Pandemi Ne Zaman Endemiye Dönüşecek?

Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Altındiş, röportajımızın ikinci kısmında pandemi, endemi ve endemik kavramlarını açıkladı. Yeni çıkardığı kitabı Long/post Covid hakkında bilgiler verdi.

Pandemi Ne Zaman Endemiye Dönüşecek?

Bizi Takip Et


Sağlığım İçin Herşey'in bu haftaki konuğu LongCovid-PostCovid - Uzun-Uzamış Covid kitabının yazarı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Altındiş; iki yıldır aşina olduğumuz pandemi, endemi ve endemik kavramları hakkında bilgiler verdi, pandeminin ne zaman biteceğine dair öngörülerini paylaştı ve piyasaya yeni çıkan kitabının ortaya çıkış hikayesini anlattı.

*Pandemi, endemi bir de endemik kavramları hayatımızı girdi nedir bu üç kavram açıklar mısınız?

Bunlar aslında akademik kavramlardı ama artık o kadar çok konuşuldu ki insanlar bunu hem bilir hem de çok duyar konuşur hale geldi. Epidemi aslında salgın demek, bir hastalığın ya da herhangi bir olağanüstü olayın normal beklenenden daha yüksek oranda görülmesi demek belli bir dönem. Mesela covid salgını bir epidemiydi aslında ilk başladığı dönemde çünkü beklentinin üstünde bir enfeksiyon formu oluştu.

"GRİP ENDEMİK BİR HASTALIK"

Pandemi ise yine akademik tabir, bir salgının birkaç kıtada aynı anda görünür halde gelmesi yani şu an biz resmen net olarak bir pandemi yaşıyoruz aslında. Virüsün ilk çıktığı yer Wuhan ama orada olgu yok şaşırtıcı Çin’de olgu yok ya da çok az ama onun dışında pek çok ülkede ciddi rakamlarda hastalar enfekte oldular, maalesef yaşamlar yitirildi, yitirilmeye devam ediyor bu tam da bir pandemi, endemi ise normal sıradan var olan yani o bölgenin zaten sıradan hastalığı ya da sıradan hastalıklar mesela grip endemik bir hastalık yani gribin de pandemik formları var ama umarım olmaz. Biz şöyle söylüyoruz bu pandemi ne zaman endemiye döner ne zaman sıradan ne zaman alışıldık, ne zaman bilindik bir hastalık formuna döner, oradan belki bu kavramlar çok insanların kafasına takılıyor pandemi kıtaları aşan salgın demek iken endemi normal var olan zaten bilindik kabul edilebilir oranlarda görülen enfeksiyon demek. Günün birinde bu pandeminin azalması, bitmesi ve endemiye dönmesini ümit edelim. 

*Bir anda karşılaşılan hastalığı epidemi salgını olarak adlandırıyoruz, kıtalar arasına dağıldığında ve daha fazla yayıldığında pandemiye dönüşüyor, endemik ise aslında grip gibi bizim hafif atlattığımız daha çok alıştığımız virüsün etkisinin azaldığı bir salgın türü öyle mi?

HASTALIK KITALAR ARASINA YAYILDIĞINDA PANDEMİ DENİYOR

Evet doğru bir küçük düzeltme yapalım çünkü grip belli sezonlarda daha fazla artıyor. Hani sıradan enfeksiyonlar bir bölgede mesela hayvancılığın yaygın olduğu bir bölgede mesela brusella dediğimiz hayvanlardan bulaşan enfeksiyon formu belli bir oranda vardır o zaten o bölgenin endemik bir hastalığıdır. Endemik o bölgede var olan yerleşik bilindik belli oranda gördüğümüzü o bölgeye özel. Ya da her tarafta aynı oranda görülen bir form aslında.

Grip aslında bazen iyi bir örnek olamayabilir grip gibi ne zaman olur derseniz gripte çünkü mesela yazın nerdeyse hiç görülmüyor ama eylül ekimden başlayarak kasım aralıkta yoğunlaşarak ocak şubatlarda belki pik yaparak daha sonra azalıyor yani bir kış sezonunda gözlenen bir hastalık ama ne zaman grip gibi olur derken yani çok öldürücü olmayan daha az bulaşan daha az kişiyi etkileyen belki demek anlamlı olabilir diye düşünüyorum karışıklık olmasın diye. 

*Sizce ne zaman maskesiz bir hayata geçiş yapacağız? Pandemi ne zaman endemiye dönüşecek? 

