Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Alihan Gürkan, Atv Avrupa ekranlarında yayımlanan “Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey” programına katıldı.
Obezite hangi sorunlara neden olur? Obezite cerrahisi kimlere uygulanır? Obezite ve şeker hastalığı arasındaki ilişki nedir? Herkese obezite cerrahisi uygulanır mı? Obezite, kansere yol açar mı? Zayıflama ameliyatları riskli ameliyatlar mıdır? Obezite cerrahisi geçirmiş kişinin sağlık durumunda nasıl bir gelişme gözlenir?
Prof. Dr. Alihan Gürkan, Esra Kazançıbaş’ının sorularını yanıtladı
. Aşırı kilo (obezite) hangi problemlere yol açabilir?
“Obeziteyi tanımlamak için vücut kitle indeksi denen bir parametre kullanıyoruz. Vücut kitle indeksi 18 ile 25 arası olan kişileri normal kilolu, 25 ila 30 olanları hafif kilolu olarak kabul diyoruz. Vücut kitle endeksi 30 olunca artık obezite terimini kullanıyoruz. 35’ten sonrasında, hasta eden obezite yani şişmanlığın sağlık sorunlarına yol açtığı obezite sınıflamasına giriyor. İşte bu evrede cerrahi operasyonlardan söz etmeye başlıyoruz.
Obezitenin yol açtığı hastalıkların başında diyabet (şeker hastalığı) geliyor. Bunun dışında obezite, kalp ve solunum sistemi hastalıklarının ortaya çıkmasına neden oluyor.
Sadece şişmanlara özel bir takım hastalıklar da var. Örneğin, uyku apnesi… Uyku apnesi ani ölümlere sebep olabiliyor. Sindirim sistemi bozuklukları, reflü, eklem hastalıkları da şişmanlıkta ortaya çıkan diğer rahatsızlıklardır. Özellikle hanımlarda doğumsal yeteneğin düşmesi ve hatta kısırlığa bile neden olabiliyor. Psikiyatrik olarak da ağır depresyonlara yol açar.
Ayrıca bazı kanser türleriyle obezitenin direkt olarak ilişkisinin olduğu da son dönemde ortaya konmuştur.”
“OBEZİTE BİRÇOK KANSER TÜRÜNE NEDEN OLUYOR”
. Hangi kanserler ile aşırı kilo arasında bir paralellik vardır?
“ Kadınlarda görülen meme kanseri, over kanseri, yumurtalık kanseri, yemek borusu kanseri, pankreas kanseri; obeziteyle aralarında direkt ilişki kurulmuş olan kanser türleridir. Aslında literatüre baktığınızda bir veya iki kanser türü dışında obezitenin etkilemediği bir kanser türü yok. Şişmanlık neredeyse sigara kadar insan sağlığına zararlı bir alt yapı oluşturuyor.”
. Zayıflama ameliyatı yapılması için Vücut Kitle Indeksi’nin kaç olması gerekiyor? Ameliat için aranan başka koşullar da var mı?
“ Zayıflama ameliyatı için Batı ülkelerinde temel alınan algoritmaları takip ediyoruz. Batı’da Vücut Kitle İndeksi’nin 35’in üzerinde olması ve bu hastalarda mutlaka obezitenin yol açtığı birçok yandaş hastalığın da olması gerekiyor. Obezite ameliyatının onaylanabilmesi için örneğin diyabet, yüksek tansiyon, uyku apnesi, ağır depresyon gibi bir yandaş hastalığın kanıtlanması gerekiyor.
Vücut kitle indeksi 40’ın üzerindeyse bu durum, o kişinin obezite ameliyatı olması için yeterli bir nedendir. Burada yandaş bir hastalığının olması koşulu da aranmıyor. Bu tür hastalar, direkt olarak cerrahiyle tedavi edilecek ağır şişmanlığa sahip hastalar sınıfına girmektedir.
