Acıbadem Maslak Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Cem Alhan, Atv Avrupa ekranlarında yayımlanan “Esra Kazancıbaşı ile Sağlığım İçin Herşey “ programına katıldı
Kalp ameliyatı ne tür durumlarda hangi hastalara öneriliyor?
Kalp ameliyatı riskli bir ameliyat mıdır? Kalp hastalıklarının cerrahi tedavisinde minimal invaziv cerrahi yöntemleri nelerdir? Açık kalp cerrahisine kıyasla robot yardımıyla yapılan ameliyatların ne tür üstünlükleri vardır? Robotik cerrahi hangi kalp problemlerinde uygulanır?
Esra Kazançıbaşı sordu Prof. Dr. Cem Alhan yanıtladı.
. Kalp ameliyatı ne tür durumlarda hangi hastalara öneriliyor?
“Kalp ameliyatı tedavi kılavuzlarımızda da belirtildiği üzere en çok kalbin koroner damar dediğimiz atar damarlarının tıkanıklarında ve darlıklarında görülür. Eğer bunlar tedavi edilmezse kalp kriziyle sonuçlanır.
Bunun dışında doğumsal ya da sonradan edinilen; kalp kapak problemleri özellikle mitral ve aort kapak problemleri ve aort damarının hastalıkları, anevrizma baloncuklarının yırtılması gibi problemleri sayabiliriz.
Bunların bazılarında hastanın hiçbir şikayeti olmasa bile ameliyat olması gerekiyor çünkü bir müddet sonra problemler geri dönülmez hasarlar yaratabiliyor. Bazılarında ise hastada belli şikâyetlerin başlamasını bekliyoruz. Yapılan tetkiklerde kalp hasar görmeye başlamışsa ameliyat kararı veriyoruz. Bütün kalp hastalıkları ameliyatla sonuçlanacakmış gibi bir şey asla yok. İlaç tedavisi ve girişimsel kardiyolojik tedaviler balon, stent ve son zamanlarda daha da ileriye giden teknolojilerle birçok hastalık artık ameliyatsız sadece girişimle de tedavi edilebiliyor.”
. Kalp ameliyatları riskli midir?
“Burada fayda zarar ilişkisini belirlemek gerekiyor. Hayatta riski olmayan hiçbir şey yok. Otobüse, uçağa binmenin de riski var. Doğum Allahın emri, doğumda da risk var. Basit bir doğum olayının sıfır riskli olduğunu düşünmek mümkün değil. Dolayısıyla burada karar verirken ameliyatların riskini terazinin bir kefesine koyacağız ama ameliyat olmazsam ne oluru terazinin öbür kefesine mutlaka koymalıyız. Eğer ameliyat olmadığı zaman hastanın karşı karşıya kaldığı risk, ameliyatı göze aldığı riskten daha fazlaysa mutlaka ameliyat gereklidir.
Toplumda kalp ameliyatlarının çok riskli ameliyatlar olduğuna dair bir kanı var ama kalp ameliyatları genel anlamda erişkin kalp ameliyatlarından söz edersek; bütün vaka gruplarını dâhil ettiğimizde yüzde 2 veya 3 riskli ameliyatlardır."
. Eskiden insanlar by-pass ameliyatı olmak için yurtdışına çıkarlardı. Şimdi durum nedir?
“Asistanlık yaptığım dönemde, o zamanki Cumhurbaşkanımız Turgut Özal by-pass olmak için Amerika’ya gitmişti. Günümüzde sağlık nedeniyle yurtdışına çıkışlar çok azaldı. Tam tersine hem komşu ülkelerden hem daha uzak ülkelerden ciddi anlamda Türkiye’ye bir sağlık turizmi için gelen hasta var. Bu sadece kalp cerrahisinde değil. Hemen hemen bütün branşlara yayılmış durumda.”
. Kalp ameliyatlarının yöntemlerinde ne tür gelişmeler söz konusu?
“Burada bir ülkeyi örnek vermek istiyorum. Almanya’da son 2013 senesi verileri yayınlandı ve 2013 senesi verilerine göre kalp ameliyatlarının yarıdan fazlası minimal invaziv dediğimiz yöntemlerle yapılıyor. Bunlar hiç kesi olmaması tamamen kateter bazlı işlemlerle ya da çok küçük kesilerle yapılan ameliyatlar.
