Şeker Hastalığı Cerrahi Yöntemlerle Tedavi Edilebilir Mi?
Şeker Hastalığı Cerrahi Yöntemlerle Tedavi Edilebilir Mi?
Bizi Takip Et
Obezitenin tetiklediği hastalıklardan biri olan tip2 diyabet ülkemizde ve dünyada giderek yaygınlaşan bir hastalık haline geldi. Yapılan bir çalışmanın verilerine göre; son 12 yılda ülkemizdeki kadınların kilosu 6 kg, bel çevresi 6 cm, kalça çevresi de 7 cm artış gösterdi.
Erkeklerde ise vücut ağırlığının 8 kg arttığı ve bel çevresinin 7cm kalınlaştığı saptandı. Şeker hastalığının toplumda görülme sıklığının son 12 yılda yüzde 90 arttığını söyleyen Türk Diyabet Cemiyeti Başkanı, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Endokrinoloji, Metabolizma ve Diyabet Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan İlkova, ülkemizdeki birçok diyabet hastasının tanı konulmadan yaşamlarına devam ettiğini söyledi.
Prof. Dr. Hasan İlkova ile şeker hastalığının tanı, tedavi yöntemlerini ve şeker hastalığının tedavisinde kullanılan bariatrik cerrahinin kimlere uygulanabileceğini konuştuk.
.Türkiye’de tip2 diyabetin görülme oranı nedir?
"Cinsiyet ayrımı gözetmeden ve kadınlarımızda biraz daha fazla olmakla birlikte Türkiye’deki diyabetin görülme sıklığı ve sayısı dramatik değişiklikler göstermekte. İki tane örnek vermek istiyorum bu konuda. Bunlardan bir tanesi; TURDEP çalışmaları. Bu çalışmada öğrendik ki 1998-99 yıllarında Türkiye’deki erişkin nüfusta yani 18 yaşın üstündeki nüfusta, diyabet sıklığı yüzde 7-8 civarında. Her yüz erişkinden 7-8’i diyabet hastası. Diyabetlilerin yarısı hastalıklarından haberdar, diğer yarısı da haberdar değiller. Toplumda böyle bir fotoğraf vardı.
12 yıl sonra yapılan ikinci çalışma, diyabetli hasta sayısının yüzde14’e çıktığını gösterdi. Neredeyse yüzde 90-100 civarında bir artış göstermekteydi diyabet.
Bunun nedenleri konusunda birçok suçlamalar ve açıklamalar yapılabilir ve yapılıyor da. Sonuç olarak bir gerçek var ki; toplumdaki her yüz kişiden 12-14’ü diyabet hastası. Toplumun yüzde 20-25’i ya diyabet ya da diyabet riski taşıyor. Diyabet riski taşıyan insanların beş yıl içinde diyabet olma ihtimalleri yüksek."
“DİYABET HASTASI OLUP TANISI KOYULMAMIŞ HASTALAR VAR”
. Diyabet tanısı nasıl konuyor?
"Bundan 12-13 sene önce dünyada diyabetle uğraşan akil insanlar bir araya geldiler, birtakım sivil toplum örgütlerinin de katılımıyla diyabet tanısı için kanda bulunan şeker miktarı 140 mg'dan 126 mg'a indirildi. 140 mg’ı bekleyene kadar biz birçok hastada komplikasyon görüyoruz. Dünya Sağlık Örgütü’nün de onayıyla diyabet tanısının rakamının aşağılara çekilmesiyle birlikte, nöropatisi olan ve nöropatisi diyelim birkaç yıl önce başlayan kişiye diyabet tanısı koyabiliyoruz.
Diyabet tanısı konduğu anda retinopatisi, nöropatisi olan insanlara rastlayabiliyoruz. Hala bu bir sorun ve diyabet tanısı komplikasyonları olan insanlar, diyabet tanısı konmadan yaşamlarını sürdürebiliyorlar."
. Çok idrara çıkmak tip2 diyabetin belirtisi olabilir mi?
