Obezite Cerrahisi ile Zayıflamak…
Obezite Cerrahisi ile Zayıflamak…
Bizi Takip Et
Obezite cerrahisi nedir? Kaç tip yöntem vardır? Bypass yöntemi ile tüp mide cerrahisinin farkı nedir? Hasta başvurduğunda hangi yöntemin tercih edileceğine nasıl karar verilir? Hasta ameliyata nasıl hazırlanır? Ameliyat nasıl gerçekleştirilir? Ameliyat ne kadar sürer? Hasta kontrol için ne zaman gider? Revize amacı ile yapılan obezite cerrahileri nelerdir? Bazı vakalara neden revize gerekir? Mide kelepçesi yöntemi günümüzde terk mi edildi? Mide bypassının ve tüp midenin geri dönüşü var mıdır? Özel Ataköy Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fakı Akın obezite cerrahisi konusunda merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.
. Obezite cerrahisi nedir? Kaç tip yöntem vardır?
“Obezite cerrahisi, diyet ve sporla verilemeyen kilolar belli bir seviyeyi aştıktan sonra, vücut kitle indeksi 30 veya yukarıda olan kişilerde başvurulan cerrahi yöntemlerle zayıflamadır. Ana hatlarıyla çok sık yapılan 2-3 tane obezite cerrahisi vardır. En fazla uygulananlar tüp mide ve mide bypass cerrahi yöntemleridir. Amerika’da ve batı Avrupa’da daha çok gastrik bypass cerrahisi olan mide bypass cerrahisi uygulanır. Türkiye’de daha çok tüp mide cerrahisi yapılmaktadır. Tüp mide cerrahisi cerrahi olarak teknik açıdan daha kolaydır. Bypass biraz daha zor bir operasyondur.”
GASTRİK BYPASS İLE TÜP MİDE ARASINDAKİ FARKLAR
. Bypass yöntemi ile tüp mide cerrahisinin farkı nedir?
“İkisi de obezite cerrahisinde uygulanan zayıflama yöntemleridir. Aralarında çok ciddi farklar vardır. Tüp mide ameliyatı kısıtlayıcı bir ameliyattır. Midenin büyük bir kısmı zımba yöntemi ile kesilip vücuttan atılır. Geniş bir mide daraltılır. Çok yiyen bir hasta az yemeye başladığı için zayıflar. Bu tip ameliyatlarda tatlı seven bir birey 200 kalorilik küçük bir tatlı da yese, tatlı ağzından girdiği andan itibaren yüzde yüzü vücuda yansır. Tüp mide ameliyatı olmuş bir kişinin çok ufak bir parça tatlı yemesiyle hiç ameliyat olmamış birinin aynı tatlıyı yemesi arasında hiçbir fark yoktur. Ama sonrasında tekrar kilo alma oranı tüp midede tatlı sevenlerde daha yüksektir. Bu hastalar yemelerine dikkat etmek zorundadır. Diğer ameliyat olan gastrik bypass daha komplikedir. Sadece mide küçültülmez, küçültülmüş mide bağırsağın belli bir noktasına monte edilir. Bağırsağın belli bir kısmında da buna bağlı olarak emilim gerçekleşmez. Bu da hastaya hem az yedirir hem de yediği yemeklerin emilimini azaltır. 300 kalorilik bir yemek vücuda 200 kalori olarak yansır. Zayıflama yönünde de ek bir etkisi olur. Tüp mide az yedirir. Bypass hem az yedirir hem de az emdirir. Hasta doğal olarak ameliyat sayesinde gıdanın light ürününü yemiş gibi olur.”
‘‘HASTA İÇİN EN İYİ OLACAK AMELİYAT YÖNTEMİ SEÇİLİR”
. Hasta başvurduğunda hangi yöntemi tercih edeceğinize nasıl karar veriyorsunuz?