Şimdi bugün itibariyle baktığımızda dünyada 250 milyona yakın covidden etkilenen insan var. Bunlar resmi rakamlar, gerçek rakamlar se daha fazla. Yaklaşık 5 milyon insan yaşamını yitirmiş, 220 milyona yakın insan da bu hastalıktan iyileşmiş 3. Dalganın orta sonlarına doğru geldiğimiz noktada Türkiye dünyada en sık olgu görülen 6. Ülke konumunda maalesef. Burada da yine resmi rakamlardan söz edecek olursak 70 bine yakın insan maalesef ülkemizde yaşamını yitirmiş. Ortalama günde 200-300 kadar da ölümle 25-30 bin civarında da günlük olgu sayıları devam ediyor.

"BİREYSEL TEDBİRLERE UYMALIYIZ"

Aslında bu olgu sayıları ölüm sayıları maalesef geçen senenin ya da pandeminin yoğun yaşandığı dönemlerdeki rakamlardan hiç de az değil ama gelin görün ki bugün sokağa baktığınızda bir anlamda pandeminin bitmiş olduğunu herkesin daha rahat daha bir özgüven içerisinde belki aşının da verdiği bir rahatlıkla diyelim daha bireysel tedbirleri bıraktığını görmekteyiz. Bu gerçekten son derece yanlış. Aşı gerçekten çok başarılı bugün geldiğimiz noktada salgının hız kesmesindeki en büyük neden aşının etkinliği ama biz toplumsal tedbirleri bir kenara bırakarak yani okulları kapatmayalım, açık kalsın mağazalar, marketler açık kalsın ama biz bireysel tedbirlerimiz üzerine titizlikle durmalıyız eğer biz bireysel tedbirlerimizi bırakırsak, mesafemizi koruyamadığımız yerde maskeli olmalıyız bu çok temel bir şey. Bu açık alan bile olsa böyle aslında.

BAĞIŞIKLIĞIMIZ YÜZDE 70LERE ULAŞTI

Biz pandemiyi böyle bitirebiliriz bağışıklığımız %70-80ler düzeyine ulaştı ama hala enfeksiyonlarımız geçen senenin oranları gibi. Buradaki temel gerekçe şu aslında; bireysel tedbirlerimizi hafifletince aşıda başarılı olan İsrail ve İngiltere bile şu an yeniden benzer rakamları yakaladı maalesef. Biz belli bir süre daha malesef muhakkak hem virüsün başka olumsuz mutasyon olmazsa ki ben olmayacak diye bir öngörü içindeyim inşallah öyle de olacak. Hem de bireysel tedbirlerimiz arttıracak olursak en azından giriş çıkışların kontrolleri ülke girişlerinin birtakım testlerle kontrolleri gibi birtakım tedbirlerde ülke bazında alınacak olursa ben yeni enfeksiyonların azalacağını ve en sonunda nihayetinde en azından virüsün kötü yönde mutasyonlarının olmayacağını iyi yönde mutasyonun belki inşallah olacağını ve böyle olunca pandeminin de belli bir süre sonra hafifleyeceğiniz düşünüyorum.

AŞI KARŞITLIĞI YOK, AŞI TEREDDÜDÜ VAR"

Şu an yaşadığımız şey yine pandeminin en sık en yoğun yine pik yaptığı dönemin ortalarındayız biz burada hem ikinci doz aşı yapılma oranı hem %77ler civarında 3. Dozlar belli bir oranda devam ediyor ama hala aşılanmayan 5 milyondan fazla insan erişkin var ve ben şunu belirtmeliyim ki; aşı karşıtlığı yok aslında aşı tereddüdü var yani biz yeterince aşıyla alakalı aşının etkinliğini aşının yan etkisinin olmayacağını uzun sürede olumsuz bir etkisinin olmayacağını belki düzgün bir şekilde aktaramadık. Yani şu anda kullanılan aşı ki bir grup insan da kendi aşımızı bekliyordu milli aşımız Turkovac o da şu anda kullanılıyor dolaşımda. Yani aşılamama için herhangi bir sebep kalmamış görünüyor.

