Obezite ve Diyabetin Tedavisinde Cerrahi Yöntemler
Obezite ve Diyabetin Tedavisinde Cerrahi Yöntemler
Bizi Takip Et
Türkiye’de obezite ne kadar yaygındır? Tüp mide ve gastrik bypass ameliyatlarının birbirinden farkı nedir? Hangi cerrahi ameliyat hangi hastalara önerilir? Obezite ameliyatları ne kadar sürer? Ameliyat ve ameliyat sonrası süreç nasıldır? Obezite cerrahisinde hangi ameliyatların geri dönüşümü vardır? Hastaların vitamin desteği almaları gerekir mi? Obezite cerrahisi yöntemleri özellikle gastrik bypass ameliyatları diyabetik hastalarda nasıl etki eder? Diyabet cerrahisi nedir? Kilo vermek ruh sağlığını nasıl etkiler?
Medical Park Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Hasan Pınar, diyabetin cerrahi tedavisini Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.
. Türkiye’de obezite ne kadar yaygındır?
“Obezite çağımızın en büyük sağlık sorunudur. Sadece Türkiye değil tüm dünya obezite denilen hastalık kompleksinin pençesindedir. Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre yaklaşık 3 milyon kişi obez olarak değerlendirilen sınıfa dahildir. Bunların yaklaşık yarısı 20’li yaşlarında hatta ergenlik dönemindedir. Yeni nesil sağlıksız ve obez olarak hayatlarına başlamaktadır. Sadece Amerika’da yılda 300 bine yakın obezite ameliyat gerçekleştirilmektedir. Türkiye’deise 2015 yılında 11-12 bin; 2016 yılında da 20 bin civarı ameliyat gerçekleştirilmiştir. 2017’de bu rakamın 30 bine çıkabileceği öngörülmektedir.”
TÜP MİDE VE GASTRİK BYPASS YÖNTEMLERİNİN FARKI NE?
. Tüp mide ve gastrik bypass ameliyatlarının birbirinden farkı nedir? Hangi cerrahi ameliyat hangi hastalara önerilir?
“Obezite ameliyatları teknik olarak iki sınıfta ayrılır. Bunlardan biri mide hacmi küçültücü; diğeri de emilim azaltıcı ameliyatlardır. Mide hacminin azaltıldığı ameliyatların başlıcası tüp mide ameliyatıdır. Tüp mide ameliyatının tekniği, midenin besin deposu olarak görev yapan yüzde 80’lik dış kısmının çıkarılmasıdır. Geri kalan yüzde 20’lik kısmıyla hastaların beslenme alışkanlığını değiştirerek az yemesi sağlanır. Böylece az kalori alarak zayıflayacak ve sağlıklı bir şekilde hayatına devam edecektir. Bypass ameliyatı ise daha çok 40’lı yaşların üzerindeki diyabetik hastalara yapılır. Bypass ameliyatında kontrollü bir şekilde emilim bozulur.
Tüp mide ameliyatı tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yüzde 80 oranında yapılagelen obezite ameliyatlarındandır. Geri kalan yüzde 20’si de diyabet endikasyonları olan ve hastanın yaşı baz alınarak tercih edilen ameliyatlardır. Tüp mide ameliyatında midenin yaklaşık bir litrelik hacmi 100 cc’lere kadar düşürülür. Bu da yemek yeme hacminin ciddi anlamda düşmesi demektir. Gün içinde katı gıdalardan alınan kalori oranını 4/1’e indirir. Dolayısıyla hasta daha hızlı kilo verir; yaklaşık 9-12 ay içerisinde normal kiloya ulaşır. Bypass ameliyatında ise hem kısmen mide küçültülür hem de bağırsakların yaklaşık 2 metrelik kısmı bypass edilir. Böylece özellikle karbonhidrat ağırlıklı gıdalardaki kalorili materyallerin emilmesi engellenir. Bunda da yine 9-12 ay içerisinde ideal kiloya kavuşan hastalar mevcuttur.”
AMELİYATIN 3. GÜNÜ TABURCU OLUNUYOR!
. Obezite ameliyatları ne kadar sürer? Ameliyat ve ameliyat sonrası süreç nasıldır?
“Teknolojinin cerrahi alanda da gelişmesiyle artık karın içi ameliyatların çoğu açık ve büyük kesilerle yapılmamaktadır. İşaret parmağının gireceği boyutlarda 3-4 delikten karın içi ameliyatlarının çoğu yapılmaktadır. Obezite ameliyatları da bunlardan bir tanesidir. 4 tane delikten midenin yüzde 80’lik kısmı kesilip karın dışına alınır. Hiç iz problemi olmaz. Ameliyat ortalama 45 dakika sürer. Kapalı yöntemle yapıldığı için hastanın ameliyattan sonra uyanmasında, yürümesinde herhangi bir sıkıntı yaşanmaz. Hasta ameliyattan 5-6 saat sonra yürütülür. Şişman hastalarda akciğer, sağlıklı kişilere göre daha az kapasitede çalıştığı için solunum egzersizi yaptırılır. Hasta yaklaşık 48 saatlik süreçte taburcu edilecek hale gelir. Ameliyatın 3. gününde kaçak testi yapılır. Yeni oluşturulan midede herhangi bir problem olup olmadığı radyoloji eşliğinde kontrol edilir. 3 gün sonra hasta sıvı gıdalara başlatılır ve bir diyet programı önerilerek 3. gün taburcu edilir.”
