Sıcak Sendromundan Nasıl Korunmalı?
Sıcak Sendromundan Nasıl Korunmalı?
Bizi Takip Et
Son günlerde kendini gösteren aşırı sıcakların Ramazan ayına rastlamasıyla beraber, yaz aylarına özgü “Sıcak sendromları” adı verilen rahatsızlıklar da kendini göstermeye başladı. Sıcak krampları, sıcak bitkinliği ve sıcak çarpması olarak bilinen bu rahatsızlıklar, hava sıcaklığı 32 derecenin, nispi nem yüzde 60’ın üzerine çıktığında görülmeye başlıyor. Organizmanın henüz sıcaklara uyum sağlayamadığı, sıcak dalgasının ilk günlerinde daha fazla görülen bu rahatsızlıkların en önemli özelliği, insan sağlığı için tehlikeli boyutlara varabilmesinden kaynaklanıyor.
PH DEĞERİ VE DOĞAL MİNERAL SEVİYESİ YÜKSEK SU İÇİN
Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, aşırı sıcaklarda yeterli hidrasyonu sağlamak için terlemeyle kaybedilen sıvının, pH değeri ve doğal mineral seviyesi yüksek su ile yerine konulması gerektiğine dikkat çekti.
Dr. Yasemin Bradley, “Ortalama her harcanan kilokalori için 1 -1,5 ml sıvı gerekiyor. Örneğin 3000 kalori harcayan birinin 3000 ml; yani 3 litre su içmesi gerekli. Bu miktara yiyeceklerle ‘sebze, meyve ve çorbalar gibi’ alınan su da dahildir. Susuzluk, vücutta sıvı regülasyonunu engelleyerek fiziksel ve mental performansı olumsuz yönde etkiler. Yani iyi düşünmek, iyi davranmak, iyi hareket edebilmek için özellikle yaz aylarında içtiğimiz su miktarını artırmamız, terlemeyle kaybettiğimiz ekstra sıvıyı yerine koymamız gerekiyor” dedi.
YETERLI SU IÇMEMEK ÖLÜME KADAR GÖTÜRÜYOR
Günlük olarak belirtilen miktarda su içilmemesi durumunda kişilerin dehidratasyona gireceğini de vurgulayan Dr. Yasemin Bradley, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Dehidratasyon vücut sıvılarının aşırı kaybı demektir. Dehidratasyon belirtileri genellikle vücut sıvı hacminin yüzde 2’si kaybedildiğinde ortaya çıkar. Susuzluk hissi, baş ağrısı, iştah kaybı, bulanık görme, cilt kuruluğu, idrar miktarın azalması, kabızlık, tansiyon düşüklüğü, bayılma hissi ve duygusal dalgalanmalarla kendini gösterir. Eğer müdahale edilmezse dil şişmeye başlar, bilinç kaybı olur. Ciddi susuzluk ölümle sonuçlanabilir. Ciddi dehidratasyonda aşırı uyku hali, kasılmalar, çocuklarda çökmüş bıngıldak, içeri çökmüş gözler, bayılmalara rastlanır. Kaybedilen sıvı miktarı arttıkça belirtilerin de şiddeti artar. Kanın sıvı kısmının hacmi azaldığı ve tansiyon düştüğü için kalp daha hızlı çalışmaya başlar. Bir insan vücut sıvısının yüzde 15’inden fazlasını kaybettiğinde ölüm riski yüksektir. Özellikle sıcak yaz günlerinde çoğu kişi yeterli su içmediği için hafif dehidratasyona giriyor. Terleme yoluyla da aşırı sıvı kaybının olduğu sıcak yaz günlerinde bol bol doğal mineral seviyesi yüksek su içerek kaybettiğimiz suyu yerine koymamız gerekiyor.”
SAHADA ÇALIŞANLAR SUSAMAYI BEKLEMESİN
Aşırı sıcaklar en çok sahada çalışan kişileri etkiliyor. Onların ölüm tehlikesiyle karşılaşma oranları, klimalı ofiste çalışanlara göre daha yüksek. Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, “Kişi klimalı bir ofis ortamında çalışıyorsa terlemeyeceği için normal sıvı alımında önemli değişiklik gerekmez. Ancak sahada çalışan kişide durum farklıdır. Kişiler, sadece susuzluk hissine bakarak, oluşabilecek dehidratasyonu engelleyemez. Susuzluk hissi, organizma suyunun yüzde 1’ini kaybettiğinde ortaya çıkıyor.
Yani 70 kg.lık bir insan 700 g. su kaybedince! Bu sırada vücudumuz çoktan alarma geçmiş oluyor; böbreklerimiz su tutmaya başlıyor. Bu yüzden özellikle de sahada çalışan birinin su içmek için susamayı beklemesi doğru değildir. Sahada çalışanların susamasalar da mutlaka sık sık su içmeleri, terlemeyi azaltmak için ara sıra gölgeye çekilerek dinlenmeleri gerekiyor. Sahada çalışanların dehidratasyon derecelerini kontrol etmek için kolay bir yöntem ise idrar miktarı ve rengini kontrol etmektir. Eğer her 3-5 saatte bir idrara çıkıyorlarsa, idrarın rengi açık sarıysa sıvı alımı dengededir” dedi.
Ortalama bir erişkinin vücudunun ılıman bir iklimde bile günde 2,5 litre su kaybettiğine de dikkat çeken Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Yasemin Bradley, şöyle dedi:
“Bu su kaybı, akciğerlerden su buharı şeklinde 350ml, deriden terleme ve difüzyon yoluyla 450 ml, böbreklerden idrar yoluyla 1000-2000 ml, bağırsaklardan dışkı yoluyla 150-200 ml şeklinde gerçekleşiyor. Daha sıcak ve nemli iklimlerde terleme yoluyla kaybedilen sıvı miktarı artıyor. Bunun hemen yerine konması gerekir.”
İçeriği Paylaşın