Solunum Yolu Hastaları İlaçlarını Nasıl Kullanmalı?
Bizi Takip Et
Esra Kazancıbaşı İle Sağlık
İyilik hali ile tam şifa kavramları arasında önemli bir fark var. Şifa bulmak, yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir hastalıktan tamamen kurtulmayı ifade ediyor. İyilik halinde ise, hastanın yakınmalarının çeşitli risk faktörlerine bağlı olarak yeniden ortaya çıkabilmesi söz konusu. Bunlar arasında aşırı kilo alımı, ilaçların düzgün kullanılmaması, sigara, alkol gibi risk faktörleri yer alıyor.
Kronik bir solunum yolu hastalığı olan KOAH’lıların da en büyük yanılgısı bu. Kendilerini biraz iyi hissettiklerinde, nefes darlığı, öksürük gibi şikayetleri azaldığında hemen ilaçlarını bırakmaları. Oysa KOAH, ilaçların düzenli ve sürekli alınmasını gerektiren bir hastalık.
İlaçların düzgün alınmaması ve risk faktörlerinin de tetiklemesiyle KOAH alevleniyor. Alevlenme öyküsü olan KOAH hastalarında ileri dönemlerde oksijen yetersizliğine bağlı morarma, aşırı yorgunluk, güçsüzlük, kalp yetersizliği kaynaklı bacaklarda şişme ve ritm bozuklukları görülebiliyor. Söz konusu sağlık problemleri hastaların yaşam kalitelerini ciddi ölçüde düşürüyor ve hayat kaybı riskini arttırıyor.
Yapılan araştırmalara göre dünyada 4 milyon kişi, solunum yolu hastalıkları nedeniyle hayatını kaybediyor. Alevlenme hikayesi olan bir KOAH hastasının yıllık tedavi maliyeti 15 bin lira. Erişkin astım hastalığı açısından ise bu rakam 3 bin 601 lira.
İşte tüm bunlar, önceki gün oturum başkanlığını yaptığım “Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim Araştırma Dal Hastaneleri Buluşmaları’ndaki bir panelde ayrıntılarıyla ele alındı.
Süreyyapaşa Göğüs Hastalıkları ve Göğüs Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Zuhal Karakurt, İzmir Dr. Suat Seren Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Enver Yalnız ile GSK Türkiye Genel Müdürü Dr. Emin Fadıllıoğlu, ülkemizde solunum yolu hastalıklarının önemini, tedavide karşılaşılan sorunları salondaki hekimlerin de katılımıyla ele aldılar.
KOAH YA DA ASTIMINIZ VARSA SİGARAYI BIRAKMALISINIZ!
KOAH ve astım tedavisinde süreklilik, ilaçların doğru kullanımı, yeni tedavilere erişim toplantıda en çok üzerinde durulan konulardı. Toplantıda anlatılanlar içinde KOAH ve astım hastalarının, hasta yakınlarının ilgisini çekeceğini düşündüğüm bazı notları paylaşmak istiyorum:
. KOAH ve astım hastalarının solunum yoluyla alınan ilaçlarını yanlış kullanmaları tedavideki en önemli problemlerden biri. Bu açıdan göğüs hastalıkları kliniği olan tüm hastanelerde solunum cihazları eğitim odasına ihtiyaç var.
. Devlet ve üniversite hastanelerinde bir hastaya ayrılan muayene süresinin 5 dakika civarında olması, özel hastanelerin çoğunda da bir vakaya 10-15 dakikalık sürenin ayrılması göğüs hastalıkları uzmanlarının tanı ve tedavide zorlanmalarına neden oluyor. İdealde bu sürenin 20 dakika olması gerekiyor.
. Ekonomik, sosyal ve coğrafi faktörler, eğitim seviyesi de KOAH ve astım hastalarının tedavilerini düzgün sürdürebilmelerinde son derece önemli.
. KOAH hastalığının tedavisindeki en önemli faktörlerden biri de hastaların sigarayı bırakmaları.
DİZİLERDEKİ ALKOL SAHNELERİ KALDIRILMALI MI?
Söz sigaradan açılmışken Yeşilay Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk’ün dizilerdeki alkol sahneleriyle ilgili dün yaptığı açıklamaya değinmek istiyorum.
Dizilerde alkol kullanımını özendirecek unsurların kullanılmaması konusunda senarist, yönetmen ve yapımcılara çağrıda bulunan Öztürk “Toplum tarafından sevilen bir karakter dizide alkol tüketiyor ise, bu olumlu bir davranış olarak algılanıyor ve özellikle gençler tarafından taklit ediliyor. Dizilerde alkol özendirici sahnelerin yer almaması gerekiyor” diyor.
Peki, ya dizilerdeki, haberlerdeki şiddet sahnelerine ne demeli? Televizyonlarda haber bültenleri gazetelerin üçüncü sayfalarına döndü. Cinayet, cinnet, kadına yönelik fiziksel şiddet, tecavüz haberleriyle doldu.
Şiddeti özendiren bu tür görüntüler de bültenlerde, dizilerde yer almamalı. Dizilerdeki mafya, silah, tecavüz sahneleri sorgulanmalı. Rating mi, tiraj mı? Yoksa gazetecinin, televizyoncunun topluma olan sorumluluğu mu?
Esra Kazancıbaşı Öztekin
sagligimicin@gmail.com
Not: Bu yazı 2 Ekim 2016 tarihinde Yenibirlik Gazetesinde yayımlandı.
İçeriği Paylaşın