Sertleşme Sorununa Yeni Bir İlaç
Sertleşme Sorununa Yeni Bir İlaç
Bizi Takip Et
HABER: Demet DEMİRKIR
Türk Androloji Derneği tarafından sertleşme sorunu (erektil disfonsiyon), Türk erkeklerinin tutumu ve yeni tedaviler ile ilgili güncel veriler ve araştırma sonuçlarının paylaşıldığı bir basın toplantısı düzenlendi.
Toplantıya Türk Androloji Derneği Onursal Başkanı Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, Türk Androloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Ramazan Aşçı ve Türk Androloji Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Selahittin Çayan katıldı.
“ÜÇ ERKEKTEN BİRİ SERTLEŞME SORUNUYLA KARŞI KARŞIYA”
Türk erkekleri açısından Türkiye’de cinsel hayatın kalitesi ve yaşanan sorunların masaya yatırıldığı toplantıda erkeklerin önemli bir kısmının sertleşme sorunu yaşadığı belirtildi. Türkiye’de erkeklerin yüzde 34’ünde görülen sertleşme sorunu 40 yaş üstü erkeklerde ise yüzde 69 olarak karşımıza çıkıyor. 3 erkekten birinde sertleşme sorunu olduğunu kaydeden Prof. Dr. Selahittin Çayan, sertleşme probleminin yaşla birlikte artan bir sorun olduğuna dikkat çekti.
Türkiye’de sertleşme sorunu sıklığı ve Türk erkeklerinin tutumu üzerine yapılan araştırmaya değinen Prof. Dr. Çayan, 7 bölgeden 19 şehir ve 2760, 40 yaş üzeri kişiyle yapılan çalışmada, erkeklerin yüzde 64’ünün mevcut durumlarının doktora danışmayı gerektirecek kadar ciddi olmadığını düşünmeleri; yüzde 43’ünün ise cinsel yaşamın çok önemli olduğunu düşünmelerine rağmen cinsel sorunlarını bir doktora danışmadan çözmeye çalıştıklarını söyledi.
Türk erkeklerinin ilaç kullanımının dışında fındık, ceviz, bal-kaymak gibi doğal ürünlere de yöneldiklerini kaydeden Prof. Dr. Çayan, yüzde 64’lük bölümden yalnızca yüzde 34’ünün doktora başvurduğunu belirtti.
“DOKTORUN ÖNERMEDİĞİ İLAÇLARI KULLANMAK SERTLEŞME SORUNUNA YOL AÇIYOR”
Sertleşme sorununun ciddi hastalıkların habercisi olabileceğine dikkat çeken Prof. Dr. Ramazan Aşçı ise ereksiyon için sağlıklı sinir sistemi uyarısı, sağlıklı damar yapısı ve sağlıklı bir genital organın gerekli olduğunu vurguladı. Sertleşme sorununa yol açan faktörleri anlatan Prof. Dr. Aşçı, yaşa bağlı hormonal eksiklikler, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, depresyon gibi kronik hastalıklar, stres, alkol, ilaç ve sigara alışkanlıklarının sertleşmeye neden olduğunu söyledi.
Doktorun önermediği ilaçları kullanan erkeklerde de sertleşme problemi olabileceğini belirten Prof. Dr. Aşçı, bu konuda depresyon ilaçları ve mide ilaçlarını örnek göstererek, ilaçların yüzde 15 oranında sertleşme sorunu yapabileceğine dikkat çekti.
“SERTLEŞME SORUNUNA AĞIZDA EMİLEBİLEN YENİ İLAÇ”
Sertleşme sorununun medikal tedavisinde yenilikler olduğunu bildiren Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu ise sertleşme sorunu yaşayan erkeklerde öncelikle sertleşme sorunu yapan faktörlerin ortadan kaldırılması gerektiğini söyledi.
Prof. Dr. Kadıoğlu, sertleşme sorununda üç tip tedavi olduğunu; bunların ağızdan alınan ilaçlar, kişilerin kendi kendilerine penise yaptıkları enjeksiyonlar ve penil protezler olarak açıkladı. Hastaların yüzde 75’inin ilaçlardan memnun olduğunu belirten Prof. Dr. Kadıoğlu, yüzde 15’lik kesime penise yapılan enjeksiyon ya da penil protezi önerdiklerini kaydetti.
2012 yılında Türkiye’de kullanıma başlanılan yeni bir ilaç olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, bu ilacın ağızda eriyebilen bir ilaç olduğunu belirtti. 65 yaş altı erkeklerde 15 dakikada etkili olması açısından avantajlar sağlayan ilaç direkt ağızdan emilebiliyor.
İlacın avantajlarına değinen Prof. Dr. Ateş Kadıoğlu, ilacın 15-30 dakika içinde etkin olduğunu, bir şekeri anımsatması nedeniyle cinsel partnere sertleşme için medikal desteğe ihtiyaç duyulduğunu hissettirmemesi, su ile ilaç içemeyenlere göre de uygun olduğunu söyledi. Su ile alındığında biyoyararın yüzde 29 azaldığına dikkat çeken Prof. Dr. Kadıoğlu, “İlaç aç ya da tok karnına kullanılabilir, ayrıca çok yağlı ve kalorili bir yemek sonrasında da etkinliği devam eder. İlacın nane tadında olması da erkekleri rahatlatan bir özellik” şeklinde konuştu.
Ağır derecede sertleşme sorunu olanlarda bile ilacın etkili olduğunu kaydeden Prof. Dr. Kadıoğlu, ilacın şeker hastalığı, lipid profil bozukluğu, hipertansiyon gibi risk faktörlerinden etkilenmediğini belirtti. Baş ağrısı, görme bozukluğu, yüz kızarıklığı, sırt ağrısı, kas ağrısı, mide yanması, burun akıntısı, halsizlik gibi yan etkilerden bahseden Prof. Dr. Kadıoğlu, bu yan etkiler nedeniyle ilacın bırakılma oranının yüzde 2-3 olduğunu bildirdi.
İçeriği Paylaşın