Sertleşme Sorununun Nedenleri
Sertleşme Sorununun Nedenleri
Bizi Takip Et
Söyleşi: Demet DEMİRKIR
Sertleşme sorununun hiçbir zaman kendi başına ve bir anda ortaya çıkmayacağına dikkati çeken Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Üroloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emre Akkuş, bu problemin başka hastalıkların habercisi olduğunu belirtiyor. Sorunun; damarsal, psikolojik, hormonal ve anatomik faktörlerden birinden veya birkaçından kaynaklandığını vurgulayan Prof. Dr. Akkuş, sertleşme sorununun nedenleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.
Halk arasındaki adıyla iktidarsızlık, tıbbi adıyla empotans ya da sertleşme sorunu nedir?
“Bir erkeğin sağlıklı bir cinsel ilişkiye girebilmesi için penisinin sertleşmesi ve bu sertliğin ilişkiye devam etmeye izin vermesi gerekir. Sertleşmenin gerçekleşmemesi ya da sertleşmenin ilişkinin devamında sürdürülememesi durumunda sertleşme sorunu yaşanıyor demektir.
Tıbbi adıyla empotans ya da erektil disfonksiyon yani sertleşme sorununun varlığından söz edebilmemiz için bir erkeğin bu sorunu en az 3-6 ay boyunca devamlı bir şekilde hissetmesi lazım. Bir erkek cinsel hayatında hiçbir problem yaşamazken bir iki gün sorun yaşadı diye, ‘bu insanda sertleşme sorunu var’ demek doğru olmaz. Geçici olarak yaşanan bu durumlar sertleşme sorunu kavramına girmez.
Sertleşme sorununda üç şekil vardır. Bunlardan birincisi, penisin hiç sertleşmiyor olması. İkincisi, sertleşmenin yetersiz olması. Üçüncüsü ise sertleşmenin olup devamlılığının gelmemesi yani idame edilememesi. Her üç durumda da sağlıklı bir cinsel ilişki kurulması mümkün değildir dolayısıyla sertleşme sorunu yaşanıyor demektir.
Sertleşme sorunu ile erkeklerin ilerleyen yaşı arasında bir ilişki var mı?
“Sertleşme sorunu ile erkeklerin ilerleyen yaşı arasında dolaylı bir ilişki vardır. Yaşlılık, doğrudan sertleşme sorununa yol açmaz ancak yaşlılığın getirdiği hastalıklar sertleşme sorununa yol açar. Örneğin, ilerleyen yaşla birlikte; damar sertliği, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp yetmezliği gibi bir takım hastalıkların görülme ihtimali artar. Sözünü ettiğim bu hastalıklar da sertleşme sorununa yol açar.”
Genç erkeklerde sertleşme güçlüğü yaşanmasında ilk ilişkinin genelevde yaşanmasının etkileri nelerdir?
“Türkiye gibi ülkelerde birçok erkek hala ilk cinsel deneyimlerini genelev ortamında yaşıyor. İlk cinsel deneyimini yaşayacak olan erkek doğal olarak heyecanlıdır ama karşısındaki profesyonel kadın, olayı bir an evvel bitirme eğilimindedir. Bu olumsuz koşullarda erkek, ilk deneyiminde başarısız olabilir.
Bu başarısızlığın ardından, karşısındaki profesyonel kadından, “sen nasıl genç adamsın! Bir şeyi bile beceremedin” gibi olumsuz bir yaklaşımla da karşılaşırsa psikolojik olarak ciddi bir baskı altına girer. Bu ve benzeri sıkıntılar yaşayan erkekler daha sonraki ilişki denemelerinde, başarısızlık korkusu yaşamaya başlarlar. “Gene aynı sorunla karşılaşacak mıyım, karşılaşmayacak mıyım?” kaygısı başlar, buna performans kaygısı denir. Bu kaygıyla erkek, bir sonraki denemesinde yine başarısız olur ve olay tamamen bir kısır döngüye girer. O yüzden ilk cinsel deneyim özellikle genelev ortamındaki sorunlar bence çok önemli. “
PERFORMAS KAYGISI VE BOŞALMA SORUNLARI
Stres, başarama endişesi erkeklerin cinsel mutluğunu nasıl etkiliyor?
