Oyuncu Bihter Özdemir Dinçel: Pozitif Düşünün

Oyuncu Bihter Özdemir Dinçel: Pozitif Düşünün

Oyuncu Bihter Özdemir Dinçel: Pozitif Düşünün

Bizi Takip Et


Avrupa Yakası, Geniş Aile ve Haneler isimli televizyon dizileri ile adını duyuran oyuncu Bihter Özdemir Dinçel; hamilelik sürecini, hayata ve sağlığa bakışını anlattı.

Hamileliğinin 36. haftasına kadar çalışan Dinçel, hamileyken çalışmanın kendisine çok iyi geldiğini ve arkadaşlarına da hamileyken çalışmalarını tavsiye ettiğini söyledi.

Pozitif düşünmeyi alışkanlık haline getirmeye çalışan Dinçel’in hayat felsefesinde yoga ve meditasyon önemli bir yer tutuyor.
Bihter Özdemir Dinçel, sağlıkla ilgili sorularımızı yanıtladı.

. Hamileliğiniz süresince dizi çekimlerine davam eden bir oyuncusunuz. Hamilelik döneminde çalışmak, sağlığınızı zorladı mı?
Hamilelik sürecinde Geniş Aile dizisinde rol alıyordum.Çalışmak bana çok iyi geldi ve ben gebe olduğunu öğrendiğim bütün arkadaşlarıma, “koşullarınız uygunsa mutlaka çalışın” diyorum. Tabii hamileliğim sırasında sette koşullar benim durumuma göre ayarlandığı için rahat ettim. Kimse sizden ağır koşullara uyum sağlamanızı beklemiyor o dönemde.

Öyle olduğu zaman son dakikaya kadar neşeyle çalıştım. Çalışırken insan kendini dinlemiyor. İki,üç gün evde oturduğum dönemlerde; “belim çok ağrıyor, artık ağırlaştım, bacaklarım mı şişti” gibi düşüncelere saplanıyor insan. Ama ertesi gün sete gittiğinizde; “şunu mu giysem, bunu mu yapsam” derken, kendinizi dinlemeye vaktiniz olmuyor.

. Hamilelikte aşermeleriniz oldu mu?
İlk zamanlar şiddetli bir ekşi yeme arzum vardı.  Aylarca limon ve erikle yaşadım diyebilirim. Hatta ön dişlerimde delinmeler oldu fazla asitten.

“BANA İYİ ŞEYLER SÖYLEYEN İNSANLARLA OLMAK BENİ MUTLU EDİYOR”
. Hamilelik süresince kadınların yaşadığı sıkıntılarla ilgili bilgilere hangi kanallarla ulaştınız?

Herkes için bir kitap, herkes için bir kılavuz, bir danışman yok. Çünkü her birey başka biri, herkesin bebeği de başka biri olduğu için kime, ne iyi geliyorsa onu dinlesin, onun yanında olsun.

Kendimi iyi hissetmediğim insanların yanında çok fazla vakit geçirmek istemiyordum. Bana iyi şeyler söyleyen insanlarla olmak beni mutlu ediyordu. Zaten bir şekilde çocuk eğitimiyle ilgili okul zamanlarımdan bildiğim şeyler de vardı. Çocuk eğitimine yönelik kaynaklara başvurdum.Teknik olmayan konulardaki bilgileri de bana hep iyi gelen insanlardan almayı tercih ettim.

. “Negatif konuşan insanlardan uzak durmaya çalıştım” dediniz. Ne söylüyordu insanlar?

Gebeliğimin 6. ayındayken bir kadın gelip mesela şöyle bir şey anlatıyor, “Ben 6 aylıkken erken doğum yaşamıştım. Çocuğum 3 ay küvezde kalmıştı” gibi… Bu çok korkunç bir şey. Ben zaten ne kadar iyi mutlu yaşamaya çalışsam da kafamda bir sürü tereddüt var. Ve o korkular hamileliğin sonuna doğru daha çok hassaslaştırıyor insanı.  Gebe bir kadına böyle şeyleri söylemenin hiçbir faydası yok.


