Rahim ve Tüplerle İlgili Problemlerin Üreme Sağlığına Etkileri

Rahim ve Tüplerle İlgili Problemlerin Üreme Sağlığına Etkileri

Rahim ve Tüplerle İlgili Problemlerin Üreme Sağlığına Etkileri

Bizi Takip Et


Rahim ve tüplerle ilgili ne tür problemler olabilir? Bu problemlerin üreme sağlına olumsuz etkileri nelerdir? Rahim ya da tüplerle ilgili problemler ortadan kaldırılırsa tüp bebeğe gerek kalmadan kadın doğal yolla hamile kalabilir mi? Miyom kansere dönüşür mü? Her miyoma üreme sağlığı açısından mutlaka tedavi gerekir mi? Miyomun bulunduğu bölge, büyüklüğü gibi faktörler önemli midir? Her miyomu kapalı ameliyatla (laparoskopik cerrahi) almak mümkün müdür? Kadına ve ameliyatı yapan hekime bu yöntemin getirdiği avantajlar nelerdir? Yardımcı üreme tekniğine ihtiyaç duyan çiftlerde süreç nasıl işler?

İstanbul Kadın Sağlığı ve Tüp Bebek Merkezi Kadın-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Aret Kamar, kadınlarda tüplerle ilgili sorunlar ve tedavileri hakkında merak edilenleri Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

RAHİM NASIL BİR ORGAN?

. Rahim ve tüplerle ilgili ne tür problemler olabilir? Bu problemlerin üreme sağlına olumsuz etkileri nelerdir?
‘‘Rahim, vücudun en güzel organlarından bir tanesidir. Çünkü içerisinde, mikroskopla görülebilen bir embriyo barındırır. Boyu 12 santim kadar olan rahim, o embriyo ile beraber büyür; kocaman bir rahim kitlesi haline gelir. Bebeğin 9 ay içeride durup beslenmesini sağlar. Doğum ağrıları başlayınca embriyoyu (bebeği) dışarıya çıkartır; sonra kasılır ve bir ay içerisinde de eski haline dönüşür. Yumuşamaya müsait çok esnek bir organdır. Tabii embriyoyu oraya yerleştirirken tüplerin de çok önemi vardır. Tüp, gözümüzle seçemediğimiz bir embriyoyu ya da bir yumurtayı yumurtalığın üstünden kendi içine alır ve spermle birleştirir. Embriyo oluştuktan sonra, yine bizim gözle göremediğimiz embriyoyu alıp rahim içerisine taşır ve rahim içerisine yerleşmesini sağlar. Bu sırada yumurtalığın salgıladığı hormonlarla oluşan bir sürü değişiklikler olur. Dolayısıyla tüplerle ve rahimle ilgili oluşan problemler ya da doğuştan gelen problemler bu aksı bozabilir. Tüp tıkalıysa yumurta ile spermler birleşemeyebilir. Tüpte problem varsa bu problem rahime bebeğin yerleşmesini dahi engelleyebilir. Rahim içerisinde doğuştan gelen perdeler, bölmeler olduğu zaman o bebeğin yerleşmesini ya da 9 ay içeride barınmasını engelleyebilir. Sonradan oluşan miyomlar, polipler rahim içerisinde yer kapladıkları için rahim içerisinde bebeğin büyümesini engelleyebilir. Rahimin iç tabakasında (endometrium) sonradan olan genel problemler, kürtaj sonrası zarar görmeler, mikrobik enfeksiyonlar sonrası zarar görmeler de yine bebeğin rahimin içerisine yerleşmesini engeller. Dolayısıyla biz, normal yoldan ya da tüp bebekle çocuk yapmak istiyorsak, rahmimizin ve tüplerimizin sağlam olduğundan kesinlikle emin olmalıyız. Çünkü biz yumurta ve spermi bir şekilde vücut içerisinde ya da vücut dışarısında buluşturup bir bebek oluşturabileceksek bunun rahime yerleşeceğinde de emin olmalıyız. Dolayısıyla rahim bizim için çok önemli bir organdır.’’