Prof_Dr_Mustafa_Altindis

"EN GEÇ 8 AY SONRA MASKEYİ DAHA AZ KULLANIR HALE GELECEĞİZ"

Ben aşının korunmada çok temel bir unsur olduğunu ama hemen bunun da bireysel önlemlerin bir şekilde elden bırakılmaması gerektiğini şu anda bu bireysel önlemlerin kısmen azalmasıyla diğer solunumsal etkenler işte bu influenzadır, rino virüstür, para influenzadır maalesef görülebileceğini belki de görülüyor olduğunu yavaş yavaş da olsa onun için  bireysel tedbirlerin bu kış için muhakkak gerekli olduğunu ama ben 6-8 ay civarından sonra virüsün yeni bir majör mutant formu gelmezse bağışıklıklarımız belli bir seviyenin üzerine çıkarsa ben yavaş yavaş eski sosyal hayatımıza dönebileceğimizi buradan öngörü olarak söylemek istiyorum. Bu bir temenni ama temenninin de ötesinde birtakım hesaplamalarla ortaya çıkartılmış bir veri. Burada çok kritik bir şey var ve inanın bizim elimizde bir aşıyla belli bir düzeyde korunabilmek iki bireysek tedbirlerle yeni virüs bulaşını yeni virüs aktarımını engellemek. Burada gerektiğinde çift kat maske kullanabilmek evet maskeden kurtulmak hemen bugünlerde mümkün değil ama eğer bu tedbirleri alacak olursak 6-8 ay sonra maskeyi daha az kullanır ya da daha az zorunlu alanlarda kullanır hale geleceğimizi söylemek istiyorum.

Pandeminin bitmesi tamamen bizim elimizde. Varyantalar eper yeni çıkan mutant formlar aşıdan tamamen bağımsız olmaz ise ben bu virüsün yavaş yavaş artık sonuna doğru gelebileceğimizi öngördüğümü söylemeliyim. Tabi burada mutant formlar biraz daha hızlı yayılabiliyorlar. İşte burada bu virüsün hala yayılıyor olmasında en temel neden aslında 4 büyük mutant formdan delta varyantının ki bugünlerde bile AY2 4 mutantı İngiltere’de görülmeye başlandı bu da deltanın bir alt versiyonu ama ben bunun da çok fazla efektif olmayacağını çok fazla yayılmayacağını düşünmekteyim. Bu da bir deltanın alt varyantı bu da bir aşıdan etkilenen virüsler yani aşıdan kaçamayan, aşının etkinliğinden korunamayan virüsler. Böyle olunca ben belli bir düzeyde bu haliyle bu aşı virüsü mutantı rallisinin ümit ederim aşı lehine kazanılacağını ve aşının etkinliğinin toplumsal bağışıklığı sağlamada çok değerli bir unsur olacağını belirtmeliyim. MU mutant formu çıktı sadece iki olguyu belirtti Sağlık Bakanımız MU mutant formu da zaten çok bilindik çok temel 4 formdan birisi değildi orada da zaten çok ciddi bir ilerleme olmayacakmış gibi duruyor.

"TOPLUMSAL BİLİNÇ ARTMALI"

Şuna önem vermeliyiz ben bugün yine gözlemledim insanlar hakikaten maske takmıyorlar belli alanlarda belli iş yerlerinde kapıda maskesiz girilmez yazısının olduğu yerlerde bile kapının içinde maskesiz insanları görebiliyorsunuz uyarmanız gerekiyor. Bir grup insan aşılandı ve ciddi bir güven duygusu oluştu. Lütfen aşılıyız diye maskeleri çıkartmayalım, kapalı alanlarda hala önemli bir şey. İnsanların doğru bilgiye doğru rakamlara ulaşması önemli burada özellikle bilimsel verilerin de mutlaka açık yüreklilikle insanlarla paylaşılması ve insanların da bu pandemi durdurulmasına katılmasını sağlamak önemli. Yani toplumsal bilincin olması lazım, toplumsal bilincin yükseldiği bir ülkelerde bireylerin en ufak bir solunumsal şikayetleri olduğunda, maskesiz seyahat etmediği, maskesini çıkarmadığı ülkelerde bu enfeksiyon biraz daha kolay toparlandı ama biz maalesef belki aşılıyız diye belki de artık maskeden çok sıkılındığı için belli yerlerde maskeler iniyor ve tabi okulların da açılmasıyla toplumsal hareketliliğin çok fazla artmasıyla seyahatlerin de artık çok kolay yaygın olarak yapılıyor olmasıyla virüs biraz daha aşısız bireylerde gebelerde, gençlerde, çocuklarda replikasyonunu çoğaltmasını sürdürüyor ve bunlardan bir kısmı yoğun bakımlara maalesef gidiyor bir kısmı yaşamlarını yitiriyor.