"Tip2 diyabette eğer biz diyabetin klasik belirtileri olan; çok su içme, çok yemek yeme ve buna rağmen zayıf kalma gibi yüksek şekerin getirdiği belirtileri bekleyecek olursak çok geç kalmış oluruz. Diyabet tanısı için kabul ettiğimiz glikoz değerleri o belirtileri yapmayacaktır. Kişiye fazla su içirmeyecektir, kişiye çok yemek yedirmeyecektir, zayıflamasına sebep olmayacaktır; çünkü o kişinin kan şekeri sabah uyandığında 126 mg’ın biraz üstünde seyredecektir."
. Kimler diyabet hastalığının risk grubunda yer alıyor?
"Dünya Sağlık Örgütü’nün ve Türkiye’deki STK’ların önerdiği bir takım değerler var. Öncelikle diyabet için hepimiz risk grubundayız. Bir hastalık 10 yıl önce yüzde 7’iken, bugün yüzde 14’e çıktıysa bütün toplum bir ölçüde diyabet için risk taşıyor demektir. Ailesinde tip2 diyabet tanısı konmuş olan kişiler mutlaka risk grubuna alınmalı ve tarama testinden geçirilmeliler.
Şişman olan insanlar, kan yağları bozuk olan kişiler, kolesterolü yüksek olan kişiler, hiper tansiyonu olanlar diyabet riski altındadır. Diyabet gebelikten itibaren bizi ilgilendiren bir konu. Dolayısıyla gebelik diyabeti tanısı konmuş kadınlarda risk altındaki insanlar. İri doğmuş bebekler ileride hem şişmanlık açısından hem de diyabet açısından risk altındalar."
. Diyabetin tedavisinde hastalara hangi yöntemleri uyguluyorsunuz?
"Kişi egzersizi ve diyeti medikal şartlara uygun yaparsa,uzunca bin süre diyabeti önlemesi mümkün. Yüksek diyabet riski taşıyan kişilerde; yaşam tarzı değişikliğine gidilerek yani diyet, egzersiz ve kilo kontrolüyle diyabeti beş yıllık süre içinde yüzde 58 oranında önlemek mümkün. Eskiden beri yaşam tarzı değişikliği olmazsa olmazların arasındayken son yıllarda modern tıbbın getirdiği ilaçlarla diyabeti engelleyemez miyiz sorusu da akıllara gelmeye başladı.
Diyabetin önlenmesinde bir takım ilaçların kullanımında elde edilen sonuçlardan yola çıkarak, diyabet tanısı konan bir hastayı, sadece yaşam tarzı değişikliğiyle hastaneden göndermek doğru değil. Tanı konduğu gün hastalara ilaç tedavisine başlıyoruz.
“BARİATRİK CERRAHİNİN TİP1 DİYABETTE YERİ YOK.”
. Tip2 diyabet hastaları ameliyat olarak insülin kullanmaktan kurtulabilirler mi?
"Bir kişi diyabet olduğu anda pankreasında insülin salgılayan hücrelerin yüzde 80’i ölmüş oluyor. Geriye kalan yüzde 20 ile biz tedavimizi sürdürmek zorundayız. Bariatrik cerrahinin sadece zayıflamaya yönelik olan tiplerinin diyabet ile ilişkileri son derece sınırlı.
Bariatrik cerrahi kişiyi zayıflatırken, bağırsakta bir takım değişikliklere sebep olduğu için metabolik olarak olumlu etkisi var diyabet hastalarında. İnsülin sağlayan hücreler korunabiliyor ve bu kişiler zamanla daha az ilaç kullanmaya başlıyorlar. İnsülin yetersizliği çok ileri derecede değilse, insülin dozları azalıyor. Çok yeni başlamış bir diyabet ise hasta normale dönebiliyor.
Uzun süredir ölümcül obezitesi olan, boy kilo ilişkisinin çok yüksek olduğu insanlarda biz bu ameliyatı öneriyoruz. Ameliyat olanlarla, ameliyat olmayanları karşılaştırıldığında gerek diyabet olsun, gerek yaşam süresi olsun ameliyat olan insanlar hep daha şanslı konumda. Ameliyat olanlar daha uzun yaşıyorlar. Bu verilerden sonra biz daha fazla bu ameliyatı önermeye başladık ama diyabetin tedavisi için değil tabiî ki. Bu konuyla ilgili kafalar bir parça karışmaya başladı.Tip1 diyabette ise ameliyat söz konusu değil.
İçeriği Paylaşın