ULTRASON VE RAHİM FİLMİ İLE PROBLEM YÜZDE 85 ORTAYA KONUYOR

. Rahim ya da tüplerle ilgili problemler ortadan kaldırılırsa tüp bebeğe gerek kalmadan kadın doğal yolla hamile kalabilir mi?
‘‘Çocuğum olmuyor, diye gelen bir çifte hemen tüp bebek önerilmez; ilk önce basit tahliller yapılır. Tiroit hormonlarının güzel çalışmaması, kadında şeker olması, bazı başka sistemik hastalıklar gebe kalmayı etkileyebilir. Rahimde doğuştan bir problem varsa, tüplerde ileri derecede problemler varsa ultrasonla görülebilir. Rahmin içerisini etkileyebilecek bir polip, rahmin bebek tutabilmesini ve onun taşıyabilmesini etkileyebilecek miyomlar net olarak görülür. Tüplerle ilgili bir problemden şüphe edilirse rahim filmi de çekilir. Rahim filminde rahimin iç boşluğunu etkileyebilecek problem varsa, film iyi çekildiğinde, net olarak gözükür. Tüplerde oluşan tıkanıklıklar da rahim filminde net olarak görülür. Dolayısıyla sperm testi, kan testi, ultrason ve ardından rahim filmi çekildikten sonra genellikle çiftin yüzde 85’inde neden çocuklarının olmadığı bulunur. Yüzde 15’inde bir şey bulunamaz; buna da açıklanamayan kısırlık denir. Açıklanamayan kısırlık, bir problem yok demek değil; bizim aklımızın erdiği yerde bir problem yok demektir. Çünkü yapılan tahliller sadece sizin gördüğünüz yerlerdeki problemleri gösterir. Mesela bir kadının yumurta kalitesini tahlille anlamak mümkün değildir. Vücut içerisinde sperm ve yumurtanın buluşup buluşamayacağını bize gösterebilecek bir tahlil yoktur. Tüpler yumurtayı yumurtalıktan süpürüyor mu; embriyo oluştuktan sonra embriyoyu rahimin içerisine yolluyor mu? Bunları test edebilecek bir test hala yoktur. Dolayısıyla yüzde 15’lik kısım da buralardadır. Kalan yüzde 85’lik kısımda ne problem olduğu ortaya çıkar. Bazen bir polipi almak, bazen rahmin içerisine doğru büyümüş bir miyomu almak, bazen bozuk olan bir tüpü rahimden ayırmak ya da almak kadının sadece o işlemle çocuk sahibi olmasını sağlar.’’

Op. Dr. Aret Kamar

‘‘RAHİM İÇİNE DOĞRU BÜYÜYEN MİYOMLAR HAMİLE KALABİLME ŞANSINI ETKİLER’’

. Miyom kansere dönüşür mü? Her miyoma üreme sağlığı açısından mutlaka tedavi gerekir mi? Miyomun bulunduğu bölge, büyüklüğü gibi faktörler önemli midir?
‘‘Miyomlar teorik olarak kansere dönüşür. Kitaplarda 200’de bir gibi ihtimal yazar. Ancak miyomun kansere dönüşmesi çok nadirdir. Bir miyomun kansere dönüştüğünü hissedebilmek için miyomu siz takip ediyorsanız çok hızla büyüdüğünü görürsünüz. O zaman, burada dursa bir şey olmaz dediğiniz bir miyom, hemen alınması gereken bir miyom haline gelebilir. Onun dışında miyomlar senede en fazla bir santim büyürler. Çoğu miyom takip edilir. Bazı miyomlar, rahimin içini, bebeğin yerleşeceği yeri etkilediği için boyutları çok ufak olsalar bile spiral gibi görev yaparlar. Yabancı cisimdir, orada olmaması gereken bir şeydir. Boyutu bir santim olsa bile bizim için zararlı olabilir. Bazı miyom, rahmin dışına doğru, karın boşluğu içerinde büyümüştür, rahimin içini hiç etkilemiyordur. O şekilde büyüyen miyomlar 6 santim olsalar bile bizim işimizi etkilemeyebilir. Kadın gebe kaldığında sezaryenle miyomu da alırız, diyebiliriz. Yani miyom ne olursa olsun, nerede olursa olsun tedavisi kolay bir şeydir. Kadınların üçte birinde vardır. Doğuran kadınlarda da doğurmayan kadınlarda da vardır. Bizim için önemli olan kadının sağlığını nasıl etkilediğidir. Genelde 6 santimin üstünde olan miyomlar alınmalıdır diye konuşulur. Bir de rahim içerisine doğru büyümüş miyomlar vardır. Kadının hamile kalabilme şansını etkilerler. Kanayan yüzeyi arttırdıkları için kanamayı arttırırlar. Kadının genel sağlığını bozarlar. Bazı kadınlar adet oldukları zaman kan nakline bile ihtiyaç duyarlar. O zaman çocuk isteği olmasa bile miyomu rahim içerisinden almak kadını rahatlatacaktır. Böylece tedavileri de kolaylaşır.’’