“Sertleşme sorunu ile stres arasında direkt bir ilişki vardır. Az önce söylediğimiz ilk cinsel deneyimin genelev ortamında olması stres kaynağıdır ve bu stres, başarısızlığı tetikler. Ancak ilk cinsel deneyimin dışında da erkeklerin cinsel performanslarıyla ilgili kaygı duymaları, bunun stresine girmeleri sertleşme sorununu tetikler. Bu durum, özellikle düzenli beraberlikler dışındaki ilişki denemelerinde oluşur. Düzenli beraberliklerdeki ilişkilerde erkekler, bir şekilde partnerlerinin de kendilerine alışkın olmasından dolayı böyle bir başarısızlık stresi yaşamazlar. Ancak seyrek olan bazı ilişkilerde “aman başarısız olmayayım, aman mahcup olmayayım” kaygısını yaşarlar. Bu kaygı yaşandığında da sertleşme sorunu ile karşı karşıya kalma ihtimalleri çok yüksek oluyor. Bu kaygı bazen sertleşme sorununu tetikler bazen de erken boşalmayı tetikler. Erken boşalma da bir cinsel fonksiyon bozukluğudur ve bu tip kaygılarda çok sık görülür.”
Sertleşme sorunun altında diyabet, kalp gibi hastalıklar yatabilir mi? Hangi hastalıklar erkeklerde sertleşme güçlüğüne neden oluyor?
“Sertleşme sorunu hiçbir zaman kendi başına bir anda ortaya çıkmaz. Sertleşme sorununun altında birtakım hastalıklar yatar. Sertleşme sorununun temelinde; damarsal faktörler, sinir ileti sistemi ile ilgili problemler, hormonal faktörler, psikolojik faktörler ve anatomik faktörlerlerden biri veya birkaçı bulunur. Yüksek tansiyon olayında damarsal faktör devreye girer ve damarsal yetersizlikler nedeniyle sertleşme sorunu olabilir. Şeker hastalığında yani diyabette hem damarsal faktörler hem de sinir ileti sistemi ile ilgili problemler olur. Bu yüzden diyabetik hastalarda da sertleşme sorunu çok sık görülür. Bunun dışında, damarları ve sinir ileti sistemini etkileyen birçok hastalık aynı şekilde sertleşme sorununa yol açabilir. Örneğin; MS (Multiple Skleroz), spinal kort yaralanmaları, prostat kanseri nedeniyle yapılan radikal prostatektomi ameliyatları, mesane kanseri nedeniyle yapılan total sistektomi ameliyatları,
uzun süre kullanılan bazı ilaçlar, antidepresan ilaçları özellikle uzun süre kullanıldığında antipsikotik ilaçlar sertleşme sorununa yol açabilir. “
SERTLEŞME SORUNUNDA EŞ FAKTÖRÜ
Eşle ilgili problemler sertleşme sorununa zemin hazırlar mı?
“Eşle ilgili problemler sertleşme sorununa zemin hazırlar. Eşle ilgili sorunları ikiye ayırmak lazım. Birincisi, eşlerin kendilerinde de cinsel fonksiyon bozukluğu olabilir. Bu yüzden cinselliğe soğuk davranmaya özen gösterirler ya da öyle davranmak isterler. Cinsellikten uzak oldukça da erkekle aralarındaki cinsel iletişim kopar. İkincisi de kadınların özellikle belirli bir dönemden sonra kendi bakımlarına, vücut güzelliklerine, erkeği cinsel anlamda uyaracak cazip gelecek dış görünüşlerine dikkat etmediklerini görürüz. Örneğin, kadının doğumdan sonra aşırı kilo alması, kendine bakmaması, günlük hayat içerisinde kendi kadınsı, dişisel kimliğinden uzak durması, erkeğin de cinsellik konusundaki cazibesini azaltır. Bu yüzden de kadın faktörü son derece önemlidir. Basit bir örnek vereyim: “Yarışı sadece at kazanmaz, jokey de önemlidir.”
