Omuzda Sıkışma Sendromu ve Tedavisi

Omuzda Sıkışma Sendromu ve Tedavisi

Omuzda Sıkışma Sendromu ve Tedavisi

Bizi Takip Et


Omuzda ağrıyla kendini belli eden başlıca hastalıklar nelerdir? Omuzda sıkışma sendromu nasıl bir hastalıktır? Ne tür yakınmalara yol açar? Omuzda sıkışma sendromuna bağlı omuz ağrılarının özelliği nedir? Omuz sağlığı nasıl korunur? Günlük yaşam içerisinde ne tür hatalar yapılmaktadır? Omuz ağrısının tanısında belirleyici faktörler nelerdir? Hastadan ne tür tanı yöntemleri istenir? Omuzda sıkışma sendromu genellikle tek taraflı mıdır? Omuzda sıkışma sendromunda tedaviye yaklaşım nasıldır? Omuzda sıkışma sendromunun dereceleri var mıdır? Ameliyat hangi hastalara tavsiye edilir? Kapalı ameliyatlar nasıl gerçekleştirilir? Açık ameliyatlara göre hastaya ne tür avantajlar getirir? Omuzda sıkışma sendromu nedeniyle cerrahi geçiren bir hasta ne kadar süre işine gidemez, elini ya da omuzunu sürekli kullanamaz?

Şişli Kolan İnternational Hospital’dan Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Onat Üzümcügil merak edilen soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.

. Omuzda ağrıyla kendini belli eden başlıca hastalıklar nelerdir?
‘‘Omuz ağrısı, bel ve diz ağrısından sonra en sık görülen doktora başvuru nedenidir. Omuz ağrısının nedenleri hastaların yaşına göre farklılık gösterir. Genç yaş gruplarında omuzun en sık ağrı nedeni travmalar, düşmeler, sakatlanmalar, spor yaralanmalarıdır. Yaş ilerledikçe yavaş yavaş omuz eklemini oluşturan yumuşak dokular yıpranır ve içindeki birtakım bio kimyasal maddelerde değişmeler olur. Bu yıpranmaya bağlı, osteoartrit denilen daha çok omuzda sıkışma sendromu olarak ortaya çıkan tablolar ağrıya neden olur. Bunların yanı sıra romatizma, eklem hastalıkları, şeker hastalığı, kalp, akciğer ve tiroid hastalıkları gibi birtakım sistemik hastalıklar da yine kendisini omuz ağrısıyla gösterebilir.’’

 OMUZ AĞRILARININ ÖZELLİĞİ

. Omuzda sıkışma sendromu nasıl bir hastalıktır? Ne tür yakınmalara yol açar? Omuzda sıkışma sendromuna bağlı omuz ağrılarının özelliği nedir?
‘‘Omuz eklemi diğer büyük eklemlerden biraz farklıdır. Omuzun bir yuvası, o yuvanın içerisinde kol kemiği bulunur. Kol kemiğini bu yuvada tamamen yumuşak dokudan oluşan bir anatomik yapı tutar. Bu yapının içerisinde kas kirişleri ve omuz kapsülü denilen ince zar şeklinde bir yapı vardır. Bu yapının özellikle üst tarafındaki kemiğin altında yaklaşık 1 santimetrelik kanal bulunur. Kas kirişleri kanalın içerisinde yağlı, yumuşak, yastıksı bir dokuyla desteklenir. Bu doku, hareketlerde ağır olmasının önüne geçer. Özellikle baş üstü aktivitelerde ve üzerine yatıldığında bu aralıkta bir daralma olur. Bu hareketler tekrarlayıcı olduğunda ya da zorlamalı bir hal aldığında aradaki yastıksı doku desteği ortadan kaybolur. O dokuda yavaş yavaş ödem gelişmeye ve o doku sertleşmeye başlar. Omuz üzeri yapılan hareketlerde örneğin saç tararken, ceket giyerken, erkeklerde cüzdanı arkadan almaya çalışırken gibi zorlamalı ve tekrarlayıcı hareketler bu ağrıya neden olur. O dokudaki harabiyet, birtakım sistemik rahatsızlıklara eşlik ediyorsa bu tablo özellikle omuzun ön ve dış kısmından kolun orta noktasına doğru yayılır. Parmaklara genellikle vurmaz. Bu ağrı parmaklara da vuruyor ve güç kaybına neden oluyorsa boyun hastalıklarına dikkat etmek gerekir. Ayrıca üzerine yatmakta güçlük çekiliyor ve özellikle baş üstü faaliyetlerde ciddi sıkıntı yaşanıyorsa, o zaman omuzda sıkışma sendromu denilen tablo olabilir.’’

