Organ Nakli Hikayeleri

Organ Nakli Hikayeleri

Organ Nakli Hikayeleri

Bizi Takip Et


03-09 Kasım Organ Nakli Haftası etkinlikleri çerçevesinde Florence Nightingale Şişli Hastanesi organ bağışının önemine dikkat çekmek ve konuyla ilgili olarak kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir basın toplantısı düzenledi.

Toplantıya kemik iliği nakli alanında Prof. Dr. Mutlu Arat, kalp nakli alanında Prof. Dr. Süha Küçükaksu, karaciğer nakli alanında Prof. Dr. Yaman Tokat ve böbrek nakli alanında Doç. Dr. Gürkan Tellioğlu, Florence Nightingale Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Ata Bozoklar katıldı.

Toplantıya; 2004 yılında sahne kazası neticesinde hayatını kaybeden oğlunun organlarını bağışlayan Tiyatro ve Sinema Oyuncusu Selçuk Uluergüven, böbrek nakli gerçekleştirilen Vatan Gazetesi Kitap Editörü Gazeteci Buket Aşçı ve 345 gün önce göbeğinden yapay kalp nakli yapılan Ümit Köksal da katıldılar.

“ORGAN NAKLİ EKİP VE GÖNÜL İŞİDİR”
Florence Nightingale Hastanesi Başhekimi Opr. Dr. Mücahit Atmanoğlu, organ nakli konusunda kişileri bilinçlendirmenin önemine dikkat çekerek, “Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de organ naklinin gerçekleşeceği ümidiyle yaşayan çok sayıda hasta var. Organ nakli haftasının en önemli özelliklerinden biri de, organ nakli konusunda insanları bilinçlendirmek” dedi.

Atmanoğlu, organ nakli, doku nakli ekip ve gönül işidir diyerek organ bağışlamanın vatandaşlık borcu olduğunu belirtti. Atmanoğlu, 25 yıl önce organlarını bağışladığını söyledi. İnsanların organ nakliyle ikinci bir hayata adım atacaklarını ifade eden Atmanoğlu şunları kaydetti:

“Geçtiğimiz günlerde Şırnak’tan organ bağışı yapıldığı haberini aldık. Bu davranış mutluluk verici; bu bilincin yaygınlaşması gerekiyor. Unutulmamalıdır ki, Yaşamak güzel yaşatmak daha güzel… Bir organ bir can demektir…”

“80 BİN HASTA ORGAN NAKLİ BEKLİYOR”
Florence Nightingale Hastanesi Organ Nakli Koordinatörü Dr. Ata Bozoklar ise, 2005 yılından şimdiye kadar organ nakilleri sayısının değişken olduğunu vurgulayarak nakil bekleyen 7 bin hastanın öldüğünü, 80 bin hastanın ise organ nakli beklediğini açıkladı.

Türkiye’de organ naklinin tam bir tedavi seçeneği haline gelemediğinin altını çizen Bozoklar, “Bunlar bekleme listesi değil ölüm listesi” dedi. Bu durumun önüne geçmek için organ bulmanın gerektiğini bunun da hasta yakınlarının bilinçlendirilmesi neticesinde gerçekleşeceğini dile getirdi.

“Organ bağışı, o ülkedeki güvenin sağlamasıdır” diyen Bozoklar, ölümlerin erken tespit edilmesiyle daha çok donöre sahip olacaklarını söylerken beyin ölümü tespitinin geçtiğimiz yıllara oranla arttığını böylelikle donörlerin de arttığını sözlerine ekledi.

“KALP NAKLİ SONRASI HASTALAR UZUN YILLAR SAĞLIKLI YAŞIYOR”
Prof. Dr. Süha Küçükaksu, Kalp nakli için bekleyen insanların böbrek, karaciğer nakli bekleyen hastalar gibi olmadığını belirtirken kalp naklinin yalnızca kadavra ve bağışla olduğuna dikkat çekti.

Kalp naklinin yüzde 100 oranında arttığını söyleyen Küçükaksu, eskiden yılda beş onken şimdi 70 civarında kalp nakil ameliyatı gerçekleştirdiklerini söyledi.

Küçükaksu, kalp naklinden sonra hastaların uzun yıllar sağlıklı yaşadıklarını sözlerine eklerken Türkiye’de 10 yılı geçen kalp nakli yapılmış hastalar var ve bu hastalar istedikleri sporu yapabiliyorlar” dedi.