“Mide bypass ameliyatının ek bir etkisi olduğundan uzun vadeli sonucu olan bir ameliyattır. Ameliyattan önce hastalar geniş çaplı bir test sürecinden geçer. Yeme-içme alışkanlıkları, başlangıç kilosu, hastanın istekleri, hastanın neden kilolu olduğu, miktar olarak mı çok yediği, ne kadar kilo vermek istediği, vücudundan bir parça çıkmasını isteyip istemediği araştırılır. Hastanın kan tahliline ve yandaş hastalıklarına bakılır. Özellikle tip2 diyabet, tansiyon, kolesterol, uyku apnesi, karaciğer yağlanması olan hastalarda bilimsel verilere göre mide bypass ameliyatının uzun vadede sonuçları tüp mideden daha üstün olur. Bu tip kişilere gastrik bypass ameliyatı önerilir. Hasta burada isteğini söyleyebilir. Kesinlikle olamaz diye bir durum yoksa hastanın istediği cerrahi yöntem yapılır. Ama her zaman hasta için en iyi olacak ameliyat yöntemi seçilir.”
AMELİYATA NASIL HAZIRLANILIYOR?
. Hasta ameliyata nasıl hazırlanıyor? Ameliyat nasıl gerçekleştiriliyor?
“Obezite cerrahisi ameliyatlarında hemen ertesi gün ameliyatın yapılması gibi bir durum söz konusu değildir. Obezite cerrahisinde en önemli konu hazırlıktır. Hastanın yaptırması gereken birtakım testler vardır. Ameliyat öncesi karaciğer ve iç yağlanmayı azaltan bir diyet uygulanır. Bu diyet 2-4 hafta arası değişir. Kişi ameliyat öncesi hazır hale gelir. Ameliyat öncesinde geniş çaplı kan tahlili yaptırır. Kan tahliline göre vitamin ya da demir eksikliği ve buna bağlı kansızlığı varsa ameliyat gününe kadar bunlar normal seviyeye getirilir. 2-3 haftalık bir diyetten sonra kalp araştırması, endoskopi, psikolojik testler yapılır. Ciddi yeme-içme bozuklukları, aşırı alkol bağımlılığı, şizofrenik bir hastalığı olan kişilerde ameliyat önerilmez. Böyle bir durumda ya ameliyat ertelenir, ya hasta tedavi edilir ya da ameliyat hiç yapılmaz.”
. Ameliyat ne kadar sürüyor?
“Ameliyatlar kapalı yöntemlerle yapılır. Bu nedenle obez hastalarda yapılan açık ameliyatlara göre büyük avantajı olur. Beş tane bir santimlik deliklerden girilip kamera yöntemi ile uygulanır. Hasta ameliyat olacağı günden bir gün önce gelir. Ameliyat ise yaklaşık bir saat sürer. Hasta iki gece hastanede kalır. Yurtdışından veya şehir dışından gelen hastalar üç gece hastanede kalıp dördüncü gün geri dönebilirler.”
‘‘AMELİYATTAN SONRA HASTA HER İSTEDİĞİNİ YEMEMELİDİR’’
. Kontrol için hasta ne zaman geliyor?
“Altıncı hafta, altıncı ay ve birinci sene kontroller yapılır. Yurtdışından gelen kişilerle altıncı haftada tekrar görüşmek zor olduğu için online video konferansla görüşme yapılır. Ameliyat sonrası iletişim bu işin devamında çok önemlidir. Asıl iş ameliyattan sonra başlar. Ameliyat olduktan sonra hastanın da dikkat etmesi gerekir. Ameliyattan sonra hasta her istediğini yememelidir. Bu ameliyatların yüzde 100 garantisi yoktur. Yüzde 5-10 da olsa dikkat etmeyen kişilerde kiloların geri alımı söz konusudur. İki dilim pizza yiyebilen bir hasta her gece yatmadan önce iki dilim pizza yemeye devam ederse bir sene sonra bunun faturası ağır olur. Disiplin çok önemlidir. Cerrahlar işin yüzde 80’ini yapar. Yüzde 20’si hastanın beyninde biter.”
