Obezitenin ve Tip 2 Diyabetin Ameliyatla Tedavisi

Obezitenin ve Tip 2 Diyabetin Ameliyatla Tedavisi

Obezitenin ve Tip 2 Diyabetin Ameliyatla Tedavisi

Bizi Takip Et


Tip 2 diyabette cerrahi tedavi nasıldır? Cerrahi tedavi hangi hastalar için daha uygundur? Diyabet cerrahisinin obezite cerrahisinden farkı nedir? Tip 2’li obezite hastasına obezite mi yoksa diyabet cerrahisi mi uygulanacağına neye göre karar verilir? Obezite cerrahisinde uygulanan tüp mide ve gastrik bypass ameliyatlarının birbirinden farkı nedir? Ameliyat öncesi ve sonrası süreç nasıl ilerler Metabolik cerrahisi olmuş diyabet hastasının insülini ne zaman normal düzeylere ulaşır? Obezite cerrahisi olduktan ne kadar süre sonra normal vücut ağırlığına kavuşulur?

Medical Park Pendik Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Samet Yardımcı, Tip 2 diyabetin ve obezitenin ameliyatla tedavisini Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

‘‘OBEZİTE VE DİYABET AMELİYATLARI ARTIK BİRARADA ANILIYOR’’

. Tip 2 diyabette cerrahi tedavi nasıldır? Cerrahi tedavi hangi hastalar için daha uygundur?
“Tip 2 diyabet için cerrahi tedavi, obezite artı diyabeti olan hastalarda obezite ameliyatından sonra diyabetin değişik oranlarda geçtiğinin görülmesi ile ortaya çıktı. Hasta daha taburcu edilmeden, yeterli kilo kaybı sağlanmadan önce insülini ve ağızdan ilaç kullanıyorsa onlar kesildi. Tıp dünyası bu durumda morbit obez olmayan daha normal kilolardaki insanlara da teknik olarak obezite ameliyatlarına çok benzer ameliyatlar yapılırsa diyabete çare bulunabileceğini gördü. Dünyada artık  obezite ve diyabet ameliyatları birarada anılıyor. Ama sadece diyabeti tedavi etmek için yapılan ameliyatlar var ve bazı diyabet hastaları bundan çok büyük fayda görüyorlar. Aslında vücudunun insülin rezervi bitmemiş olan her hasta potansiyel olarak bu tedaviden fayda görebilir. Çünkü diyabet hastalarının ilerleyen devrelerinde pankreas bezi adeta vurularak insülin salgılamayı bırakır. Bu hastaların dışında geride kalan tüm Tip 2 diyabet hastaları aslında cerrahi tedavi adayıdırlar. Ancak pankreasta geride kalan insülin salgılama gücünü test edebilmek için birçok test yapılır. Bunların sonucunda hastalara uygun olup olmadığı yanıtı verilir.”

DİYABET CERRAHİSİYLE OBEZİTE CERRAHİSİ ARASINDAKİ FARK NE?

. Diyabet cerrahisinin obezite cerrahisinden farkı nedir?
“Obezite cerrahisi olarak dünyada ve Türkiye’de en fazla tüp mide ameliyatı (sleeve gastrektomi) uygulanmaktadır. Tüp mide ameliyatı diyabet üzerinde by-pass ameliyatları kadar etkili değildir. Obezite için uygulanan Roux n-y Gastric Bypass en eski obezite ameliyatıdır. Tüp mide yaygınlaşmadan önce en fazla yapılan obezite ameliyatıydı. Roux n-y Gastric Bypass metabolik cerrahi denilen Tip 2 diyabeti tedavi eden ameliyatların atasıdır. Tarihsel gelişimine bakıldığında 10-12 çeşit obezite veya diyabet ameliyat tipi vardır. Hepsinin ortak mantığı, gıdayla daha çabuk karşılaşmasını sağlayan ince bağırsakların yerini değiştiren veya gıdanın akış yönünü değiştiren ameliyatlar olmasıdır. İnce bağırsak kaynaklı hormonların kullanılarak kan şekeri kontrolünün çok daha kolay sağlanmasına yardım ederler. Dolayısıyla bu ameliyatlardan sonra yüzde 80’e varan oranlarda diyabet hastanın hayatından çıkar. İnsülin kullanıyorsa insülin kesilir; ağızdan bir diyabet ilacı kullanıyorsa o kesilir. Kan şekeri normalleşir. Geri kalan yüzde 20’de de aslında düzelme olur. İnsülin kesilir ama 1-2 ilaçla devam eder veya kan şekeri kontrolünü sağlayabilmek için çok daha az ilaçla hasta hayatına devam edebilir. O kadar katı diyetler yapması gerekmez.”

NEYE GÖRE KARAR VERİLİYOR?

. Tip 2’li obezite hastasına obezite mi yoksa diyabet cerrahisi mi uygulanacağına neye göre karar verilir?
“Hangi ameliyatın hangi hastalıkta en etkili olduğu konusu tıp dünyasında tartışılmaktadır. Hastanın beslenme alışkanlıklarını iyi sorgulamak gerekir. Midesinde veya yemek borusunda herhangi bir hastalık olup olmadığı ve ameliyattan beklentinin öncelikle kilo kaybı mı yoksa diyabeti tedavi etmek mi olduğu iyi sorgulanmalıdır. Hastanın beklentileri de sorgulandıktan sonra bir karar verilir ve hastaya hangi ameliyatın kendisi için uygun olacağı söylenir. Bu karara uyulduğunda başarı oranı  yüzde 90-92’lere çıkmaktadır. Örneğin dondurma, çikolata gibi devamlı şekerli şeyler yeme isteği ve abur cubur atıştırma tarzında beslenme alışkanlığı olan bir insana tüp mide ameliyatı yapılırsa daralmış mideden o gıdaları yemeye devam edebileceği için bir işe yaramayacaktır. Dolayısıyla bu tür alışkanlığı olan bir insanda by-pass ameliyatlarını tercih etmek hem hasta için hem hastanın diyabetinin iyileşmesi için hem de onun daha sonraki mutluluğu için kilit nokta olacaktır.”

