Oyuncu Yasemin Çonka: Üveit Hayat Boyu Yaşanılan Bir Hastalık
Oyuncu Yasemin Çonka: Üveit Hayat Boyu Yaşanılan Bir Hastalık
Bizi Takip Et
Tiyatro sanatçısı-Oyuncu Yasemin Çonka, A Haber’in Medikal programına katılarak Programın yapımcı ve sunucusu Esra Kazancıbaşı ile üveit hastalığı, sağlıklı yaşam ve enerji üzerine sohbet etti.
Üveit hastalığı olan Oyuncu Yasemin Çonka, klimalı ve aşırı ışıklı ortamların kendisini rahatsız ettiğini belirterek uzun süre ışığa maruz kaldığında dinlenmesi gerektiğini söyledi.
Düzensiz çalışma saatleri olması nedeniyle yemek saatlerinin de düzensiz olduğu hatırlatılan Oyuncu Çonka, “Sette sağlıklı yemeklerde yiyemeye biliyoruz o nedenle aslında kimi zaman yanımızda taşımamız gerekiyor çünkü bana göre en sağlıklı yemek evde yaptığımız yemektir.” dedi.
Herkesin farklı bir aurası var diyen Oyuncu Çonka, bazı insanlarla enerjisinin uyuşmadığını fakat “Enerjisi kötü ben şimdi ne yapacağım?” şeklinde şikayette bulunmadığını söyledi.
Hiçbir yakın arkadaş anneden daha yakın olamaz diyen Oyuncu Çonka, 9 ay önce annesini kaybettiğini, bu sürece yavaş yavaş alışmaya başladığını söyledi.
. Gözünüzde üveit hastalığı var. Üveit nedir, paylaşabilir misiniz?
“Gözümde sıradan bir uçuk çıktı diye doktora gittim ve doktor bana: “Bu hayatın boyunca yaşayacağın bir hastalık” deyince olayın ciddiyetini anladım. Çok ağrılı ve sıkıntılı bir hastalık üveit fakat bu hastaların kendini dinlemesi ve bilmesi gerekiyor, o zaman bazı şeylerden kaçınarak hastalığın ilerlemesi önlenebiliyor. Mesela beni klimalı ortamlar ve aşırı ışık rahatsız ediyor. O yüzden kişinin nasıl dinleneceğini bilmesi gerekiyor, ben de bunlara dikkat ederek yaşıyorum.”
. Hastalığın ne tür belirtileri oldu? Sizin şikayetiniz neydi?
“O gece inanılmaz bir baş ağrım oldu. Sağ gözümde şişme, kızarma ve kapanma oldu. İki gözde de tek gözde de olabiliyormuş bu hastalık. Şanslıydım ki bu konuda uzman çok iyi bir doktora gittim ve tedavimi yaptı. Tedavi 6 ay sürdü ve hala 6 ayda bir kontrole gidiyorum.”
. Üveite neden olan pek çok faktör var. Sizin de üveite neden olan ve altta yatan bir hastalığınız var mıydı?
“Hayır, altta yatan bir hastalık bulunamadı.”
. Peki, ailenizde üveit hastası var mı?
“Ailemde de yok.”
“KİŞİ KENDİSİNE DESTEK OLMALI”
. Üveit hastalığı, görmenizi nasıl etkiliyor? Sorun yaşıyor musunuz?
“Şu anda yaşamıyorum. Kontrol altında olduğum için sorun yaşamıyorum diye düşünüyorum. Hastalığı başından yakaladık, çünkü gözünden iğne olanlar var, görme kaybı yaşayan insanlar var. Erken yakaladığımız için hemen üstesinden geldik. Kişinin de tamamlayıcı tıp olarak kendisine destek olması gerektiğini düşünüyorum.”
. Aşırı ışıktan rahatsız olduğunuzu belirttiniz. Mesleğiniz gereği ışıklar altında çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Rahatsız oluyor musunuz?
“Çok uzun süre ışık altında kalırsam rahatsız oluyorum. Doktorum birtakım göz damlaları verdi ama ilaç alırken de biraz temkinli davranıyorum. Ama bir hastalığın tedavisi ilaçla yapılacaksa kullanmak durumundayız. İlaca karşı değilim, kendimi o denli kaybetmiş değilim ama damla kullanmıyorum sadece kendime dikkat ediyorum. Çekimlerde, uzun süre ışık altında bulunmak zorunda olduğumuz zamanlar oluyor ama arkasından kendime çok iyi bir dinlenme yaratıyorum.”
“MAKYAJ MALZEMELERİNE ÇOK DİKKAT EDİYORUM”
. Sette ya da evde nasıl dinleniyorsunuz?
“Karanlık bir ortam istiyorum ya da gözüme bir şey sarıyorum. Kullandığım makyaj malzemelerine çok dikkat ediyorum, makyajımı hemen yüzümden çıkarmak durumunda hissediyorum özellikle de göz makyajımı… Gözümü göz makyajı silicilerle siliyorum.
En güzeli klimasız, karanlık, sessiz ve sakin, huzurlu bir ortamda gözlerimi kapatıp dinlenmek oluyor.”
. Genel sağlık için ne yapıyorsunuz? Yaşınız ne kadar genç olursa olsun dizilerin çok yoğun çalışma saatleri olabiliyor, yemek yemediğiniz zamanlar bile oluyordur değil mi?