Vücut kitle indeksi 30’un altında olanlara zayıflama ameliyatı yapılması tartışmalı bir konudur. Günümüzde diyabet cerrahisi diye bir kavram var. Kişilerin vücut kitle indeksleri yüksek olmasa da tıpkı zayıflamada kullanılan bir takım ameliyatların benzerlerinin diyabet cerrahisi olarak bir takım kliniklerde yapıldığı bir gerçektir. Bunlar obezite cerrahisinde yaygınlık kazanmış ameliyatlar değiller ve özellikle bu konuda bizim takımımızın önemli elemanları olan endokrinologların büyük çoğunluğu tarafından da reddedilen veya çok fazla kabul görmeyen ameliyat türleridir. O yüzden hem yasal anlamıyla hem de tıbbı anlamıyla biz Vücut Kitle Indeksi 30’un altındaki kişilere obezite ameliyatı ya da benzeri ameliyatlar yapmayı çok uygun görmüyoruz.”
“TÜP MİDE GÜNÜMÜZDE EN ÇOK KULLANILAN CERRAHİ YÖNTEMİDİR”
. Obezite cerrahisinde ne tür uygulamalar var?
“ Her yöntem mutlaka basitten komplekse doğru gidiyor. Süreç içerisinde edindiğiniz deneyimlerle hastalarınıza en iyisini uygulamaya çalışıyorsunuz. Tüp mide, mideye balon, mide bandı gibi yöntemler var. Mide bandıyla başlayan bir serüvendi bu; bant takılarak kişilerin midelerinin hacmi küçültülüyordu. Sonra bu yöntemin birçok yan etkileri olduğu ortaya çıktı bu süreler içerisinde başka ameliyatlar tanımlandı.
Bugün tüp mide ameliyatının üzerinde durulmasının en önemli nedenlerinden bir tanesi insan vücudundaki fizyolojiye en yatkın, en yakın ameliyat olmasıdır. Bunun dışında by-pass ve sindirim sisteminin akışını değiştiren diğer ameliyatlar da şişmanlığın türüne göre uygulanan ameliyatlardır.”
. Zayıflama ameliyatları riskli ameliyatlar mıdır?
“ Risk her ameliyat için geçerlidir. Obezite cerrahisi tek bir genel cerrahin karar verip uygulayıp sonradan da takip etmediği bir ameliyat türü değildir. Endokrinoloğun, psikiyatrisin, diyetisyenin, kardiyoloğun, fizik tedavi uzmanının birlikte oturup karar verdiği bir hastalık ve bir tedavi çeşididir. Böyle çalışan merkezlerde ölüm oranı dünya standartlarına eşit olacaktır. Bugün iyi bir merkezde yapılan bin ameliyattan iki ya da üç tanesinde ölüm görülürse bu normal kabul edilebilir bir operasyondur.
Komplikasyon operasyonla birlikte gelir ama bu her operasyon için geçerli olan bir risktir. İyi merkezler; doğru hastaya, doğru ameliyatı seçerek ameliyat sonrası dönemde de hastaya yeterli teknolojik ve sağlık hizmeti ve desteğiyle riski dünya ortalamasına indirebilir.”
“OBEZİTE 20 YAŞINDAKİ BİR İNSANIN HAYATINI 10-12 YIL KISALTAN BİR HASTALIKTIR”
. Ameliyatta ne tür sorunlar görülebilir?
“Risk obezite cerrahisi içinde kanser cerrahisi içine de geçerlidir. Amerika Bileşik Devletleri’nde obezite ve obeziteyle ilişkili hastalıklardan hayatını kaybedenlerin sayısı, mide kanseri ve kalın bağırsak kanserinden ölen kişilerin sayısının 3 katından daha fazladır.
Obezite 20 yaşındaki bir insanın hayat beklentisini 10-12 yıl kısaltan bir hastalıktır. Dolayısıyla biz hastamıza bu ameliyatların risklerini açıklarken verdiğimiz örnek bu oluyor. Morbid obez olarak ölme riskiniz veya bu hastalıktan etkilenme riskiniz şudur ama ameliyatın riski binde üçtür. Bunu karşılaştırdığınızda, ameliyat olmanızı şiddetle öneriyoruz.