TANSİYON, KALP VE DİYABETE DİKKAT!
Sertleşme sorununun bazen diyabet, kalp gibi hastalıkların ön habercisi olarak ortaya çıkabileceği belirtiliyor. Sertleşme sorunu, söz konusu hastalıklar ortaya çıkmadan ne kadar zaman önce başlıyor?
“Bununla ilgili olarak kesin bir zaman ortaya koymak mümkün değil. Bu son derece önemli bir soru çünkü birçok insan -erkek ya da kadın fark etmiyor-sertleşme sorunu ve cinsel sorunları çok ciddiye almıyor. Hatta “bu kadar hastalık ve dert varken bir de bunlarla mı uğraşıyorsunuz” diyerek sorunu küçümsüyor. Oysa daha önce tanısı konmamış hayatı tehdit edebilecek çok önemli bir hastalığın ilk belirtisi sertleşme sorunu olabilir. O güne kadar teşhis edilmemiş bir yüksek tansiyonu, sertleşme sorunuyla gelen hastanın araştırmasını yaparken ortaya çıkarabiliriz. O güne kadar tanısı konmamış bir şeker hastalığını, neden ereksiyon sorunu var diye araştırırken ortaya çıkarabiliriz. Kalp yetmezliğini ortaya çıkarabiliriz, bunlar hayatı ciddi olarak tehdit eden çok önemli hastalıklar. O yüzden sertleşme sorununu her zaman ciddiye almak lazım, nedenini mutlaka birtakım laboratuvar ve klinik tetkiklerle gerekirse radyolojik tetkiklerle ortaya koymak lazım. Hastalık teşhis edildikten sonra uygulanacak tedavi ile sertleşme sorunu da bir ölçüde tedavi edilmiş olur.”
Sertleşme sorunu yaşayan erkeklere ne yapmalarını önerirsiniz?
“Sertleşme sorunu yaşayan bir erkeğin mutlaka bu sorunun neden olduğunun araştırılması için konunun uzmanı bir ürologa başvurması lazım. 40 yaşını geçen tüm erkeklerin düzenli olarak ürolojik muayenelerini yaptırmaları lazım. Bu sadece sertleşme sorunu açısından değil olası birtakım hastalıkların örneğin prostat kanserinin teşhisi açısından da çok önemli. O yüzden 40 yaşından sonra her erkeğin her sene düzenli olarak ultrasonografi, klinik ve laboratuvar tetkiklerini yaptırıp bir ürolojik muayeneden geçmesi gerekir.”
Testosteron hormonunun bu konudaki etkisi nedir?
“Sertleşme sorununa yol açan etkenlerden bir tanesi hormonal nedenlerdir. Hormonal nedenler, özellikle 40’lı 50’li yaşlardan itibaren erkeklik hormonu olan testosteronun daha az üretilmesiyle ortaya çıkar. Bu üretimdeki görece azlık, ciddi bir azlık değildir ama görece azalma bazen sertleşme sorununu tetikleyebilir. Bu yüzden, belli yaşlardaki erkeklerin sertleşme sorunları ortaya çıktığında mutlaka o kişilerin hormonal değerlendirmelerinin yapılması gerekir. Hormonal değerlendirmeler sonucunda eğer bir testosteron azlığı varsa diğer klinik tetkikler de yapılır, örneğin prostat kanserini ekarte etmek için PSA tetkikleri yapılır. Kanser konusunda bir kuşku yoksa testosteronu yerine koyma tedavisine geçilebilir. “
Erkeklerin sertleşme sorunu yaşamasına testosteron hormonu yetersizliği neden olabilir mi?