VERİLEN DİYET PROGRAMINA UYULMALI
. Obezite cerrahisinde hangi ameliyatların geri dönüşümü vardır? Hastaların vitamin desteği almaları gerekir mi?
“Tüp mide ameliyatında çok fazla vitamin desteği verilmez. Çünkü ameliyattan sonra uzman diyetisyen hastaya protein ve vitamin içerikli gıdalar önerir ve hastanın uygulayıp uygulamadığını takip eder. Ameliyattan sonra 2-3 aylık periyotlarda hastanın vitamin ve protein değerleri tahlil edilerek eksik olanlar karşılanır. Verilen diyet programına uyum sağlarsa tüp mide ameliyatlarında hastaya herhangi bir destek verilmesine gerek kalmaz. Ama bypass ameliyatlarında bağırsağın 2-3 cm’lik kısmı emilimden uzaklaştırıldığı için o kısımdan bazen bazı vitaminlerin emilimi söz konusu olur. Eksik olan vitaminler ağız yoluyla ameliyattan sonra hastaya destek mahiyetinde verilir.”
DİYABET VE OBEZİTE İLİŞKİSİ
. Obezite cerrahisi yöntemleri özellikle gastrik bypass ameliyatları diyabetik hastalarda nasıl etki eder? Diyabet cerrahisi nedir?
“Hasta eğer hem obez hem de diyabet ise ameliyat yöntemleri gözden geçirilerek hastaya sunulur. Obezite ameliyatlarında başarı oranları yüzde 80-90 arasında değişmektedir. Hastanın yaşı ve beslenme tarzı göz önünde bulundurularak bypass ya da tüp mide ameliyatı tercih edilir. Çünkü obez hastada diyabet varsa zayıfladıktan sonra o diyabet yüzde 80-90 oranında düzelir. Obezite problemi olmayan hafif kilodaki hastalardaki tip2 diyabetin ameliyatı ise ince bağırsakların son kısmıyla ilk kısmı yer değiştirilerek mideye bağlanması şeklinde yapılır. Bu yöntemle kandaki belli hormonların değeri yükseltilerek pankreasın daha fazla insülin salgılaması sağlanır. Hastaların yaklaşık 2-3 ayık süreç içerisinde kan şekerleri düzelir. Kullandıkları insülinleri ve anti diyabetik tabletleri bırakır hale gelirler. Bu yöntemin başarı oranı da yüzde 80-90’lardadır.”
KİLO VERMEK RUH SAĞLIĞINI NASIL ETKİLİYOR?
. Kilo vermek ruh sağlığını nasıl etkiler?
“İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Bu sosyalliğin içinde etrafındaki insanlarla ilişkileri söz konusudur. Öğrenciyse okulda arkadaşları ve öğretmenleri ile, çalışıyorsa iş arkadaşlarıyla, evde aile fertleriyle bir şekilde haberleşilmektedir. Bu sosyalleşmenin en önemli etkenlerden bir tanesi de sağlıklı olmaktır. Şişmanlıktan dolayı kendisini sağlıksız olarak gören bir insan bu sosyal ortamlardan kendini uzak tutar. Çoğu zaman obez hastalar kısır döngünün içine girip sosyal ortamlara gitmekten uzak kalırlar. Kimi zaman başkaları tarafından hor görülürler. Kimi zaman başkalarının yaptığı aktiviteleri yapamamak sosyal olarak bir baskı oluşturur. Bunlar da doğal olarak ruh hallerine yansıyıp daha mutsuz, daha üzgün, daha az sosyal birey olarak hayatlarını devam etmelerine sebebiyet verir. Bu ameliyat ise kısa süre içerisinde bu sıkıntılarını ortadan kaldırarak insanların hem fiziksel hem de psikolojik olarak rahatlamalarını sağlar.”
. Obezite ameliyatları için yurtdışından talep oluyor mu? Türkiye’nin obezite cerrahisindeki bulunduğu konum nedir?
“Antalya’da ameliyat ettiğimiz hastaların yüzde 60-70’i yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlarımızdır. Çünkü yurt dışındaki vatandaşlarımız Almanya, Hollanda, Belçika gibi belli ülkelerde yoğunlaşmış durumdalar ve oralardan Türkiye’ye ulaşım açısından İstanbul’dan sonra en rahat Antalya’ya ulaşmaktadırlar. Antalya aynı zamanda tatil ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri bir şehirdir. Bunun sonucu olarak da hastalarımız tatillerini geçirdikten sonra hastanede yatacakları 3 günü ayırarak ve ameliyattan sonra verdiğimiz diyet programına uyma yaklaşımıyla gelmektedirler. Ameliyattan itibaren 7. gününde yurtdışına döndüklerinde işlerine başlayabiliyorlar. Sosyal hayatlarına tekrar devam edebiliyorlar. İş gücü kaybı oluşturmayan, sosyal açıdan da herhangi bir sıkıntıya yol açmayan tekniklerle bu ameliyatı gerçekleştirdiğimiz için yurt dışındaki Türk vatandaşlarından çokça rağbet görüyoruz.”
İçeriği Paylaşın