“Sette sağlıklı yemekler yiyemeyebiliyoruz o nedenle aslında kimi zaman yanımızda taşımamız gerekiyor çünkü bana göre en sağlıklı yemek evde yaptığımız yemektir çünkü kimse benim kullandığım yağı, malzemeleri kullanmaz.
Yeme, içme, uyku düzeni, değişik insanlarla iletişim kurma ve herkesin enerjisinin aynı olmaması, bunlar bizi çok kirleten ve yoran sebepler. Bunun için ben direkt evime kaçıyorum, kapıdan içeriye girdikten sonra her şeyi geride bırakabilen bir insanım bu şekilde metotlarım var. Kitap okurum, müzik dinlerim.”
“İNSANİ ŞARTLARDA ÇALIŞMIYORUZ”
. Bir dizide çalışma saatine göre ne kadar aç kaldığınız oluyor? Herkes dizi oyuncusu olmak istiyor, aslında hiç de kolay bir şey değil. Açlık, uykusuzluk, soğukta çalışmayı da gerektiren bir iş. Biraz anlatabilir misiniz?
“Mesleğimiz bu olduğu için dirençli olmaya çalışıyoruz. Kendimizi bırakmamaya, birbirimizi aşağıya çekmemeye çalışıyoruz. Kişinin eğer sağlık anlamında sıkıntısı varsa destek olmaya çalışıyoruz ama şöyle bir şey var ki; insani şartlarda çalışmıyoruz ama bu şekilde çalışmıyormuşuz gibi davranarak üstesinden geliyoruz. Böylece dinlenme periyodunu uzatmamız gerekiyor çünkü hem sinir sistemimiz hem de fiziki olarak bedenimiz buna dayanmıyor. Gençler kendilerini daha iyi hissediyor (sigara içmeyenler ve kötü yaşamayanlardan bahsediyorum). Yine de sağlıklı yaşamıyoruz.”
. Doğal beslenmeye, sağlıklı olmaya dikkat ediyorsunuz. Nasıl mutfak alışverişi yaparsınız? Yaptığınız yemeklerde neye dikkat edersiniz?
“Ben saçma sapan şeyler yemeyi çok seviyorum ama diyorum ki: “Bu yaşıma kadar yedim, artık dikkat edeyim. Nasıl olsa hepsinin tadını biliyorum.” Canım isteyince biraz yiyorum ama yine de dikkat ediyorum.
Benim birtakım alerjilerim var, mesela buğday ürünlerine karşı, onlara dikkat ederek besleniyorum. 14 yaşında bir oğlum var, onun da ağırlıklı olarak sebze ile beslenmesini istiyorum.
Sistemimiz iyi çalışıyorsa eğer, kendi kendimizi dinleyerek de yolu bulabiliyoruz ama iç sesi çok şımartmışsak dinlemeyelim…”
“UYUM İÇERİSİNDE YAŞAMALIYIZ”
. Çalışma ortamında herkesin enerjisinin aynı olmadığını söylediniz. Enerji deyince neyi kast ediyorsunuz? Başka insandaki negatif enerji pozitif enerjisi olan kişiyi nasıl etkileyebilir?
“Bu hayatta herkes farklı bir şey yaşıyor ve herkesin farklı bir aurası var bana göre, kişi kendince düzgün enerjili olabilir ama ikimiz karşı karşıya geldiğimizde enerjilerimiz çarpışabiliyor. Önemli olan uyum, enerjilerin de bir uyumu var. “Enerjisi kötü ben şimdi ne yapacağım?” kaygısı taşımamaya çalışıyorum, kendime öğrettiğim şey bu. Hepimiz birçok enerjiyle bir aradayız ama uyum içerisinde yaşamalıyız. O yüzden zor olsa da yolunu buluyorum.”
“ANNE KELİMESİNİ DUYUNCA AĞLAMAYA BAŞLIYORUM”
. Yakın bir zamanda annenizi trafik kazasında kaybettiniz, ruhsal travma çok önemli. Nasıl etkilendiniz, o travmanın yarattığı stres, üzüntü… Bir tarafta çocuğunuz var, bir yandan hayata tutunmak zorundasınız. Neler söylemek istersiniz?
“Anneler ve kızları arasında müthiş bir ilişki var. Hiçbir kadın yakın arkadaşını annesinden daha yakın hissedemez, hiçbir kız arkadaşımız bizi annemiz kadar sevemez, böyle bir gerçek var.
Öldü kelimesini sevmiyorum, annemi yolculuğa gönderdim ve bir gün ben de onun yanına gideceğim, önemli olan “Burada nasıl hayatıma devam edebilirim?” çünkü tek çocuk sendromu yaşayan da biriyim. Dolayısıyla önce onunla başa çıkmaya çalıştım, yapayalnızlığımın duygusuyla başa çıkmaya çalıştım, hala çalışıyorum.
Annem gideli 9 ay oldu, insanlar en sevdiği insanları yolcu ettiklerinde mutlaka bir yöntem bulmalılar, bu insanın annesiyle olan ilişkisine de bağlı ama psikiyatrik tedavi de alabilirler. Belki insanların üstesinden gelemedikleri bir şey, kendilerini suçlu hissettikleri bir konu vardır ama hiçbir kız çocuğu kendini suçlu hissetmemeli. Eğer böyle bir durum varsa mutlaka yardım almalılar, ben kendimi dinledim ve kendime 1 yıl verdim. Şimdi ilk defa ağlamayarak konuşabiliyorum, genelde “Anne” kelimesini duyunca ağlamaya başlıyorum.”
İçeriği Paylaşın