"VİRÜS BULAŞTIĞINDA NASIL SEYREDECEĞİNİ BİLMEK MÜMKÜN DEĞİL"

İsrail ve İngiltere örneğini tekrar vereceğim orada çok yüksek aşılama oranları yaşandı ama tedbirlerde ciddi bir bırakma, ciddi bir karşı duruş olduğu için orada tekrar enfeksiyon oranları gözlenir hale geldi. Bireylerin tedbirleri elden bıraktığından dolayı o ülkede tekrar sayıların arttığı kanısındayım. Oysa ki kendilerini korudukları zaman tüm toplumu koruyor hale geleceğiz. Eğer sosyal mesafenizi koruyamıyorsanız, maskenizi çıkartmayınız çünkü bağışıklığınız belli bir düzeyde olsa bile virüs bazen o bağışıklığı nadiren de olsa aşabiliyor ve virüs bulaşabiliyor, bulaştığı zaman da nasıl seyredeceğini bilmek mümkün değil onun için bu tedbirleri elden bırakmayalım diyorum.

"ENFEKTE BİRİYLE 15 DAKİKA GEÇİRMEK ENFEKSİYONU KAPMANIZA YETER"

Özellikle toplumsal görevi olan işte öğretmen, polis, toplumla birebir irtibatı olan bireylerin aşı konusunda biraz daha zorunlu aşılanmaya doğru girmesinin yararı var diye düşünüyorum. Çünkü belli yerlerden belli odaklardan enfeksiyon hala yayılıyor.  Ve tekrar vurgulamalıyım ki aşılar güvenilir mi evet güvenilir. Defalarca yapılan bir sürü çalışmalarla bu ispatlandı hatta milyardan fazla insan belli aşılarla aşılandı. Maske- aşılama yeterli ve anlamlı olacaktır. Çok fazla kalabalığa maruz kaldığınız yerlerde maske tabi ki gerekli kesinlikle. Eğer daha ciddi tedbir almak istiyorsanız iki kat maske kullanırsınız. Yani şunu hiçbir zaman unutmayın ikram faslı başlayınca maskeler iniyor ve maskeler indiğinde de bir 10-15 dakika enfekte birisiyle oturmanız sizin enfeksiyonu kapmanız anlamına geliyor. Çözüm ne derseniz. Mümkünse olabildiğince hızlı aşılama programıyla toplumun büyük kesimlerini aşılamak ve bireysel tedbirlerle enfeksiyonun yayılımını engellemek kontrollü bir sosyal yaşama devam etmek oldukça önemli tüm bilgiler ve kanıtlar bu yönde onun dışında her şey benim kabulleneceğim bir şey değil.

"YENİ MAJÖR MUTANT BEKLEMİYORUM"

Yeni ve yerli aşımızda benzer şekilde Sinovac gibi içerik itibarıyla benzer şekilde hazırlanmış güvenle kullanılabilecek aşılar diye vurgulamak istiyorum. Enfeksiyonun bu long covid ve klasik covid formlarını da güzelce anlatıldığında toplumsal bağışıklığın önemi de vurgulandığında ben aşılamanın kabul göreceğini düşünenlerdenim. Ön koşullarımı belirttim bağışıklamaya aşılamaya devam ve mutlaka maske mesafe eğer mesafeyi koruyamıyorsak muhakkak maske. Çünkü virüs enfekte edecek bireyi bulamadığında çoğalmayı durduracaktır ama enfekte edecek bireyleri buldukça yayılacak, yayılmaya devam edecek ve belki yine mutant formları oluşturacaktır. Ben tekrar belirtmeliyim yeni bir majör mutant form beklemiyorum ama hani bu koruma önlemleri ile yavaş yavaş etkinliğin azalacağını ve ben önümüzdeki 2022 yazında 2022 kışında belki kısmen normal hayatımıza dönebileceğimizi düşündüğümü belirtmek isterim. 

Ümit ederim yaşadığımız pandemi bize şunu öğretmiştir, bu insanlığın aslında ciddi bir sınavı. Olmadık bir şeyle karşılaştığımızda hepimiz hayatı daha iyi anlamalı daha iyi paylaşmalı sevgiyi saygıyı arttırmalı birlikte yaşama özenini sağlamalı ve belki de birtakım kurallara daha iyi uymalıyız diye düşünüyorum. 