REVİZE OBEZİTE CERRAHİLERİ
. Revize amacı ile yapılan obezite cerrahileri nelerdir? Bazı vakalara neden revize gerekir?
“Bu ameliyatlar batı Avrupa ve Amerika’da yıllardır yapıldığı için revize ameliyatlar da fazla olmaktadır. Türkiye’de ise daha ameliyat olmamış kişilere ameliyat uygulanmaktadır. Daha basit vakalardır. Ama mide yeterince daraltılmadıysa; bypass olacak kişiye tüp mide, tüp mide olacak kişiye kelepçe ameliyatı yapıldıysa ve hasta bu yüzden verdiği kiloları geri alıyorsa revize ameliyatlar yapılır. Hasta yeterince kilo veremediyse, kusma ve mide ekşimesi yaşıyorsa revizyonel cerrahiye başvurulabilir. Bir yöntemden diğer yönteme geçiş olur. Hiç ameliyat olmamış bir mide ile revizyon edilmiş bir midenin sonuçları tabii ki farklıdır. Hiç ameliyat olmamış bir kişi gastrik bypass ameliyatı olduğunda kilosunun 1/3’ünü kaybeder. Ama daha önce tüp mide ameliyatı olan bir hasta sonrasında kusuyor, geri kilo alıyor veya yeterince kilo veremiyorsa ve ameliyat bypassa çeviriliyorsa hastanın başlangıç kilosunun 1/3’ünü vermesi imkansız hale gelir. O zaman yüzde 20 kilo vermede bile başarılmış kabul edilir.”
. Mide kelepçesi yöntemi günümüzde terk mi edildi?
“Avustralya gibi ilk çıktığı yerlerde yapılmaya devam ediliyor. Ama mide kelepçesi yöntemi konfor ve gelecekteki belirsizliği açısından günümüzde çok tercih edilmemektedir.”
OBEZİTE CERRAHİSİNİN GERİ DÖNÜŞÜ VAR MI?
. Mide bypassının ve tüp midenin geri dönüşü var mıdır?
“Tüp mide ameliyatında vücuttan bir bölüm kesilip atıldığı için onun geri dönüşü imkansızdır. Tüp mide ameliyatında ancak başka bir ameliyata geçiş söz konusudur. Bypass ameliyatında mideden herhangi bir parça alınmadığı, sadece bağlantıların yeri değiştiği için tekrar hasta isterse aynı noktalara bağlantı yapılabilir. Bugüne kadar dört binin üzerindeki şahsi deneyimlerimde böyle bir vakaya rastlamadım. 130 kiloluk şeker, tansiyon ve kolesterol hastası bir kişi, ameliyatla bunlardan ve ilaçlarından kurtularak 80 kiloya düşer. Hiçbir mantıklı açıklama ile hasta tekrar eski haline dönmek istemez. Ama gastrik bypass ameliyatında böyle bir istekte geri dönüş mümkündür. Tüp mide ameliyatı bypassa, kelepçe ameliyatı tüp mide veya bypassa, bypass da tekrar orijinaline çevrilebilir.”
. Son olarak neler söylemek istersiniz?
“Bu konuda en önemli adım hastanın bilinçlenmesidir. Obez bir hastanın hayatına obez olarak devam etmesi ameliyattan çok daha büyük risk taşır. Ameliyattan değil olmamaktan korkmalılar. Obezitenin getirdiği kalp krizi ve kanser riski ameliyat sonrasında ciddi oranlarda düşmektedir. Bu kararı verirken hastaların ciddi bir ön araştırma yapması gerekir. Ön hazırlığa önem veren merkezlerde bu ameliyatları yaptırmalıdırlar.
İçeriği Paylaşın