Nasıl 10 Kilo Verdim?


Bizi Takip Et


Esra Kazancıbaşı İle Sağlık

Geçtiğimiz yaz, sezon indiriminde aldığınız pantolona sığmıyorsanız… Kilonuzdaki artış nedeniyle bu sene bir beden daha büyük eteğe ihtiyaç duyduysanız… Bacak bacak üstüne atarken, ayakkabınızı bağlarken zorlanmaya başladıysanız…

Eğer, sizin de bu tür şikayetleriniz varsa, hiç vakit kaybetmeden hemen tartılmanızı öneririm. Çünkü tüm bunlar giderek kilo aldığınızın belirtisi.  Çoğu kadın böyle bir durumda tartılmak yerine, bir beden daha büyük giysi almayı tercih eder.  Aynı benim yaptığım gibi.

Oysa bu, bir insanın kendine yapabileceğin en büyük kötülüktür. Hem kilolar birikerek sağlığımıza zarar verir,  hem de içine giremediğimiz giysilerimizi her sezon yenilemek bütçemize ek bir maliyet getirir. Böyle bir durumda yapmamız gereken en doğru şey ise, şişmanlığın esiri olmadan aldığımız kilolardan bir an önce kurtulmaktır!

HER İKİ KADINDAN BİRİ ŞİŞMAN!

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de aşırı şişmanların sayısı giderek artıyor. Sağlık Bakanlığı’nın yaptığı araştırmaya göre Türkiye’de obezite sıklığı erkekler arasında yüzde 20.5. Yani her 5 erkekten biri obez. Kadınlarda ise bu oran yüzde 41. Bir başka deyişle, neredeyse her iki kadından biri aşırı kilo problemiyle karşı karşıya.

Şişmanlığın sadece bir estetik sorun olmadığını söyleyenler uzmanlar son derece haklı.  Dünya Sağlık Teşkilatı’nın verilerine göre şişmanlık, Tip 2 diyabet vakalarının yüzde 80’inden, kalp damar hastalıklarının yüzde 35’inden ve hipertansiyonun yüzde 55’inden sorumlu.  Şişmanlığın yol açtığı sağlık sorunları bunlarla sınırlı değil. Karaciğer yağlanmasından kireçlenmeye, solunum sıkıntısından felçe, adet düzensizliklerinden aşırı kıllanmaya, uyku apnesinden kas ve iskelet sistemiyle ilgili problemlere kadar çeşitli sağlık sorunlarına neden oluyor.

Şişmanlarda bazı kanser türlerinin görülme riski de yüksek. Bunlar arasında kadınlarda safra kesesi, endometriyum, yumurtalık ve meme kanseri; erkeklerde ise kolon ve prostat kanseri başı çekiyor. Şişmanlarda ameliyata bağlı olası riskler de artıyor.

PARA BİRİKTİRİN AMA YAĞ, KİLO BİRİKTİRMEYİN!

Ben de şimdiler, son 5 yılda yazdığım kitaplar, masa başında sabahlara kadar süren hareketsiz yaşamım nedeniyle aldığım kiloları vermeye çalışıyorum. Açlık hissetmeden… Hızla kilo verme telaşına düşmeden. 8 ayda 10 kilo verdim.  Nasıl mı?

. İki, üç kat çıkmak için artık asansör kullanmayı bıraktım. Merdiven inip, çıkıyorum.

. Doktoruma göre, yemek sonrası yapılan kısa süreli hafif tempolu yürüyüş, metabolizmayı hızlandırıp, kilo alımını engelliyor.  Doktorumun önerisine uydum, yemeklerden sonra ağır adımlarla 15 dakika yürüyorum.

. Fırsat buldukça açık havada yürüyüş yapıyorum. Henüz haftada üç günlük bir periyodu yakalayamasam bile, özellikle irademe hakim olamadığım ve ipin ucunu kaçırdığım yemekler sonrasında ertesi gün mutlaka yürümeye özen gösteriyorum.

. Tatlı krizim tuttuğunda elmayı veya şeftaliyi tarçınla tatlandırarak kendime sağlıklı tatlılar hazırlıyorum. Bazen bunları yoğurtla da karıştırıyorum.

. Ara öğünlerde bir avuç kadar kuru üzüm, fındık, bazen iki kayısı veya bir hurma yiyorum.

. Makarna, pilav, börek, kek ve mantıdan mümkün olduğunca uzak bir beslenme programı uyguluyorum.

Kısacası, sağlıklı beslenerek, yaşamıma hareket katarak kilo verme programımı uygulamaya devam ediyorum. Eğer, siz de bir sene önce aldığınız giysilerin içine sağmıyorsanız, tartılmayı ihmal etmeyin derim. Tartılın ki, biriken kilolarınızı vermeniz güçleşmesin.

Bankada biriken para iyidir, ama bedeninizde biriken yağlar, kilolar sağlığınızın en büyük düşmanıdır. Para biriktirin, ama yağ, kilo biriktirmeyin!

Esra Kazancıbaşı Öztekin

sagligimicin@gmail.com

Not: Bu yazı 4 Eylül 2016 tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.


İçeriği Paylaşın