Hastaların ve doktorların imdadına koşan yapay kalbin önemini vurgulayan Küçükaksu, “Maliyeti 10 bin dolar olan bu cihazları artık devlet, güvencesine aldı” dedi.

Doç. Dr. Gürkan Tellioğlu, organ bekleme listesinin en büyük kısmını böbrek hastalarının oluşturduğunu ve organ bağışı sorununun herkesin ortak iradesiyle çözülebileceğini söyledi. Tellioğlu şöyle devam etti:

“Göz göre göre hastaları kaybediyoruz. Organ bağışının insan hayatında nasıl bir umut olduğunu göstermemiz gerekiyor. Herkese ciddi görevler düşüyor, bu algıyı halka böyle bir haftada aşılamamız gerekiyor”

Prof. Dr. Yaman Tokat, “Bir yılda karaciğer nakline ihtiyacı olan 2800 kişiye nakil yapmamız gerekiyor ancak yapamadığımız için ölüyorlar. Üç saatte bir insan ölüyor, peki nasıl kurtarabiliriz? Ölen kişinin yakınları ve hekimler sayesinde kurtarabiliriz” dedi.

Tokat, Türkiye’nin beş yıl önce yılda 120 karaciğer nakli yaptıklarını ancak şimdi bu sayının 500’e ulaştığını bildirdi. Dünyanın gerisinde olan Türkiye artık ilerliyor diyen Tokat, “Yapacak çok şey var, bu durumda hastane yönetimine, ailelere çok iş düşüyor. Organ nakline izin vermek kahramanlıktır çünkü bir aile acı çekerken diğer ailenin mutlu olması demektir bu. İnsanoğlu bencildir, kendi üzülürken başkasını sevindirmek çok zordur” şeklinde konuştu.

“ORGAN BEKLEMEK ÇOK ACI”
Böbrek nakli olan Vatan Kitap ekinin Yazı İşleri Müdürü Buket Aşçı, “Organ nakli bir mucize, tedavisi çok kolayken nakiller çok az.  Oysa dünya çok güzel, hayat çok güzel” diyen Aşçı şunları söyledi:

“Organ beklemek çok acı, insanlar dünyanın illeti olan kansere çözüm arıyor, organ yetmezliğinin tedavisi çok kolay. Bana böbreği takılan Aykut, 18 yaşında çok yakışıklı bir çocukmuş, diyaliz makinesine cihaz hazırlarken pres arasına sıkışmış ve hayatını kaybetmiş. Bana bir şey olursa organlarımı bağışlayın demiş. İnsan organ beklediği için utanır mı? Evet, utanır çünkü sizin yaşamınız başkasının ölümü demektir. İnsanlar travmalarını aştığı sürece güçlenir o yüzden lütfen organlarınızı bağışlayın ve hayat kurtarın, ben organ nakliyle yaşadığım için çok mutluyum”

Tiyatro ve Sinema Oyuncusu Selçuk Uluergüven ise oğlunu kaybettiği güne kadar organ nakli hakkında bir fikri olmadığını söylüyor. Oğlunun da kendisi gibi bir tiyatrocu olmak istediğini söyleyen Uluergüven, oğlumun kafasına dekor düşmüş ve beyin kanaması geçirmiş, ameliyattan çıkan doktor bana “Allahtan ümit kesilmez” dedi. Beyin ölümü gerçekleşmiş, ben o zaman anladım oğlumun öldüğünü. Bir haftamız hastanede geçti, yoğun bakımda hastaları gördük, hastalar bizden organ istiyordu. Organ bağışlamamız çok kolay oldu. Oğlumu kaybetmenin acısı hala içimde, geçmeyecek de ama organlarıyla hayata tutunan kişileri gördükçe mutlu oluyoruz. İnsanlar organlarını bağışlasınlar, başka hayatlar kurtarmak çok güzel. Kurtulan insan üretim yapıyor, ülkeye faydalı oluyor” dedi.

Kalp yetersizliği problemi yaşayan ve kalbi iflas eden Ümit Köksal’a üç gün ömür biçmişlerdi ki Almanya’dan yapay cihaz getirildi ve göbeğinden yapay kalp takıldı. Köksal şunları söylüyor:

“İnsan başına gelince anlıyor böyle durumları 2007’de kardeşimi de bu hastalıktan kaybettim. Benim şu an yaşamam mucize aslında ben yoktum ama buradayım. Arkadaşlarım, “senin için organlarımızı gidip bağışladık’ diyorlar. Piyangodan para çıkmış gibi mutluyum”


İçeriği Paylaşın