*Röportajımızın son kısmında kitabınıza yer vermek istiyoruz. Long/post Covid adında kitabınız var editörü de sizsiniz. Bu kitap tam olarak ne anlatıyor ve bu kitabı yazmaya ne zaman karar verdiniz? 

Kitap aslında bu konuyla ilgisi olan arkadaşlarımız klinisyen ya da laboratuvarcı arkadaşlarımız konuya önem gösteren psikolog, diyetisyen ilgili herkesin aslında covidin tam olarak bitmediğini covid geçiren bireylerin bir kısmının enfeksiyonu bir süre boyunca yaşadığını artık buna enfeksiyon demeyelim enflamasyon diyelim çünkü virüs kanda belki diğer sistemler aracılığıyla pek çok dokuya gidebiliyor. Pek çok dokuda bu aci2 reseptörlerinden dolayı yerleşebiliyor. Ve yerleştiği yerlerde de kolonize olduğunda hücre içerisinde çok fazla miktarda çoğalarak orada hasarlar oluşturabiliyor. Hasarların bir kısmı virüsün kendi hasarı bir kısmı da immün sistemin aşırı reaksiyonuyla gerçekleşen bir hasar. Burada oluşan çok farklı sistemleri etkilediği virüsü ister istemez bunların başında akciğer sinir sistemi kas sistemi mide bağırsak sistemi gibi birtakım sistemler geliyor ve burada bakıldığında bir kişi tamamına hakim olmakta bazen güçlük çekiyor onun için bir multi çeşitlilik içerisinde bir yaklaşık gerekiyor long covidde aslında hani bireylerin bu enfeksiyonu yaşadıktan sonra bir süre belirtilerinin devam etmesiyle ya da yeniden belirtileri yaşamasıyla esinlendirildi. Böyle olunca yaklaşık bir yıldan beri covid sonrası belirtilerin devam ettiği hastalık adının long covid olarak konmasıyla gelen şeyde biz bir eğitim toplantısı sonrasında bunun muhakkak bir dökümante edilmesi gerektiğini muhakkak bir derli toplu bir kaynak haline gelmesi gerektiğini düşünerek bir kitap oluşturma kararı aldık.

Bir grup arkadaşımız da yaklaşık 25 bölüm kadar bölüm yazan arkadaşımız da birbirinden değerli akademisyen arkadaşımızın deneyimlerinden de yola çıkarak yani bir akciğer problemini göğüs hastalıkları problemlerini bir hocamız sinir sistemi ile alakalı yine nörolojiden bir öğretim üyesi hocamız gibi yani hepsi kendi alanında uzman arkadaşımız bizzat hasta gören bizzat tedavi eden arkadaşımızın long covidde neler yaşandığını neler yaşayabileceğini deneyimlerini buraya aktararak bir kitap oluşturuldu bu kitap aslında temelde bir klinik eğitim kitabı, bir akademik kitap ama sonuçta ilgili bireyler sağlık çalışanları sağlığa gönül vermiş insanlar da edinip okuyabilirler.

Sonuçta bu bir klinik uygulama kitabı gibi de düşünebiliriz çünkü orada her bölümle alakalı her bölümün kendi içerisinde nasıl hastaya yaklaşılacağı, hangi testlerle takip edilmesi gerektiği, hangi tedavi yöntemlerinden destek alınacağı gibi birtakım konularda var. Ben o kitapta sadece laboratuvar test kısımlarını yazmaya çalıştım. Diğer kısımlarda ise sadece editörlük yaptım ayrıca iki yardımcı arkadaşımızla beraber düzgün kalifiye bir eser ortaya çıkartıldı diye düşünüyorum. İlklerden. Türkiye’de zaten ilk dünyada da böyle long covidle alakalı çok bir eser görülmüyor. Long covidle alakalı makaleler hızla artıyor bunu görmekteyiz. Kitabın hikayesi kısaca böyle. 

*Okuyucularımız bu kitaba nasıl ulaşabilirler?

İnternette var. Bir yayınevi aracılığıyla zaten uluslararası kitap basan bir yayın aracılığıyla basıldı. İnternetten uzun long covid diye bakıldığında rahatlıkla bulunabilir. Daha çok klinik bir kitap, sağlık profesyonellerine daha çok yararlı olacak bir kitap ama dediğim gibi ilgi gösteren insanlar için de edinilmesi istenirse internetten rahatlıkla temin edilebilir.


İçeriği Paylaşın