Tatlı Krizi, Diyet Başarısızlığı Ve Diyabet


Bizi Takip Et


Sık sık acıkıyor musunuz? Aç olduğunuzda fenalık hissi, sinirlilik, baş ağrısı gibi yakınmalarınız var mı?

Geçmiş yıllara kıyasla çikolata ve pasta yeme arzunuz tutku derecesine mi ulaştı? Tatlı krizinin esiri mi oldunuz?

Son zamanlarda açsızlığa tahammülsüzlük başladı mı sizde? Yemekten kısa süre sonra sanki hiçbir şey yememişçesine mideniz kazınıyor mu? Bu yüzden yaptığınız diyetler başarısız mı oluyor?

Giderek şişmanlıyor musunuz? Kilolar bel ve karın bölgesinde mi toplanıyor daha çok?

Peki, yemek sonrası uyuklama isteğiniz var mı?

Türk Diyabet Vakfı Başkanı Prof. Dr. Temel Yılmaz, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen bir basın toplantısında, işte bu tür yakınmaları olan kişilerde Tip 2 diyabet riskinin yüksek olduğunu söyledi.

Basın toplantısı öncesinde sağlık muhabirlerine tek tek merhaba diyen Prof. Dr. Temel Yılmaz, sıra bana gelince  “Kilo vermişsin, Esra” dedi…

Diyabet ve obezite uzmanından  “Zayıfladığımı”  duymak beni mutlu etse de gerçek hiç de öyle değildi. Son üç yılda sinsi sinsi yedi kilo almıştım. Üstelik sözde diyet yapmama rağmen.

Tatlılara, özellikle de sütlü tatlılara, dondurmaya olan iştahım artmıştı.  İki gün diyet yapsam, üçüncü gün açlık hissi, mide kazıntısı, tatlı krizi  ve migren atakları arasında karbohhidratlı gıdalara saldırıyordum adeta… Sanki makarnaları, börekleri, keşkülleri yedikçe enerji ve mutluluk geliyordu bedenime.

Şu bir gerçek ki, diyet yapma konusunda başarısızdım. Ama metabolizma uzmanı Prof. Dr. Temel Yılmaz’ı bile yanıltabildiğime göre, tatlı tatlı aldığım kiloları saklamada, bedenime göre giyinmede başarılıydım. Yedi kilo alan bir kadını  obezite uzmanının zayıflamış olarak görmesi ancak böyle ifade edilebilirdi.

Novo Nordisk tarafından düzenlenen toplantıda uzmanları dinledikçe, kendini artık daha fazla ihmal etmemeye karar verdim.  Terzi söküğünü dikemezmiş. Onca diyabet uzmanı tanıyan bir gazeteci olarak, sağlık kontrollarımı hep yarınlara ertelediğim için kendime kızdım. Sizde de benzer belirtilerden yakınıyorsanız,  en kısa zamanda bir uzmana başvurun. Hele, ailenizde diyabet öyküsü varsa…  Şişmansanız… Ya da hipertansiyon hastasıysanız…

EREKSİYON SORUNU  DİYABET  HABERCİSİ OLABİLİR!

Uzmanlar, özellikle 50 yaşın altında ortaya çıkan hipertansiyon, koroner hastalığı ve kalp krizinde mutlaka gizli şeker aranması gerektiğini söylüyorlar. Gene aynı şekilde sertleşme sorunu da diyabetin ön habercisi olabiliyor. Bir erkekte ereksiyon sorunu başladıktan üç yıl sonra şeker hastalığı görülebiliyor. Uzmanlardan söylemesi, benden de yazarak sizleri uyarması… “Diyet yapamıyorum, çünkü iradem yok” diye boşvermemek; ereksiyon sorunu deyip geçmemek gerekiyor. Çünkü erken önlem alarak, vücudun diğer organlarında hasar yapmadan diyabeti teşhis ve tedavi etmek mümkün.

Hindistan’daki Patna Diyabet Bakım ve Araştırma Merkezi Direktörü  Dr. Ajay Kumar  diyabetin takibindeki en önemli kriterlerden biri olan Hemoglobin A1C seviyesindeki yüzde birlik düşüsün bile hastalığın göz ve böbreklerde yapacağı harabiyeti yüzde 37, kalp krizi ve inme riskini ise yüzde 14 oranında azalttığına dikkat çekti.