“Testosteron hormonunun yetersizliği, sertleşme sorununa neden olabilecek etkenlerden bir tanesidir ancak bu olasılık yüzde 8-10 oranındadır yani çok sık görülen bir neden değildir. Ancak erkeklerin 40’lı, 50’li yaşlardan itibaren hormonal dengelerindeki görece azalma, testosteron üretimindeki görece azalma, bu sertleşme sorununu ortaya çıkarabilir. Genellikle tek başına görmüyoruz ama tek başına da olabilir. “
HİPERTANSİYON, DEPRESYON İLAÇLARI İKTİDARSIZLIK YAPIYOR
“Uzun süre kullanılan bazı ilaçlar kesinlikle sertleşme sorununa neden olur. Bunlar özellikle uzun süre kullanılan antidepresanlar, anti-psikotik ilaçlar bazı mide ilaçları, uzun süre kullanılan bazı hipertansiyon ilaçları. Hipertansiyonun kendisi sertleşme sorununa yol açtığı gibi hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar da uzun süre kullanıldığında sertleşme sorununa yol açabiliyor. O yüzden bu tip ilaçları mutlaka doktor kontrolünde ve doktor tavsiyesiyle kullanmak lazım. Sertleşme sorunu olduğunda kişi, bu sorunu doktoruyla paylaşmalıdır, bu takdirde doktar, ilaç değişimine gidebilir.”
Bir erkek sertleşme sorunu şikâyeti ile size geliyorsa ne tür testlerden geçiriyorsunuz?
“Öncelikle, sertleşme sorununun ne olduğunu çok iyi anlamak ve değerlendirmek için anamnez dediğimiz hastanın hikâyesini dinleriz. Bu hikâyeden hastanın geçirdiği hastalıkları ve ameliyatları, ruhsal olarak yaşadıklarını, varsa ailesinde yaygın olarak görülen hastalıkların neler olduğunu öğreniriz.
Bunun dışında uluslararası ereksiyon değerlendirme formu denilen 15 soruluk hasta sorgulama formunu hastalarımıza doldurtuyoruz ve yaptığımız puanlama sistemiyle hastanın şikâyetlerinin derecesini öğrenebiliyoruz. Daha sonra yapılan klinik ve laboratuvar tetkiklerle hormonal değerlendirme yapıyoruz. Açlık kan şekeri, total kolesterol ve lipid düzeylerini belirliyoruz çünkü kolesterol ve lipid yağ düzeyleri hipertansiyonu tetikleyen ya da hipertansiyona yol açan kavramlardır. Bu tetkiklerden elde edilen sonuçlarda olumsuz tablolar ortaya çıkarsa daha ileri tetkiklere de ihtiyaç duyuyoruz ama genelde bu tip laboratuvar tetkikleri yeterli oluyor.
Sonrasında eğer bir damarsal organik nedenden kuşkulanıyorsak renkli doppler ultrasonografi denilen bir radyolojik görüntüleme yöntemi uyguluyoruz. Bu yöntem uygulanırken penise enjeksiyon yapılıyor ve ilaç veriliyor. Bu ilaç verildiğinde penisin ereksiyon yeteneğini de görme ve değerlendirme şansına sahibiz.
Ayrıca gece uyku testi denilen NPT testi de uyguluyoruz. Her sağlıklı erkek, gece uykusunda birkaç kez tekrarlayan, kendiliğinden olan ereksiyonlar yaşar. Bunların var olup olmadığını uyku esnasında kaydederek değerlendiren özel bazı cihazlarla yapılan uyku testleri var. Bu uyku testlerinin sonucunda olayın temelinde yatan nedenin organik mi yoksa psikolojik mi olduğunu anlıyoruz.
Bir de nadiren kullandığımız kavernozometri - kavernozografi denilen bir yöntem var. Özellikle sertleşmenin sağlanıp devamlılığının getirilemediği yani venöz kaçak dediğimiz durumları değerlendiren bir test bu.
Bunların dışında psikolojik testler yapılır. Sertleşme sorununun psikolojik mi yoksa organik mi olduğunun saptanması için psikologlar yardımıyla psikolojik testler uyguluyoruz mutlaka. Sözünü ettiğim bütün bu testlerden elde edilen sonuçlara bakarak hastayı değerlendiriyor ve tanı koyuyoruz.”
İçeriği Paylaşın