişkinden 0,4-1’inde görülüyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doktor Öğretim Üyesi Yıldız Kaya, MS’in en önemli belirtilerini; yorgunluk, yürüme bozuklukları, bazen kol ve/veya bacakta güçsüzlük ve uyuşma, idrar kaçırma, vücutta ağrı, depresyon ve kaygı bozuklukları gibi duygu durum bozuklukları, görme kaybı, baş dönmesi olarak sıralıyor. 

10-30 YIL İÇİNDE NÖROLOJİK ENGELLİLİĞE DÖNÜŞEBİLİYOR

Ülkemizde yapılan çalışmalarda; MS’in başlangıç yaşının yaklaşık 30 olduğu ve ailede görülme sıklığının yüzde 11,5 olduğu belirtiliyor. Hastalığın genellikle 20-40 yaşlarında başladığına değinen Dr. Yıldız Kaya “MS, hastaların birçoğunda 10-30 yıllık bir süre içinde ciddi ve geri dönüşü olmayan nörolojik engelliliğe dönüşebiliyor. Hastalığın nasıl seyredeceği ise kişiden kişiye değişiyor. O nedenle ‘her hastanın MS hastalığı kendine özgüdür’ ve MS tedavisi kişiye özel planlanmalıdır” diyor. 

KİŞİYE ÖZGÜ TEDAVİ GEREKİYOR

MS tedavisinde hastanın şikayetlerinin başladığı atak döneminde kortizon tedavisi uygulanırken, sonraki aşamalarda hastalık seyrini değiştiren farklı bağışıklık düzenleyici tedaviler tercih ediliyor. İlaç tedavisinde günlük tablet formları olduğu gibi, bazı hastalarda damardan uygulanan tedavi seçenekleri de bulunuyor. Bu kişiye özgü tedavi sonucunda MS'e bağlı engellilik durumu önemli oranda azalıyor. 

MS HASTALARINA ÖZEL 7 BESLENME ÖNERİSİ 

Yapılan çalışmalar özel herhangi bir beslenme şeklinin MS seyrini değiştirmediğini, ancak yorgunluk, kramplar gibi hastalıkta görülen bazı yakınmaları azalttığını gösteriyor. Bu nedenle hastalara özel bir diyet yerine, yeterli ve dengeli beslenmeleri önerildiğini belirten Nöroloji Uzmanı Dr. Yıldız Kaya, lif bakımından zengin besinlerin, lipoik asit ve D vitamini alımının arttırılmasının ise MS seyrini olumlu etkilediğini belirtiyor. 

Nörolog Dr. Yıldız Kaya, beslenme düzeniyle sıkı bir ilişkisi bulunan MS hastalığı için önemli beslenme önerilerini şöyle sıralıyor: 

D VİTAMİNİNİ İHMAL ETMEYİN

D vitamini; sinir sisteminde hücre oluşumu, hücresel iletimin sağlanması ve hücre ölümüne karşı koruyucu bir vitamin. Son yıllarda Parkinson, Alzheimer ve MS hastalıkları incelendiğinde, D vitamini seviyelerinin çevresel ve genetik olarak etkileyen faktörler olabileceği belirtiliyor. Yani D vitamininin, bağışıklık sistemi fonksiyonlarında önemli anahtar role sahip olduğundan, MS’in oluşumunu engelleyici etkisi olduğu kabul ediliyor. Bu nedenle MS hastalarında kandaki D vitamini düzeylerine göre, eksiklik durumunda tedavilerine mutlaka D vitamininin eklenmesi de gerekiyor.  

YETERLİ SU İÇMEYE ÖZEN GÖSTERİN

MS hastalarının yeterli su tüketmeleri, aldıkları tedavilerin yan etkilerini azaltmada ve gelişebilecek bağırsak problemleri açısından önemli. Aynı zamanda bazı MS hastalarında hastalığa bağlı gelişen mesane problemleri nedeniyle artan idrar yolu enfeksiyonu riskini de azaltıyor. 

BAĞIRSAK MİKROBİYATINIZI GÜÇLENDİRİN

Son zamanlarda MS tedavisinde vitamin desteği gibi tamamlayıcı tedavilerinin ilaç tedavisiyle birlikte gündeme geldiğini söyleyen Dr. Yıldız Kaya, bağırsak mikrobiyotasını korumaya ve antiinflamatuar besinlere öncelik verilmesi gerektiğini belirtiyor. Çünkü bağırsak sağlığı bağışıklık sisteminin güçlü olmasında çok önemli bir rol oynuyor. MS’in bağışıklık sistemi hastalığı olduğuna dikkat çeken Dr. Yıldız Kaya, özellikle hastaların lif içeriği düşük, yüksek yağ ve şeker içeren Batı tarzı diyetlerden kaçınmaları gerektiğini, çünkü bu tip beslenmenin bağırsakta zararlı bakterileri çoğaltarak tüm vücutta ve sinir hücrelerinde inflamasyonu artırarak MS’in seyrini olumsuz etkileyebileceğini belirtiyor.  

AKDENİZ TİPİ BESLENİN

Son dönemlerde yapılan araştırmalarda; özellikle nörolojik hastalıklardan korunmada ve hastalıkların kontrolünde sağlıklı beslenme yöntemleri arasında Akdeniz tipi beslenme ve MIND diyetine önem veriliyor. MIND (Mediterranean-DASH Intervention for Neurodegenerative Delay) diyeti, Akdeniz diyetine yakın, özellikle beyin sağlığına odaklı bir diyet türü. Alzheimer hastalığı gibi bunamaya yol açan hastalıklara karşı geliştirilen MIND diyetinde, Akdeniz beslenme tipinde de olduğu gibi yeşil yapraklı sebzeler, böğürtlengiller, tam tahıllı ürünler, deniz ürünleri, beyaz et ve zeytinyağının yanı sıra kırmızı şarap da yer alıyor.

PROTEİNİ İHMAL ETMEYİN

MS hastalarına beyaz et ve balıkla beslenmenin arttırılması, kırmızı etin en fazla haftada 2 gün tüketilmesi öneriliyor. Her gün çiğ veya pişmiş sebze ve meyveyle birlikte zeytinyağı, düşük yağlı süt ürünleri ve fındık, badem gibi kuruyemişler de beslenmede önem verilmesi gereken yiyeceklerin arasında sayılıyor.   

DÜŞÜK YAĞLI BESLENMEKTEN KAÇININ

Yağ bedenin enerji gereksiniminde rol oynuyor. Ayrıca yağda eriyen A, D, E ve K vitaminlerinin emilimi için de gerekiyor. Düşük yağlı ve yumurta ile süt ürünlerinin olmadığı diyetlerde enerji ve vitamin eksikliğine bağlı yorgunluk, kansızlık gibi başka yakınmalar ortaya çıkabiliyor.

ATAK DÖNEMİNDE TUZSUZ BESLENİN

MS hastalarının, özellikle atak döneminde kullanılan kortizon tedavisinin yan etkilerinden korunmak için o dönemde tuzsuz beslenmeye dikkat etmeleri gerekiyor. Ayrıca potasyumu arttırmak için bol meyve - sebze alınması, kalsiyum desteği için de süt ve süt ürünleri, kuru baklagillerle beslenilmesi öneriliyor. 


İçeriği Paylaşın