Doç. Dr. Samet Yardımcı

‘‘OBEZİTE VE DİYABET CERRAHİSİ BİR EKİP İŞİDİR’’

. Obezite cerrahisinde uygulanan tüp mide ve gastrik bypass ameliyatlarının birbirinden farkı nedir? Ameliyat öncesi ve sonrası süreç nasıl ilerler?
“Ameliyat öncesi hazırlık süreçleri hem tüp mide ve gastrik bypass ameliyatları hem de diğer ameliyatlar için aynıdır. Hastanın midesinde bir hastalık olup olmadığına, genel kan tablosuna bakmak için ayrıntılı bir check-up yapılması gerekir. Hastayı sadece genel cerrahi uzmanının ya da obezite cerrahisi uzmanının görmesi yeterli değildir. Bir ekip çalışması gerekir. Ekibin içinde mutlaka psikiyatrist veya psikolog, endokrinoloji uzmanı veya dahiliye uzmanı, gerektiğinde başvurulmak üzere kardiyoloji ve göğüs hastalıkları uzmanı ve ekibin vazgeçilmez parçası  diyetisyen bulunmalıdır. Ameliyat aslında zannedildiğinden çok daha kolay bir ameliyattır. Hangi tip ameliyat yapılırsa yapılsın ameliyattan 3-4 saat sonra hasta ayağa kaldırılıp yürütülür. Hasta ertesi gün su içmeye başlar ve ortalama yatış süresi 3-4 gündür. Hasta kendine yetecek kadar suyu içebilir hale geldiğinde taburcu edilir.”

. Yurt dışından gelen hastalar için süreç nasıldır?
“Yurt dışından gelen hastalarda ameliyat öncesi tetkikler 1-1,5 gün sürer. Eğer önceden haberimiz olursa hasta ertesi gün ameliyata alınabilir ve 4 gün içinde taburcu edilir. Ancak şehirde 1 hafta daha kalmaları istenir. Böylece kafalarına takılan herhangi bir şey olursa tekrar bize başvurmaları daha kolay hale gelir. Toplamda 10-12 günlük bir süreci kendilerine ayırırlarsa böyle bir tedaviden kendilerine fayda göreceklerdir.”

‘‘AMELİYATTAN SONRA İNSÜLİN TAMAMEN KESİLİR’’

. Metabolik cerrahisi olmuş diyabet hastasının insülini ne zaman normal düzeylere ulaşır?
“Diyabet ameliyatı olan hastaların çoğunluğunda daha taburcu olurken tedavinin tamamı kesilir. İlk 3 hafta bazı dalgalanmalar olabilir. Kan şekerinde bazı yükselmeler düşüklükler olabilir. Ama onlara çok fazla müdahale etmeden dışarıdan gözlemlenir. İnsülin kullanan hastanın ameliyattan sonra insülini tamamen kesilir. Hasta özellikle yemek yedikçe kan şekeri düşer; böyle bir paradoksal durum da vardır. İnce bağırsağı çalıştırdıkça kan şekeri daha normal seviyelere gelir. Dolayısıyla ilk 3 hafta bazı dalgalanmalar olsa da çok önemsenmez. Ancak bir ayın sonunda tamamen ilaçtan kurtulmuş olması umut edilir.”

FAZLA KİLOLARIN YÜZDE 60’I BİR YILDA KAYBEDİLİYOR

. Obezite cerrahisi olduktan ne kadar süre sonra normal vücut ağırlığına kavuşulur?
“Obezite cerrahisinde süreç biraz daha yavaş işler. Obezite cerrahisinin amacı fazla kiloların yüzde 60’ını 1 yıl içinde kaybettirmektir. Ama hastalarımızın büyük çoğunluğu bununla yetinmemekte  fazla kilosunun tamamını vermektedir. Çünkü hasta obezite cerrahisiyle beraber ciddi bir kilo kaybı sağladıktan sonra daha rahat yürümeye daha rahat uyumaya daha rahat nefes almaya daha rahat egzersiz yapmaya başlıyor. Her adımında o kadar yüksek yükleri taşımak zorunda olmadığı için hastanın çok hoşuna gidiyor ve egzersizleri yaptıkça normal kilolara yaklaşıyor.”

‘‘DİYABET CERRAHİSİNDE TECRÜBEMİZ ÜST DÜZEYDE’’

. Son olarak neler söylemek istersiniz?
“Öncelikle Tip 2 diyabetin cerrahi yöntemle tedavisi mümkündür. Ancak hasta seçimi çok önemlidir. Ülkemiz bu konuda oldukça ileri bir durumda olan ve en çok ameliyatların yapıldığı ülkelerden birisidir. Türkiye tecrübede de gayet üst düzeydedir. Ama doktor ve hastane seçimi çok önemlidir. Tek bir doktorun bu tedaviyi üstlenmesi çok iyi olmayabilir. Az önce bahsettiğim birçok hekimin elinin gözünün üzerinde olduğu bir merkezde bu ameliyatları gayet emniyetli bir şekilde yaptırmak mümkündür.’’


İçeriği Paylaşın