‘‘ORTA YAŞ GRUBU EVKADINLARINDA DAHA SIK GÖRÜLÜR’’

. Omuz sağlığı nasıl korunur? Günlük yaşam içerisinde ne tür hatalar yapılmaktadır?
‘‘Omuzda sıkışma sendromu genellikle orta yaş grubu ev kadınlarında sık görülür. Ev kadınları evi temizlerken, yemek yaparken baş üstü aktiviteleri daha fazla yapmaktadır.  Mutfaktayken yüksek bir raftan ağır bir tencere almak, cam veya kapı silmek, halı silkelemek gün içerisinde çok fazla yaptıkları aktivitelerdir. Bunlar tekrarlayıcı hale geldiğinde ve fazla yük ile yapıldığında sıkışma sendromuna neden olur ve bu bir omuz ağrısı nedenidir. Bunlardan mümkün olduğunca kaçınmak veya bu işlerin periyodunu uzatmak bir çözüm olabilir. Ayrıca taşınan ağır çantalar da indirekt olarak mesafenin daralmasına neden olur. Bilindiği gibi omurga ve omuz oldukça yakın ilişkide olan eklemlerdir. Omurganın ağırlık merkezi hafif öndedir. Ağır çanta taşındığında asimetrik bir yüklenme ortaya çıkar. Bu ileride omurganın önden bakıldığında yana eğilmesine neden olabileceği gibi hafif kamburluk artışı da ortaya çıkartabilir. Ayrıca omuz eklemini oluşturan kemiğin öne doğru fazla açılanarak kas kirişlerinin gidip geldiği mesafeyi daraltabilir. Dolayısıyla çantanın ağırlığını azaltmak bir çözüm olabilir. Çantaya elzem olmayan ihtiyaçlar dışında bir şey koyulmamalı ve 5-10 dakika arayla taraf değiştirilmelidir. Çantayı çapraz kullanmak; laptop, kitap gibi ağır eşyaları sürmeli çantalarla taşımak da faydalı olur. Çocukların ise sırt okul çantaları omuz ağrısına neden olabilir. Çocuklara vücut ağırlıklarının yüzde 15’ni geçmeyen ağırlıklar önerilir. Çanta da çapraz sırtta olmalıdır. Ağır olan kitaplar vücuda daha yakın bir bölgeye yerleştirilmelidir ki omurganın ağırlık merkezi dengesini bozmasın.’’

Doç. Dr. Onat Üzümcügil

‘‘SIKIŞMAYLA İLGİLİ CİDDİ ŞÜPHE VARSA ENJEKSİYON TESTİ YAPILIR’’

. Omuz ağrısının tanısında belirleyici faktörler nelerdir? Hastadan ne tür tanı yöntemleri istenir?
‘‘Omuz ağrısıyla gelen bir hastada öncelikle ağrının ne zamandan beri mevcut olduğu ve uzun süreli mi olduğu önemlidir. Özellikle ne yaparken olduğu, gece uyandırıp uyandırmaması,  hastanın üzerine yatıp yatamaması da önemlidir. Ayrıca ağrının karakterine, örneğin yansıyan bir ağrı olup olmadığına bakılır. Mesela karaciğer, kalp ve akciğer hastalıkları yansıyan omuzda probleme neden olabilir. Ya da bir boyun fıtığı kendini, sinir baskısı yaparak el parmaklarının ucuna kadar vurabilen uyuşmalar, karıncalanmalar ve beraberinde omuz ağrısıyla da gösterebilir. Ağrının tam lokalizasyonu çok önemlidir.

Omuzda sıkışma sendromundan şüphe edilen hastalardan görüntüleme olarak önce bir röntgen istenir. Üç yönlü omuz röntgeni denilen grafiklerde o aralığın durumu, eklem yapılarının birbirleriyle olan ilişkileri, köprücük kemiği ile omuz kemiği arasındaki eklemin durumu gözden geçirilir. Fakat röntgen yumuşak dokuyu çok iyi göstermediği için, şikayetteki tam neden-sonuç ilişkisi kurulamazsa MR gündeme gelir. MR’da özellikle kas kirişlerinin durumu, yağlı yapının herhangi bir ödeme veya enflamasyona maruz kalıp kalmadığı çok net değerlendirilir. Eğer sıkışmayla ilgili ciddi bir şüphe varsa enjeksiyon testi yapılır. Bir lokal anestezi eklemin hemen arka tarafından o bölgeye 2 cc kadar verilerek hastanın şikayetlerinde bir değişiklik olup olmadığı kontrol edilir. Hasta bu enjeksiyondan sonra birkaç dakika içerisinde şikayetlerinde ciddi bir rahatlama olduğunu söylerse, bu sıkışma olduğunun teyidi anlamındadır. Bu nedenle çok değerli bir testtir ve genelde hastalar bir anda kolunu çok rahat kaldırabilir hale gelir.’’