Novo Nordisk Kıdemli Baş Araştırmacısı Lotte Bjerre Knudsen’in konuşmasını ise basın toplantısına katılan biz gazeteciler doğrusu anlamakta zorlandık.

Halkı şeker hastalığı konusundaki gelişmelerden haberdar etmek için yapılan bir basın toplantısında değil de, farmakoloji uzmanlarının katıldığı tıbbı kongresinde anlatırcasına konuşuyordu  Knudsen… Oysa ki, bizler sağlık konularında televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde haber yaparken, eğitimi olmayan bir vatandaşın bile anlayabileceği basitlik ve sadelikte yazmaya dikkat ediyorduk.

Knudsen iyi ve başarılı bir bilim kadınıydı. Bir hemcinsi olarak onu dinlerken aslında gurur duydum. Ama itiraf etmeliyim ki, 26 yıllık sağlık muhabirliğimde dinlediğim en bilimsel ve en sıkıcı konuşmaydı bu…

Tedavideki gelişmeden bahsediyordu, Enjeksiyon muydu, hap mıydı? Kimler için uygundu? Ne gibi faydası olacaktı? Sıra soru-cevap bölümüne geldiğinde  biz Türk gazetecilerin ne tür bilgiye gereksinim duyduğunu çok iyi bilen Prof. Dr. Temel Yılmaz sayesinde anlayabildik konuyu:

Geliştirilen günde tek dozluk enjeksiyonlar sayesinde diyabet hastalarında kan şekeri düşüklüğü, iştah artışı ve buna bağlı olarak şişmanlama gibi sorunlar önlenebiliyordu…Yeni tedavilerin Hemoglabin A1C düzeyi sekiz ve üzerinde olan hasta grubunda, tek başına ya da diğer şeker ilaçlarıyla birlikte kullanılması öneriliyordu. Bu arada Hintli uzman Dr. Ajay Kumar bir meslektaşımızın sorusu  üzerine bana göre toplantıdaki en önemli mesajlardan birini verdi:

“Risk grubuna giren bir kişi sadece diyet ve egzersiz yaparak diyabeti önleyebilir”

Bu bilimsel gerçeğe karşın, Tip 2, diyabet hızla yayılıyor. Türkiye’de 6 milyon şeker hastası var.  Türkiye’de her yıl, 110 bin erkek, 140 bin kadın her yıl diyabet oluyor.

Peki, neden böylesine giderek diyabetin esiri alıyoruz? Bu sorunun yanıtı olarak  Prof. Dr. Temel Yılmaz teknolojinin ve fast foodun etkisine giren yaşamamızı sorumlu gösterdi.

Prof. Dr. Yılmaz’ın dikkat çektiği yanlışları yoksa siz de mi yapıyorsunuz?

İş yerinize üç durak uzaklıktaki restorana arabayla gitmeyi mi tercih ediyorsunuz? Ofisinizde iki kat aşağıdaki  kafeteryada çay içebilmek için  her seferinde asansörü mü kullanıyorsunuz? Spor yapmak için güne erken başlamak yerine, hafta sonlarını neredeyse öğlene kadar uyuyarak geçirmek tercihiniz mi?

Mantı, profiterol gibi baştan çıkartan gıdaların cazibesine kapılıp, diyetinizi bozuyor musunuz? “Önümüzdeki pazartesi artık kesin diyete başlayacağım” diyerek, size ikram edilen kıymalı böreği hemen midenize mi indiriyorsunuz?

Yanıtlarınız, çoğunlukla “evet” ise diyabet riski kapımızda demektir!

Sizi bilmem ama ben uzmanları dinleyince asansör yerine merdiven kullanmaya ve daha çok yürümeye karar verdim. Bir de daha az yemeğe… Özellikle de tatlılardan ve çikolatadan uzak kalmaya…

Soğuk, kasvetli kış aylarında tatlısız bir yaşam çok zor olacak… Ama başaracağım! Sahte tatlılarla avutacağım kendimi mi? Nasıl mı?

Elma rendisini, yulafla ve yoğurtla karıştırıp, üzerine tarçın döküldüğünde nefis bir tat bırakıyor ağızda!

Tatlı krizleri yüzünden diyetten her seferinde sınıfta kalanlara duyurulur!

esrako@gmail.com

www.esrakazancibasiilesaglik.com


İçeriği Paylaşın