MİYOMLAR KAPALI CERRAHİ İLE ALINIYOR

. Her miyomu kapalı ameliyatla (laparoskopik cerrahi) almak mümkün müdür? Kadına ve ameliyatı yapan hekime bu yöntemin getirdiği avantajlar nelerdir?
‘‘Kapalı cerrahi kadını yormayan; daha çok hekimi yoran bir cerrahidir. Çünkü küçücük deliklerden kocaman şeyler karının dışarısına çıkarmak sonra oraları dikmek gerekir. Kadın karnı kesilmediği için çok hafif bir kasık ağrısıyla aynı gün genellikle evine dahi gidebilir. Rahim duvarı içerisinde ve karın boşluğu içerisine doğru büyümüş olan miyomlar laparoskopik cerrahi ile alınır. Çünkü rahimin içerisine girdiğimiz zaman rahimin dışına doğru büyümüş olan miyomların nerede olduğunu görmek mümkün değildir. Rahmin içerisine doğru büyümüş miyomları, histeroskobik ameliyatla tamamen aşağıdan girerek almak da mümkündür. Dolayısıyla miyomların sayısı kaç olursa olsun, laparoskopik cerrahi ile alınabilirler. Ama bazen miyomlar çok fazla olabilir. 10 tane, 20 tane, 30 tane miyom bir rahimde olabilir. Miyom fazla olduğu zaman, bütün miyomları hissedebilmek ve ameliyattan sonra unutulmuş bir miyomla karşılaşılmasın diye onları açık ameliyatla yapmak daha doğrudur. Biz genellikle 4 miyomun üstünü açık ameliyatla yaparız. 4 miyomun altını çoğu zaman kapalı ameliyatla (laparoskopiyle) ya da histeroskobiyle yaparız. Eskiden miyom olduğu zaman rahim alınıyordu. Şu anda rahim alma ameliyatı sadece kanserli vakalarda yapılır. Miyom sebebi ile rahim alınması doğru değildir. Neticede bir organ kaybıdır. Dolayısıyla miyom kaç tane olursa olsun, miyomlar temizlenebilir.’’

‘‘KAPALI CERRAHİLER YURT DIŞINDA DAHA PAHALI’’

. Tüp bebeğin ön incelemesi ve miyomların kapalı yöntemle alınması için yurt dışından hastalar geliyor mu?
‘‘Türkiye gerçekten hem tüp bebek hem de cerrahi anlamında Avrupa’daki birçok ülkeden çok daha iyi konumda. Ayrıca Avrupa’da kapalı cerrahiler Türkiye’de olduğundan çok daha pahalı olarak yapılabiliyor. Dolayısıyla Türki Cumhuriyetlerden, Arap ülkelerinden, Kuzey Afrika ülkelerinden, Avrupa’da birçok yerde yaşayan Türkler, Türkiye’ye gelip ameliyat olup dönebiliyorlar. Eğer laparoskopiyle oluyorsa çok da güzel oluyor. Hasta geliyor bugün ameliyat oluyor. Bir iki gün sonra uçağına binip evine gidebiliyor. Üç dört gün sonra da normal hayatına dönebiliyor. Ama açık cerrahi ile yapılırsa 15-20 gün normal hayata dönmek için biraz beklemek istirahat etmek gerekir. Onun için kapalı ameliyatlar her zaman özellikle dışarıdan gelenler için avantajlı oluyor.’’

TEDAVİ SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?

. Yardımcı üreme tekniğine ihtiyaç duyan çiftlerde süreç nasıl işler?
‘‘Her zaman bir tek miyom, bir tek polip ya da perde olmayabilir. Bunların yanı sıra erkeğin spermi de düşük olabilir. Tedavi olacaksa ilk önce rahimin bebek tutabilecek hale getirilmesi gerekir. Sonra gerekiyorsa tüp bebek yapılır. Genellikle rahim içi cerrahilerden 2-3 ay sonra tüp bebek yapılabilir hale gelir. Polipler rahimi çok etkilemez; hemen alınırlar ve bir ay sonra tedaviye başlanabilir. Ama rahimde perde kesildiği zaman oranın dokusunun tekrar toparlaması, yara iyileşmesi ya da miyom alındığı zaman miyomların yataklarının iyileşmesi için en az üç ay beklemek gerekir. Ondan sonra tüp bebekle ilgili ne tedavi yapılacaksa ona başlanır.’’

. Tüp bebek tedavisi görmek isteyen çiftlere ne mesaj vermek istersiniz?
‘‘Tüp bebek bugün için çok gelişmiş bir tedavi yöntemidir. Yumurtaların büyütülmesi, toplanması, bebeklerin yerleştirilmesi için 15-20 gün ayırmak gerekir. Onun dışında eğer bir kadının yumurtası varsa, yaşı çok ilerlemediyse erkeğin de spermi varsa genellikle elimizi dokunduğumuz hastaların çoğunun hamile kaldığı bir süreçtir. Onun için sadece bu işe zaman ayırmak biraz da sabırlı olmak lazım.’’


İçeriği Paylaşın