Obezite ve Obezite Cerrahisi
Obezite ve Obezite Cerrahisi
Bizi Takip Et
Kimler tıbben şişmandır? Obezitenin tedavisinde cerrahinin yeri nedir? Hangi hastalar için günümüzde zayıflama ameliyatıyla tedavi imkanı vardır? Günümüzde aşırı kilo problemi olan hastalara hangi tekniklerle ameliyat yapmak mümkündür? Teknik seçiminde belirleyici olan faktörler var mıdır? Diyabeti olan hastaya nasıl bir cerrahi teknik uygulanır? Diyabetin tedavisine yönelik bir cerrahi midir? Uygulanan tedavi Tip1 ve Tip2 diyabet için de uygun mudur? Uygulanan cerrahilerden sonra hastaların yaşamında ne gibi düzelmeler görülür? Obezite ameliyatından sonra kişiler istediklerini yiyebilirler mi?
Medical Park Antalya Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Opr. Dr. Hasan Pınar, obezite ve obezite cerrahisi hakkında merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’ de anlattı.
. Kimler tıbben şişmandır?
“Obezite, gelişmekte olan ülkelerde ortaya çıkıp, yavaş yavaş tüm dünyayı pençesinin altına alan ve ciddi anlamda ölümcül hastalıklara yol açan bir hastalıklar kompleksidir. Alınan fazla kalorilerin vücutta yağ dokusu olarak depolanmasına obezite denir. Bu yağ birikimine bağlı olarak vücut kitlesi artar ve kalp, böbrekler, akciğerler çok daha büyük bir kitleye hizmet vermek durumunda kaldığı için yorulup yetemez hale gelirler. Obezitenin sorunları da bundan sonra başlar. Obezitenin yol açtığı komplikasyonlar genel itibariyle dolaşım sistemi, kalp, böbrek ve akciğer hastalıkları, beyin damarlarındaki tıkanıklıklar, eklem problemleri gibi sonuçları itibariyle insanın ömürünü kısaltan, insan hayatındaki konforu düşüren problemleri de beraberinde getirir.”
‘‘OBEZİTENİN TEK NEDENİ YEME ALIŞKANLIĞI OLMAYABİLİR’’
. Obezitenin tedavisinde cerrahinin yeri nedir? Hangi hastalar için günümüzde zayıflama ameliyatıyla tedavi imkanı vardır?
“Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların hareketsiz yaşam ve kalorili gıdalara çabuk ulaşabilme potansiyelleri oldu. Ortaya çıkan bu modern hayatın getirdiği bir hastalık kompleksi olan obeziteyle savaş anlamında çeşitli yöntemler geliştirildi. Obeziteyle mücadelede başlangıç aşaması, diyet ve spor kombinasyonlarıdır. Bunlardan istenildiği oranda fayda görülmediği için alternatif tedaviler geliştirildi. Bunlardan biri, halk arasında kelepçe ve balon olarak nitelendirilen cihazların mideye yerleştirilmesiyle oluşturulan bir tedavi mekanizmasıdır. Yemek yeme hacmini azaltıcı bu tedavide çok da ömür boyu zayıflık elde edilemediği görülmüştür. Çünkü o yabancı cisimlerin vücutta uzun süre ya da ömür boyu kalabilme gibi bir şansı olmamıştır. Son basamakta ise obezite cerrahisi üzerine gelişmeler oldu. Obezite cerrahisinde, obezitenin sebebini ortaya koyma adına öncelikle hasta değerlendirilir. Çünkü obezitenin tek sebebi yeme alışkanlığı olmayabilir. Bazı endokrin problemler, hormonal problemler obezitenin sebebi olabilir. O yüzden obezitenin derecesi, sonra da sebebi ortaya koyulduktan sonra adım adım giden tedavi yöntemleri hastaya önerilir.”
‘‘DİYABETİ OLAN HASTALARDA BYPASS AMELİYATLARI TERCİH EDİLİR’’
. Günümüzde aşırı kilo problemi olan hastalara hangi tekniklerle ameliyat yapmak mümkündür? Teknik seçiminde belirleyici olan faktörler var mıdır?
“Obezite multi kompleks bir hastalık olduğundan ameliyatla ilgili hastaya özel değerlendirmeler yapılır. Sebebi yüksek kalorili gıdayı fazla alma olarak değerlendirilen hastalarda karşılıklı görüşerek beklentileri alınarak ameliyat kararı verilir. Sonra da hastaya teknik olarak ameliyat çeşitleri sunulur. Ancak aynı kiloda, aynı boyda, aynı yaşta iki hastanın bir tanesinde çok yüksek seyreden insülinle, oral antidiyabetiklerle toparlanamayan diyabet varsa, diğerinde hiçbir kan şekeri irregülasyonu olmayıp sadece şişmanlık söz konusuysa cerrahi seçimlerde farklılık olur.
