Şiddet…
Şiddet…
Bizi Takip Et
“Şiddet” son günlerin şiddetle (!) tartışılan konusu… Aslında yeni bir konu değil; var olduğumuzdan beri bizimle, içimizde. Hepimiz öfkemizi kişilik özelliklerimize göre çeşitli şekillerde ve şiddette gösteririz. Kimileri şiddetini çevresindekilere oldukça yıkıcı bir şekilde gösterirken kimileri de bu şiddeti kendisine döndürür.
Şiddetin en uçtaki tezahürü birini öldürme ve kendini öldürmedir. Ne olur da bir insan bu noktaya gelir? Ne olur da çocuklar böyle yetişir? Şiddetin ekonomik, siyasi, sosyolojik, kültürel, eğitimsel, psikolojik ve ailesel bileşenlerinin olduğu malumdur. Ancak bunların içinde bir tanesi var ki öncelikli olarak çok önemlidir ve belirleyici niteliktedir: AİLE…
Çocuğun içinde büyüdüğü aile ortamının psikolojik özellikleri, anne ve babasının tutumu, aile içi ilişkilerin niteliği öfkenin ne şekilde dışa vurulacağını önemli ölçüde etkiler.
ŞİDDETTEN UZAK ÇOCUK İÇİN AİLELERLE ÖNERİLER
Çocuğunuza sevginizi gösterin ve değer verdiğinizi hissettirin. Bunu maddi şeyler alarak değil dokunarak, konuşarak ve dinleyerek, güvenli bir duygusal ortam sağlayarak yapın.
Çocuğunuza fiziksel şiddet uygulamayın. Sizi zorladığı zamanlarda dahi fiziksel şiddete başvurmayın. Sakinleşmeye ve onu sakinleştirmeye çalışın.
Çocuğunuza duygusal şiddet uygulamayın. Korkutma, tehdit, alaycı sözler, kişiliğine yönelik küçültücü sözler söylemeyin.
Aile içinde eşlerin ve çocukların birbirlerine yönelik her türlü şiddetine engel olun.
Kızgınlık, öfke, şiddet içimizde var olan duygu ve durumlardır. Öncelikle çocuğunuzda ve kendinizde olanın varlığını bilin ve kabul edin.
Çocuk içindeki şiddeti oyunları, resimleri aracılığıyla boşaltır. Oyunları aracılığıyla çocuğunuzun ruhsal durumundan haberdar olabilirsiniz. Yaşına uygun spor ve sanat faaliyetlerine yönlendirin.
Kızgınlık hissetmek normaldir. Normal olmayan kızgınlığın aşırı şiddetle ifade edilmesidir.
Çocuğunuza kızgınlığını uygun yolla ifade etmesini öğretebilirsiniz ve öncelikle bu duruma siz model olabilirsiniz.
Çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini dinleyin. Kızgınlığını anlatmasını sağlayın.
Arkadaş ilişkilerinde şiddeti çözüm olarak kullanmasına izin vermeyin. “Sana vuruyorlarsa sen de vur” demeyin. Uygun ve sağlıklı ifade yollarını bulması için destekleyin.
Medya tek başına çocuğun şiddete yönelmesi için yeterli değildir. Ancak çocuk ruhsal olarak sağlıklı bir aile ortamında değilse, seyrettikleri ve oynadığı bilgisayar oyunları da hiç kontrol altına alınmayıp sınırlandırılmıyorsa bu sorun olabilir.
Şiddet ve suçla ilgili araştırmalarda, anne – baba boşanmasının ve çocukluk travmalarının önemli nedenler arasında olduğu görülmektedir. Boşanma sürecinde ve sonrasında çocuğun duygusal olarak yalnız kalması, bu süreçte uygun desteği görmemesi çocuk açısından oldukça olumsuz sonuçlar doğurabilir. Aynı şekilde çocuğun duygusal olarak tek başına atlatamayacağı travma yaşantılarında da anne babalar dikkatli ve duyarlı olmalıdırlar.
Nilgün Sarı
Uzman Psikolojik Danışman
www.nilgunsari.com
İçeriği Paylaşın