“İNSAN KENDİ DÜŞÜNCESİYLE BİR SÜRÜ ŞEYİ KAZANIP , YIKABİLİR.”
. Pozitif düşünce, meditasyon, yoga bu tür şeylerle de  ilgilenir misiniz?

Hamileliğim öncesinde1.5 sene kadar yoga yaptım ve bana çok iyi geldi. İnsanın kendi düşüncesi ile bir sürü şeyi inşa edebileceğine ve yine kendi düşünceleriyle yıkabileceğine inanıyorum. Çok da şahit oldum böyle şeylere.

. Zaman zaman hepimizin aklına, olumsuz düşünceler gelebilir. Herkes hayal kırıklıkları yaşayabilir. Herkes kuruntuya kapılabilir.  Böyle durumlarla başa çıkmak için ne yapıyorsunuz?

Kötü bir şey yaşadığımda, daha kötü şeylerin de var olduğunu düşünerek şükredecek ve mutlu olacak bir şey ararım.
En azından şunu söyleyebilecek bir dilimin olduğunu, bunu görebilecek bir gözümün olduğunu düşünür şükrederim. Her zaman tam tedavi için ilaç olmayabilir ama sabretmek her zaman için tercih ettiğim şeydir. Gerçekten ben sabırlı biriyim.

Hamile olduğumu öğrendiğim günden itibaren pozitif düşündüm hep. “Bir şey geldi bana; çok güzel gelsin ve nihayeti de çok güzel olsun. Hiçbir şeyi de  dert etmeyeyim. Çocuğum hep gülsün”. Böyle düşünerek kendimi motive etmeye çalıştım. Ben doğumhaneye giderken bile şaklabanlıklar yapıyordum.

“OĞLUMU VE BENİ RAHATLATAN BİR DOKTORUMUZ VAR”
. Çocuğunuza nasıl bir doktor seçtiniz? İlaç tedavisi veren bir doktor mu seçtiniz mesela?

Ben ilaçtan yana değilim, hatta bizde bir doktor değişikliği yaptık Yağmur Ali içinde. Bir de kolay ulaşılabilinen
Öncelikle kolay ulaşılabilen bir doktor olması lazım çünkü çocukların gecesi gündüzü olmuyor.

Kolay ulaşabileceğim, ses tonundan tutun da duruşuna kadar her şeyine oğlumu ve beni rahatlatan bir doktorumuz var. Çocuğumla ilgili sağlık konularında detaylı bir şekilde beni bilgilendiriyor ve ilk olarak ilacı tercih eden bir hekim değil.

. Kendiniz ya da bir yakınınız hastalandığında hangi tür bir tedavi kurumuna gidiyorsunuz?
Bir devlet hastanesi mi size daha çok güven verir ,üniversite hastanesi , tıp fakültesi mi yada bir özel hastaneye mi gitmek istersiniz yada muayenehaneye mi?

Hastalığımın türüne bağlı aslında. Mesela jinekolojik bir sorun varsa önce muayenehaneye gitmeyi tercih ederim. Ama kalp hastalığında, o alanda uzman bir hastaneye giderim. Daha küçük bir sağlık sorununda başka bir hastaneyi tercih ederim, Bu seçimin İstanbul’da böyle olduğunu gördüm. Küçük şehirlerde bu işler daha kolay çünkü devlet hastaneleri ve özel hastaneler arasında çok da büyük farklar kalmış değil artık. Maddi manevi olarak söylüyorum.

Ama İstanbul’da her hastanede, her klinikte şartlar birbirinden farklı. Bu nedenlerle hastane seçerken bilen birinden referans alarak gitmeyi tercih ederim.

. Hasta olan ya da hastası olanlara nasıl bir mesaj vermek istersiniz?
İyi şeyler dileyin ve sabredin…


İçeriği Paylaşın