Diyabeti olmayan sadece yeme alışkanlığından dolayı obez olan hastalarda genelde tüp mide tercih edilir. Dünyada da yapılan her 100 ameliyattan 75 tanesi tüp mide ameliyatıdır. Tüp midede, mide hacimsel olarak küçültülerek hastanın daha az gıda alması sağlanır. 9-12 ay gibi bir sürede normal bir vücut ağırlığına gelebilecek kadar etki gösteren bir ameliyat türüdür. Şekeri yüksek olan hastalara da daha çok, bağırsağın başlangıç kısmının şeker ve karbonhidratlı gıda emiliminden uzak tutulduğu, bağırsağın 200. santimetresinde mideye bağlandığı bypass ameliyatları tercih edilir. Hastaların yüzde 90’ının normal kilolarına ulaşıp sağlıklarına kavuştuğu görülür.”
‘‘OBEZİTE TİP2 DİYABETİN SEBEPLERİNDEN BİR TANESİDİR’’
. Diyabeti olan hastaya nasıl bir cerrahi teknik uygulanır? Diyabetin tedavisine yönelik bir cerrahi midir? Uygulanan tedavi Tip1 ve Tip2 diyabet için de uygun mudur?
“Cerrahi olarak Tip2 diyabet grubunun sorunu çözülür. Tip1 diyabette, çocukluk çağından itibaren pankreas yeteri kadar insülin salgılayamadığı için kandaki şeker düzeyini düşüremez. Dolayısıyla hasta insülini sürekli olarak dışarıdan almak zorunda kalır. Çoğunlukla sebebi bilinemeyen olarak açıklansa da obezite de Tip2 diyabetin sebeplerinden bir tanesidir. Çünkü vücutta biriken yağ, kanda bulunan insülinin hücrelere şekeri gönderebilme fonksiyonunu ortadan kaldırır. Hasta, bu ameliyatla kısa sürede zayıfladığı için pankreas rahatlar. Salgıladığı insülin yağ doku direncinden kurtulmuş olur ve ciddi anlamda kanda gezen yüksek şekeri hücrelere pompalayarak kan şekerini düşürür. Obez ve Tip2 diyabetli hastalarda benzer etki etmesi sebebiyle genelde tüp mide ve bypass ameliyatları tercih edilir. Ama bunun yanında Tip2 diyabet için yapılan ve çok fazla şişman olmayan hastalara da metabolik cerrahi yöntemlerle bunun önüne geçilir. İnsan vücudunda yaklaşık 7 metreye ulaşan bir bağırsak sistemi vardır. Bu bağırsak sistemi 3-4 komponentten (kısım) oluşur. İnce bağırsakların oluşturduğu komponentler yaklaşık her biri 1.5-2 metreye ulaşan 3 komponenttir. Toplam 6 metrelik ince bağırsak segmentinin en son kısmı yani kalın bağırsakla biten kısmından kan dolaşımına birtakım hormonlar salgılanır. Başlangıç kısmından ise farklı hormonlar salgılanır. Bunlar üzerinden yapılan çalışmalarda gıda, ince bağırsak sisteminin en son kısmına geçtiği zaman bağırsağın kana birtakım hormonlar salgıladığı görülmüştür. Bu hormonlar da pankreasa giderek Tip2 diyabetteki salınımı azalmış insülinin miktarını arttırır. İnsülin miktarı arttıkça da Tip2 diyabette ciddi anlamda obezite sıkıntısı olmayan hastalarda kan şekeri bu şekilde düşürülmüş olur.”
‘‘HASTA YAKLAŞIK 2 YIL TAKİP EDİLİR’’
. Uygulanan cerrahilerden sonra hastaların yaşamında ne gibi düzelmeler görülür?
“Aslında laparoskopik yöntemle (kapalı yöntem) hastanın 6 saat sonra yürüyüp ertesi gün sıvı gıdalarını alabildiği konforlu bir ameliyatla iş bitmiyor. Bundan sonra hasta yaklaşık 2 yıl süresince uzman diyetisyen, endokrinolog, dahiliye ve genel cerrahi uzmanları tarafından takip edilir. Şişman hastalar, şişmanlıktan kısa sürede kurtulduklarından bu iç organlarının fonksiyonuna ve sosyal hayatlarına çok büyük katkı sağlar. Bunun yanında diyabetli hastalar da günde 2-4 kez insülin yapmak zorundayken ameliyat olduktan 3 ay sonra kesinlikle insülin ve oral antidiyabetik kullanmadan hayatlarına devam ederler.”
. Obezite ameliyatından sonra kişiler istediklerini yiyebilirler mi?
“Hastalar, ameliyat olmadan önce sağlıklı olan neleri tüketiyorlarsa aynı şekilde ama ameliyatın tekniği itibariyle miktarını 1/3, 1/4’e indirecek şekilde alabilirler. Bununla ilgili herhangi bir sıkıntı yaşanmamaktadır.”
İçeriği Paylaşın