Organlarımız Omuriliğin Kontrolünde

Organlarımız Omuriliğin Kontrolünde

Organlarımız Omuriliğin Kontrolünde

Bizi Takip Et


Omurga, bir taraftan vücudumuzun dik durmasını, diğer taraftan da içindeki kanaldan geçen omuriliğin korunmasını sağlayan kemik zincirine verilen addır. Omurilik ise beyin kökünden başlayarak, kuyruksokumuna kadar uzanan ve beyin ile organlar arasındaki irtibatı sağlayan merkezi sinir sistemine verilen addır. Spinal cord (kord okunur), ya da medula spinalis olarak da adlandırılan omurilik, beyinden gelen cevapları da beyne iletmektedir. Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği web sitesinde verilen bilgiler şöyle:

Bu bakımdan organların bütün motor, (yani hareket faaliyetleri) ve duyu (his) faaliyetleri omurilik tarafından yaptırılır ve kontrol edilir. Omurilik bunun yanında tek başına refleksleri de kontrol etmektedir. 33 kemikten oluşan omurga sistemimizin her birine vertebra (omur) adını vermekteyiz. Bu omurların bulundukları bölgeye göre şekilleri bazı farklılıklar göstermekle birlikte genel anatomik yapıları aynıdır. Bu şekil farklılıklarına göre sınıflanan omurlar 5 grupta ele alınmaktadır.

Buna göre;
1. Cervikal (Dorsal) Vertebraları 7 tane
2. Torakal Vertebraları 12 tane
3. Lomber Vertebraları 5 tane
4. Sakral Vertebraları 5 tane
5. Coxgeal Verttebraları Birbirine yapışık halde 3-4 tane

1. Cervikal Vertebraları:
 Kafatası bitim noktasından başlayıp, ensekköküne kadar uzanan boyun bölgesindeki 7 omur cervikal vertebraları olarak adlandırılmaktadır. Kollar, ellerin motor (yani hareket ve duyu (his) faaliyetleri omuriliğin bu seviyedeki bölgeleri tarafından kontrol edilmektedir. Eğer omurgada meydana gelen bir hasar bu bölgede omuriliğe zarar verirse, vücudun kollar ve aşağısındaki bölgeleri felç olacaktır. Quardipleji (kuardipleji) olarak adlandırılan bu felç türünde solunum hareketini kontrol eden kaslar da etkileneceği için ölüm riski de söz konusu olabilir.

2. Torakal (Dorsal) Vertebraları: Ense kökünden başlayıp, kaburgaların omurgayla birleştiği son noktaya kadar olan 12 vertebraya verilen addır. Bu omurlar; gövde bölgesine ait motor ve duyu kontrol etmektedir. Eğer hasar bu bölgede gerçekleşir ve bir felç yaşanırsa, gövde ve aşağısında kalan bölgede, yani ayaklar, genital ve seksüel yetenekler üzerindeki kontrol ortadan kalkacak, (bacaklar ve ayaklar işlev kaybedeceği için ) paraplejik felç yaşanacaktır.

3. Lomber Vertebraları: Torakal vertebraları sonra bel bölgesini tutan 5 tane vertebraya lomber vertebraları adı verilmektedir. Lomber vertebraları bir hasar bir hasar omuriliğe bası yaparsa paraplejik felç yaşanacak; bacaklar ve aşağı bölgede kalan fonksiyonlar, yani genital ve seksüel yetenekler üzerindeki kontrol ortadan kalkacaktır .

4. Sakral Vertebraları: Kuyruk sokumu bölgesindeki 5 vertebraya verilen addır. Bu vertebralar, (diz altında kalan) aayakları ve seksüel- genital işlevleri kontrol eder. Bu bölgede yaşanacak bir hasar sonucunda ayaklar ve genital – seksüel fonksiyonlarda duyu ve motor faaliyetler kaybedilecektir.

5. Coxygeal Vertebraları: Kuyruksokumunun uç kısmında , birbirine yapışmış ve güdükleşmiş halde uzanan 3-4 vertebraya verilen addır. Bu vertebralar tek başlarına bir bölgeyi kontrol etmemekte, burada yaşanacak travmalar belirgin bir felce yol açmamakta, ancak sadece ayaklarda işlev bozuklukları olabilmektedir. Bu şekilde sınıflandığında omurların içte kalan tambur şeklindeki oval kısımlarına corpus, sağında ve solunda kalan çıkıntılarına çıkıntı, arka kısmında kalan boynuz şeklindeki uzantıya da spinöz çıkıntı adı verilmektedir.Vertebralar, birbirlerine aralarındaki discus (diskus okunur) adı verilen yastıklarla bağlanmaktadır. Disklerin omurga sistemi içindeki rolü, kemiklerin birbirine değerek aşınmasını önlemek ve omurga hareketine müsaade eden esnekliğe imkan sağlamaktadır.

Omurga bunun yanında, her taraftan onu saran ve ligaman adı verilen bağ dokularıyla sıkı sıkıya sarılmıştır. Ligamanların ön bölgeyi tutanlarına onterior ligaman, arka bölgeyi tutanlarına da posterior ligaman adı verilmektedir. İşte bütün bu unsurlarla bir bütünlük oluşturan omurga sistemi stabil (yani sabitlenmiş)bir halde görevini tam olarak yapmakta ve omuriliği korumaktadır. Başlangıçta da belirtildiği gibi, Omurilik, omurganın içerisinde yer almaktadır. Ancak omurilik bu kanal içerisinde; dura adı verilen bir zarla çevrili olan BOS`un yani beyin omurilik sıvısının içinde bulunmaktadır. BOS yani boyun omurilik sıvısı, spinal kordun dura ve kemiğe değmesini engelleyen bir hidrolik tampon görevi görmektedir. Omurilik, anatomik olarak iki kısımdan oluşmaktadır. İlk kısım; C1`den L1-2`ye kadar uzanan ana parçadır. İkinci kısımsa; bu bölgeden aşağı kadar uzanan ve at kuyruğuna benzeyen sinir lifi demetinden oluşan ve cauda equina (kauda eqina okunur)adı verilen kısımdır. Anatomik olarak bu şekilde yapılan omurilik; organlarla bağlantıyı, vertebralar arasında uzattığı sinir kökleri vasıtasıyla kurar. Toplam 31 çift sinir kökünün bölgelere göre dağılımı şöyledir:
1. Certikal Bölge 7+1=8 çift
2. Torakal Bölge 12 çift
3. Lomber Bölge 5 çift
4. Sakral Bölge 5 çift
5. Coxygeal Bölge 1 çift

Bu anatomik özelliklere sahip olan omurilik, bir hastalık ya da travmaya bağlı olarak baskıya uğrarsa, yani basıya maruz kalırsa işlevini yitirebilir. Bası yapacak hastalık ya da travma direkt omurilik üzerinde olabilmekle birlikte, bu durum daha çok, omurgada yani vertebra kemiklerinde gelişen bir hastalık veya travmanın etkisiyle olmaktadır. Özellikle bir kaza sonucu kırılan vertebralardan kopan kemik parçaları, vertebranın içinden geçen omuriliğe zarar vermekte (kesi oluşturarak) omurilik felcine sebep olmaktadır. Bu şekilde zarar gören omurilik hücreleri bir daha yeniden canlandırılamaz ve üretilemez.

Kaynak: Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği
(www.tofd.org.tr)


İçeriği Paylaşın