15- 20 sene öncesinde safra kesesi ameliyatlarının yüzde yüzü açık ameliyatla yapılıyordu ama bugüne baktığımızda safra kesesi ameliyatlarının neredeyse yüzde 99.5'i laparoskopik olarak yapılıyor. Kalp cerrahisi de bu yöne doğru gitmektedir. Türkiye’de daha arzu edilen seviyelerde değil. Geri ödeme kurumları başta SGK olmak üzere bu işlemleri kabul etmeye başladıkça bu rakamlar artacaktır.”
“ROBOTİK CERRAHİDE TÜRKİYE AVRUPA’NIN İLERİSiNDE”
. Kalp hastalıklarının cerrahi tedavisinde minimal invazif cerrahi yöntemleri nelerdir?
“Minimal invazif cerrahiden kasıt hastaya en az zararı vererek bir ameliyatı yapmak. Bu yöntemde kesinin küçüklüğü, kriterlerden bir tanesi. Kataterle büyük damarlara girerek, stentler ve suni damarlar koyulması da minimal invazif girişimlerdir.
Daha önce tamamen göğüs kemiğini açarak yaptığımız ameliyatların artık çok büyük bir kısmını çok küçük kesilerle hiç kemik kesmeden sadece kaburga arasından girerek ya da tamamen robotik yani hiç kesi olmadan sadece deliklerden yapabilir duruma geldik. Bu yöntem dünyada son on yıldır artarak kullanılıyor. Türkiye’de buna ayak uydurdu. Çok sevindirici bir durum var; örneğin robotik cerrahide Türkiye Avrupa’nın çok ilerisindedir.”
. Günümüzde kalple ilgili hangi problemler robotik cerrahiyle tedavi edilebiliyor?
“Robotik cerrahi; doğuştan olan kalp delikleri özellikle kulakçıklar arasındaki bölümün doğumdan sonra kapanmaması sonucu ortaya çıkan kalp delikleri, bütün mitral kapak hastalıkları, triküspit kapak hastalıkları, kalbin içindeki tümörler, kalpteki ritim bozuklukları, mitral kapak tamirlerinde kullanılabilen bir yöntem. Bununla birlikte koroner by-pass ameliyatlarının bir bölümünü robotik işlemlerle yapmaktayız.”
“ROBOTİK CERRAHİYLE KALP DURDURULMADAN BİR VEYA İKİ DAMARIN AMELİYATINI YAPABİLİYORUZ”
. Robot yardımıyla kaç damar ameliyatı yapılabiliyor?
“ Robotik kapak cerrahisi dünyada önemli bir yer edindi ve günlük tedaviye girdi ama robotik by-pass biraz daha geriden geliyor. Bu da teknolojik bazı beklentilerimizin daha yavaş olmasından kaynaklanıyor. Robotik cerrahi ile dünyada dört damara kadar by-pass yapıldı.
Ancak şu anda 1 veya 2 damarı; kalbi durdurmadan ve hiç kesi yapmadan sadece deliklerle ameliyat yapabiliyoruz. Bunun dışında gündemde olan bir uygulama da 'hibrit girişimler'.
Hibrit girişim yöntemiyle aynı hastalığı hem cerrahi yöntemle hem de balon stent yöntemiyle tedavi etmekteyiz. Burada da kriterlerimiz şöyle; kalbin kraliçesi dediğimiz öndeki damarla meme damarını by-pass yaparsak kalbin diğer damarlarında mümkünse atar damar kullanıyoruz eğer mümkün değilse bacak damarını da kullanabiliyoruz. Bunların güvenirlikleri, uzun süreli sonuçları henüz belli değil. Bu konudaki çalışmalar eğer umut verirse, 3 veya 4 damar hastalarına bile uygulanabilir.”
“ROBOTİK CERRAHİYLE YAPILAN KALP AMELİYATLARINDA HASTANIN İYİLEŞME SÜRESİ DAHA HIZLIDIR”
. Açık kalp cerrahisine kıyasla robot yardımıyla yapılan ameliyatların ne tür üstünlükleri vardır?