. Omuzda sıkışma sendromu genellikle tek taraflı mıdır?
‘‘Genelde tek taraflıdır. Ama bir taraf rahatsızken hasta istemeden diğer tarafına yüklendiği için dolayısıyla diğer omuzunda da sıkışmaya benzer semptomlar genelde olur.’’

AMELİYAT HANGİ HASTALARA TAVSİYE EDİLİR?

. Omuzda sıkışma sendromunda tedaviye yaklaşım nasıldır? Omuzda sıkışma sendromunun dereceleri var mıdır? Ameliyat hangi hastalara tavsiye edilir?
‘‘Günlük hayat aktivitelerini etkileyecek kadar bir ağrı söz konusuysa tedavi basamak basamak yapılır. Öncelikle hastaya omuzda sıkışmayı arttırabilecek faaliyetlerden mümkün olduğunca uzak kalması öğütlenir. Daha sonrada birtakım medikal tedavilere başlanır. Ağrıyı hafifletmek adına belirli ilaçlar verilir. Bu sıkışmada daha çok ödem ön plandaysa belirli aralarla soğuk uygulama oldukça iyi sonuç verir. Ayrıca hasta belirli bir fizik tedavi programına alınır. Özellikle kürek kemiği ve omuz çevresindeki güçlü adalelerin simetrik şekilde kasılmasını sağlayıp güçlendirerek sıkışmayı indirekt olarak hafifletmeye yönelik bazı rehabilitasyon metotları vardır. Fizik tedavi bölümünde bunlar 6 ila 12 hafta başarıyla uygulanır. Hasta buna rağmen günlük hayat aktivitelerini etkileyen ciddi ağrıyla hala yakınıyor, hareket kısıtlılığı yaşıyor ve gece ağrıları hala devam ediyorsa o zaman cerrahi tedavi gündeme gelir.’’

CERRAHİ TEDAVİ ARTROSKOPİ YÖNTEMİ İLE YAPILIYOR

. Kapalı ameliyatlar nasıl gerçekleştirilir? Açık ameliyatlara göre hastaya ne tür avantajlar getirir? Omuzda sıkışma sendromu nedeniyle cerrahi geçiren bir hasta ne kadar süre işine gidemez, elini ya da omuzunu sürekli kullanamaz?
‘‘Eskiden açık yöntemle cerrahi tedavide, omuzun ön kısmından yaklaşık 10-15 santimetreye yakın kesiklerle girilerek o boşluktaki sıkışma tedavi edilirdi. Fakat son 15-20 yıldır  artroskopi yöntemi ile yapılmaktadır. Birkaç tane bir santimetrelik delikten girilerek bir kamera omuzun içerisine yerleştirilir ve serum verilerek omuz ekleminin içine ve sıkışan üst eklem bölgesine müdahale edilir. Açık ameliyatlardaki ameliyat sonrası geç iyileşme, yara problemleri ve ciddi hareket kısıtlaması gibi sorunlar kapalı ameliyatlarda olmaz. Bu sıkışmaya eğer bir kas kirişi yırtığı eşlik etmiyorsa, sadece mekanik bir sıkışma varsa, omuz artroskopisi yöntemi uygulanır. Genel anestezi altında birkaç santimlik iki üç delikten girilerek sıkışan alan dekompresyon yöntemi ile açılır. Hastalıklı doku tamamen temizlenir. Hasta bir gün hastanede kalır; birkaç gün kol askısında ödem ve ağrının geçmesini bekledikten sonra da hemen rehabilitasyon programına başlanır. Omuz eklemi tamamen yumuşak dokudan oluştuğu için bir kemiğin kırığının kaynaması gibi değildir. Yumuşak doku iyileşmesi biraz geç olur fakat yırtık yoksa sıkışmaya bağlı olan sorun birkaç hafta içerisinde iyileşir ve hasta günlük aktivitesine dönebilir. Eğer yırtık varsa yine artroskopi yöntemi uygulanır. O zaman hastanın omuzu 3-4 hafta kadar kol askısında tutulur. Daha sonra da bir programla periyodik fizik tedavi ve rehabilitasyona alınır. Bu da yaklaşık 15-20 seans sürer. Yani yırtıklığı olan sıkışmalarda tedavi süreci bir buçuk ay civarındadır.’’


İçeriği Paylaşın