Ben hiçbir hastama, ‘sizi ameliyat ederim yüzde yüz iyi olursunuz’ demem. Hiçbir hekim de bunu dememelidir. Bu ameliyatın riskleri nelerdir; kestiğiniz midenin kesit yüzeyinde olan kaçaklar, bunların yaratığı kanama ve enfeksiyonlar probleme yol açabiliyor. Biz hastalarımızı ameliyattan sonra takip ediyoruz.
Yemek yemeğe başlamadan önce mutlaka boyalı grafiklerle bu kaçağın olup olmadığını tespit ediyoruz. Literatür bilgisine göre bu kaçağın en sık görüldüğü 7. ve 10. günler arasında da tekrar aynı filimle bunu kontrol ediyoruz. Başarı, her cerrahide olduğu gibi; ekip çalışması, doğru hasta seçimi, doğru cerrahi, başarılı cerrahi, doğru takip ve tedaviyle mümkündür.”
. Obezite cerrahisi geçirmiş kişinin sağlık durumunda nasıl bir gelişme gözlenir?
“Obezite ameliyatını önermemizin birkaç önemli nedeni var. Birincisi, bu kilo sizi öldürüyor, bundan kurtulmanız gerekiyor. Yapılan çalışmalar göstermiş ki morbit obez dediğimiz hastalarda diyet, egzersiz, yaşam sitilinin değiştirilmesi gibi ölçülerle zayıflama oranları yüzde 3 ila 10 arasındadır. Bu hastalar yüzde 90 bir şekilde zayıflayamıyorlar. Belli bir kiloyu verseler bile o verdikler kiloları tekrar geri alıyorlar. Obezite cerrahisi bu noktada ortaya çıkmış bir cerrahi çeşididir. Bu hastaların mutlaka bu kilolarından kurtulması gerekiyor. Eğer bu kiloları veremezlerse sağlıklarını kaybedecekler.
Hastalarımızı seçerken önceden diyet ve spor yapmış olması veya kombine bir takım etkilerle bu kilolardan kurtulmaya çalışmış olması şart. Tüp mide böyle bulunmuş bir ameliyat şeklidir. Tüp mide ameliyatı yapılan hastalarda enteresan bir şekilde kan şekeri düzeliyor. Kilo verince hastaların eklem ağrıları geçmeye başlıyor. Tansiyon ilaçlarını kesiyorlar. Horlamaları kesiliyor. Kilo bunlara nasıl yol açıyorsa, obezite cerrahisiyle kilolarından kurtulan hastalarda da bu hastalıklarda büyük ölçüde bir normale dönüş sağlanıyor. Ayrıca bu insanların aynalarla olan küskünlükleri de bitiyor.”
. Tüp mide ameliyatı öncesinde ve sonrasında yapılması gerekenler nelerdir?
“ Tüp mide operasyonu günümüzde en sık yapılan operasyonlardan bir tanesidir. Bazı merkezler, ameliyat öncesi özel diyetlerle hastanın karaciğer yağlanmasını azaltmaya çalışıyorlar. Bizim için bu büyük bir problem değil.
Hastaların ameliyat öncesi tetkiklerinin yapılması ve özellikle kilo kontrol merkezinin uzmanlarının onay vermesinden sonra hastamızı operasyona alıyoruz.
Operasyon günü hasta sabahtan geliyor. Ameliyat genelde 45 dakika ile 1 saat arası sürüyor. Bu ameliyattan sonra hastayı iki gün hastaneden tutuyoruz. Üçüncü günün sabahında midede kaçak var mı diye test yapılıyor ondan sonra hastamızı taburcu ediyoruz. Obezite ameliyatın başarısını artırmanın en önemli yöntemi bu hastaların mutlaka takibinin çok iyi olması çünkü bu hastalarda takibi kaçırırsanız ya istenmeyen aşırı kilo kayıplarına sebep olabilirisiniz veya hasta eski yeme alışkanlığına dönebilir. Bu durumda, iki sene sonra bu ameliyatın etkisi ortadan kalkmış olabilir. Ameliyat sonrasında hastanın uyumlu olması; diyetisyene ve endokrinologa gelmesi başarı için çok önemlidir.”