“Robotik teknolojinin açık cerrahi ile kıyaslandığındaki yararlarını özetleyecek olursak; birincisi daha küçük kesi hatta hiç kesi olmaksızın sadece deliklerden yapılması. İkincisi 10-12 defa büyük gösteren bir kamera ile yapılması ki böylece bütün detayları daha net görüyorsunuz. Örneğin mitral kapağı tamiri şansı robotik cerrahide daha fazladır.
Üçüncüsü, küçük kesi ya da hiç kesi olmadığı için dış ortama kapalı ve ameliyat esnasında hastanın enfeksiyon kapma ihtimali çok düşüktür. Dördüncüsü, kesi küçük olduğu için kanama miktarı azdır. Beşincisi, kanama miktarı az olduğu için kan kullanılma oranları çok düşüktür. Bunların dışında en önemli faydalarından bir tanesi günlük yaşama çok hızlı dönüş sağlanıyor olması.
Göğüs kemiğini kestiğimizde bu kemiğin iki ay iyileşme süresi vardır. Bu iyileşme döneminde hasta yastıkla yaşıyor, yan yatamıyor, öksürürken çok dikkat etmek zorunda kalıyor. Robotik cerrahide böyle bir şey yok. Hasta ameliyatın ertesi günü yan yatabiliyor. Bu yan dönüp yatma meselesi çok ilginç çünkü insanların büyük bir kısmı böyle uyuyor. Sırt üstü yatmaya zorlanan hastalarda çok ciddi uykusuzluk problemleri ve bununla birlikte psikolojik problemler de ortaya çıkmaya başlıyor.
Robotik yöntem nekahet dönemini çok kısaltıyor. Açık ameliyatlarda insanlar 2 veya 3 ay sonra işine başlarken robotik cerrahide 2 veya 3 hafta içinde işlerine başlayabiliyorlar. Ameliyattan sonra çok büyük bir kesinin ağrısıyla hemen hemen hiç kesi yapılmayan işlemin ağrısı aynı değildir. En son söyleyebileceğim de kozmetik fayda ki bu en çok kadın hastalar için önemlidir.”
"ROBOTİK CERRAHİDE CERRAH ALETLERE DIŞARIDAN MÜDAHALE EDİYOR"
. Robotik kalp cerrahisi nasıl gerçekleştiriliyor?
“Cerrahide kullanılan robotlar ilk olarak kalp cerrahisi için dizayn edildi. Buradaki amaç çok uzak bir yerden hastalara müdahale edebilmekti. Kıtalararası ameliyat yapmak bu teknikle mümkün oldu. Burada bir yanlış algılama var sanki biz robotu hastanın yanına koyuyoruz, robot gidip ameliyatı yapmaya başlıyor; böyle bir şey değil.
Hastanın vücudunda acılan deliklerden robotun kollarını sokuyoruz. Biz bir konsolun başında oturup 3 boyutlu görüntü altında o robotun kollarındaki aletleri, aynı ameliyattaki gibi kullanarak o işlemi gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla ameliyatı yapan tabiî ki yine bir cerrah buaradaki tek farklılıkşu; cerrah, elini hastanın içene sokmuyor. Sadece küçücük aletler giriyor. Cerrah o aletlere dışarıdan müdahale ediyor.”
. Üç boyutlu görüntüye uyum sağlamanın zorlukları nelerdir?
“İnsanın dokunma hissi vardır yani bir şeye dokunduğunuz zaman mesela sert mi, yumuşak mı anlarsınız. Robotik cerrahide bu söz konusu değildir. Robotun koluyla bir şeye dokunduğumuz zaman direncini kestiremiyoruz. Yumuşak mı, sert mi anlamıyoruz. Bir şeyi çektiğimiz zaman çok mu çekiyoruz, az mı çekiyoruz anlamıyoruz. Dolayısıyla başlangıçta örneğin düğüm atarken ipin kırılması çok sık yaşanan bir şey çünkü cerrah ona ne kadar kuvvet uyguladığını bilemiyor. Kısa bir süre içinde bütün bunların yerini görsel geri dönüş alıyor. Dokunun sert mi, yumuşak mı olduğunu, ipin ne kadar çekileceğini görerek anlayabiliyorsunuz.”