Spor Aktiviteleri Bağımlılıktan Koruyor

Spor Aktiviteleri Bağımlılıktan Koruyor

Spor Aktiviteleri Bağımlılıktan Koruyor

Bizi Takip Et


Düzenli spor yapan kişilerin daha az stres yaşadıklarını ve yaşam kalitelerini artırdıklarını belirten uzmanlar, doğal bir anti-depresan olan sportif aktivitelerinin depresyona karşı doğal bir koruma sağladığını, bu sayede zararlı alışkanlıkların da önüne geçildiğini ifade ediyorlar. Uzmanlar fiziksel olarak bedenimiz rahatladığında, yaşam kalitemizin de arttığına dikkat çekiyorlar.

Uzmanlar düzenli olarak spor yapan kişilerin daha az stres yaşadıklarını söylerken, her gün 1 saat yapılan yürüyüş aktivitesinin bile kalp ve damar sağlığından Alzheimer’a, bağışıklık sistemini güçlendirmekten kilo kontrolüne kadar, fizyolojik olarak sayısız yararı olduğuna dikkat çekiliyor. Doğal bir anti-depresan olan sportif aktivitelerin depresyona karşı doğal bir koruma sağladığını ve boşluktan kaynaklanan zararlı alışkanlığa yönelimi önlediğini bildiren uzmanlar, ayrıca fiziksel olarak bedenimiz rahatladığında, yaşam kalitemizin de buna paralel olarak arttığını kaydediyorlar.

SAĞLIK TEHDİTLERİNİN BAŞINDA HAREKETSİZLİK GELİYOR

Yeşilay Dergisi Temmuz ayı sayısında ana dosya konusunu fiziksel aktivite ve spora ayırdı. Tıp araştırmaları, bugün birçok hastalığın teşhisini mümkün kılıyor. Bu araştırmalar ile önceleri çaresiz hastalık olarak tanımlanan birçok hastalığın da tedavi yolları bulundu. Bu dönemde, hastalıkların tedavisi kadar, söz konusu hastalığa yakalanmamak için neler yapılmalı sorusuna cevap arayan tıp dalları da ortaya çıktı ve gelişti. Hemen hemen her hastalık için artık o hastalığa neden olan etkenler biliniyor. Ancak bugün insanlara en büyük zararı veren hastalıkların altında hareket eksikliği yatıyor.

ESKİYE ORANLA DAHA AZ HAREKET EDİYORUZ

Sadece Türkiye’de değil dünyanın her yerinde insanlar geçmiş yıllara göre daha az hareket ediyorlar. Buna neden olarak, teknolojik gelişim, ulaşım imkânlarının kolaylaşması, bedene dayalı işlerin azalması gibi birçok nokta gösterilebilir. Bu nedenle de geçmiş yıllarda bu kadar yaygın olmayan birçok hastalık da daha fazla görülüyor ve yaşanıyor. Günümüzde her ülkede devletler, STK’lar ve özel kurumlar fiziksel aktiviteyi ve egzersizi, genel anlamıyla sporu kamu nezdinde teşvik edici çalışmalar yapıyor.

YAŞAM KALİTESİ ARTIYOR, ENDİŞELERİ GİDERİYOR

Her gün 1 saat yapılan yürüyüş aktivitesinin bile kalp ve damar sağlığından alzheimer’a, bağışıklık sistemini güçlendirmekten kilo kontrolüne kadar, fizyolojik olarak sayısız yararı bulunuyor. Ancak sporun olumlu etkileri sadece fizyolojiyle kalmıyor. En az bunun kadar ruh sağlığına da etkisi bulunuyor. Spor aktiviteleri esnasında beynin salgıladığı birtakım özel hormonlar, psikolojik bir rahatlık sağlıyor. Düzenli spor yapan kişiler buna bağlı olarak daha az stres yaşıyor. Doğal bir anti-depresan olan sportif aktiviteler, depresyona karşı doğal bir koruma sağlıyor. Fiziksel olarak bedeniniz rahatladığında, yaşam kaliteniz de artıyor. Buna bağlı olarak da zihinsel olarak daha uyanık oluyor, endişelerinizden arınıyorsunuz. Hafızanız gelişiyor. Düzenli bir uyku sistemi yakalıyorsunuz. Tüm bu olumlu gelişmeler, genel olarak ruhsal durumunuzun da gelişmesine yardımcı oluyor. Her yaştan insan için, olumlu sonuçları olan fiziksel aktivitenin özellikle yaşlılar için ayrı bir önemi bulunuyor. Yapılan araştırmalara göre, belli bir yaşın üzerinde olup da düzenli spor yapanların alzheimer’a yakalanma riski, yüzde 38 oranında azalıyor.

BAĞIMLILIK İLE MÜCADELEDE EK TERAPİ

Sporun fiziksel ve ruhsal etkilerinin yanında, bağımlılık ile mücadelede büyük önemi bulunuyor. Fiziksel ve zihinsel sağlık üzerinde pozitif etkileri bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış spor ve egzersizin, bağımlılık rehabilitasyon sürecine dahil edilebilecek alternatif bir ek terapi olabileceği hakkında önemli çalışmalar yapılıyor.

SPOR ÇOCUKLARI BAĞIMLILIĞA KARŞI KORUYOR

Sporun insanlık tarihinin en önemli kültür varlıklarının başında geldiğini söyleyen Spor Psikoloğu Arda Coşkun, olimpiyat oyunlarının hem fiziksel hem de felsefi önemi olduğunu, spor kültürünün de aslında insanın bedeninin sınırlarını aşması ve kendini sürekli geliştirmesi anlamına geldiğini belirtti. Arda Coşkun, “Ne yazık ki son dönemlerde spor kültürünü nesillere aktarmakta zorluklar çekiyoruz. Bunun nedeni biraz da eğitim sistemimiz. Genellikle spor derslerinde yapılan, sınıfa bir top verip maç yapmalarını seyretmek oluyor. Öncelikli olarak genç nesillere spor kültürünün ve tarihinin anlatılması gerektiği kanısındayım” dedi. Sporun çocukluk ve gençlik döneminin sağlıklı bir ruhsal yapıda geçmesine yardımcı olan olgulardan biri olduğuna dikkat çeken Arda Coşkun, “Spor içinde çocuk gelişerek, bağımsız ve yeterli bir birey olmayı öğrenir. Bu noktada ailelerin tutumu da çocukları teşvik edici ve cesaretlendirici olmalıdır. Bu temeli kazanmış bir genç, ergenliği ve gençliğinde de spordan gelen kazanımları tüm yaşantısına aktarabilir. Bağımlılıklar çoğunlukla bir gruba ait olma isteği ile bireyin hayatına girer. Hayatı spor ve sanat gibi uğraşlarla dolu olan gençlerin ise bu gibi davranışları göstermeleri daha az beklenmektedir” diye konuştu.


İçeriği Paylaşın