Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Hakkında Merak Edilenler

Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Hakkında Merak Edilenler

Tekrarlayan Gebelik Kayıpları Hakkında Merak Edilenler

Bizi Takip Et


Tekrarlayan gebelik kaybı nedir? Tekrarlayan gebelik kayıplarına ne oranda rastlanmaktadır? Tekrarlayan gebelik kayıplarının nedenleri nelerdir? Tekrarlayan gebelik kayıplarında anne adaylarına psikolojik desteğe ihtiyaça neden olur mu? Kullanılan ilaçlar yumurtalık kalitesini ve anne karnındaki bebeği etkiler mi? Covid-19 anne karnındaki bebeği nasıl etkiliyor? Covid-19 döneminde anne adayları tatile gidebilir mi? Havuza ya da denize girebilir mi? Tüm bu soruları İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Fatma Özdemir  yanıtladı.

TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBI NEDİR?

. Tekrarlayan gebelik kaybı tanım olarak nedir? İkinci kez yaşanan bir kayıp tekrarlayan gebelik kaybı olarak nitelendirilebilir mi?

‘‘Tekrarlayan gebelik kaybı, bir kadının sağlıklı, sonuna kadar devam eden bir doğumu olmaksızın arka arkaya üç defa veya üzerinde ilk beş ay içinde düşükle sonuçlanan gebeliği olması demektir. Her seferinde gebelik kaybı olma riski artmaktadır. Düşük riski yüzde 20’lerdedir. Ancak bir kadının arka arkaya üç defa düşükle sonuçlanan bir kaybı olduğunda dördüncü kez gebe olup bunu sağlıklı bir şekilde kucağına alma ihtimali yüzde 50’lerdedir.’’

. Tekrarlayan gebelik kayıplarına ne oranda rastlanır?

‘‘Tekrarlayan gebelik kayıpları yani üç defa üst üste gebe kalınıp ilk beş ay içinde düşükle sonuçlanma oranı tüm hamilelikler arasında yüzde 5’lerdedir. Bir kadının gebe kaldığında düşükle sonuçlanma ihtimali ise yüzde 20’lerdedir.’’

HANGİ PROBLEMLER TEKRARLAYAN GEBELİK KAYBINA YOL AÇAR?

. Tekrarlayan gebelik kayıplarının ardında ne gibi problemler yatar?

‘‘Tekrarlayan gebelik kayıplarının yaklaşık yüzde 50’sinin ardında hiçbir problem yatmamaktadır. Geriye kalan yüzde 50’sinde ise organik sebepler yani vücut anatomisiyle ilgili sebepler olabilir. Hormonal veya genetik sebepler olabilir. Kadının tekrarlayan gebelik kayıplarına yol açacak rahim içinde veya rahim ağzında problemleri olabilir. Bunlar miyom, rahim içinde perde olması gibi  sebeplerdir. Bu problemler ultrason veya diğer görüntüleme yöntemleriyle araştırılabilir. Onun dışında şeker hastalığı olup bunun farkında olmuyor olabilir. Bunun için gerekli tahliller istenir. Veya kadında tiroid hastalığı olabilir. Bunun için TSH ve T4 gibi tahliller istenir. Romatizmal bazı hastalıklar olabilir. Ailevi akdeniz ateşi gibi bağ dokusu hastalıkları tekrarlayan düşüklere yol açabilir ya da oluşan bebek genetik olarak sağlıksız olabilir. Bundan dolayı düşükle sonuçlanıyor olabilir.’’

Op. Dr. Fatma Özdemir

TIP TEKNOLOJİSİNDEKİ GELİŞMELERİN TEDAVİYE KATKILARI

. Günümüzde tıp teknolojisinde gelinen noktada tekrarlayan gebelik kayıpları anne olmaya engel midir? Yoksa tıp teknolojisinde bu gelişmeler ve tedaviler anne olma şansı sunar mı?

‘‘Tekrarlayan gebelik kaybı hem kadın hem de aile açısından yıpratıcı bir durum olmakla birlikte tıp teknolojisindeki gelişmeler ve tedaviler bir kadına anne olma şansı sunar. Önce sebep araştırılır ve sebebe yönelik tetkikler yapılır. Örneğin rahim içinde bir problem varsa cerrahi düzeltim yapılır. Hormonal bir problem varsa gerekli tedavi yapılır. Genetik bir problem var ise buna yönelik yaklaşım yapılır. 35 yaş üstü kadınlarda genetik olarak problemli çocuk sahibi olma riski arttığı için genelde tüp bebek tedavisi yapılmadan önce karı kocaya genetik inceleme yapılır. Kadının ve erkeğin genetik taraması koldan kan alma yöntemiyle genetik taraması yapılır. Burada eğer herhangi bir problem görülüyorsa ve bu problem bir sonraki nesle her seferinde aktarılacak durumdaysa o zaman tüp bebekle oluşan bebeklerden genetik inceleme yapılıp genetik olarak sağlıklı olanların seçilip onların transferlerinin yapılması önerilir. Kadın ve erkek genetik olarak sağlıklı fakat düşük oluyorsa düşükle sonuçlanan gebeliğin genetik incelemesi yapılır. Eğer onda da bir genetik problem saptanıyor ise yine bir sonraki tedavide transferden önce genetik inceleme yapılıp sağlıklı olanlar seçilip sağlıklı olanların embriyo transferleri önerilir.’’

PREİMPLANTASYON GENETİK TARAMA

. Preimplantasyon genetik tarama süreci nasıldır? Günümüzde preimplantasyon genetik tarama çiftlerin bebeklerini kucaklarına alma şanslarını ne ölçüde arttırmıştır?

‘‘Preimplantasyon genetik taramadaki aşamalar ile tüp bebek tedavisindeki aşamalar aynıdır. Hasta adetliyken gelir; ultrason yapılır ve görülen yumurtaların hepsini büyütecek bir tedaviyle yumurtalar toplanır. O gün eşten alınan spermlerle yumurtalar döllenerek embriyolar oluşturulur. Bundan sonrasında ise oluşan embriyolar yaklaşık beş gün boyunca takip edilir. Beşinci güne ulaşan embriyolardan embriyo biyopsisi alınır. Alınan biyopsiler genetik incelemeye gönderilip diğer embriyolar da tek tek dondurulur. Sonucun gelmesi yaklaşık iki günü bulur. Biyopsi alınan ay transfer yapılmaz. Embriyolar dondurulur. Dolasıyla hastanın o ayki tedavisi bitmiş olur. İki gün sonra sonuçlar geldiğinde sağlıksız olan embriyolar imha edilir. Sağlıklıların transferi için bir sonraki adette kadına dondurulmuş embriyo tedavisi yapılıp uygun olan gününde de transferi yapılır. Preimplantasyon genetik tarama çiftlerin bebeklerini kucaklarına alma şanslarını büyük ölçüde arttırmıştır.’’

‘‘GENETİK PROBLEM VARSA DÜŞÜKLER İLK ÜÇ AY İÇİNDE OLUYOR’’

. Tekrarlayan gebelik kayıplarının meydana geldiği dönem gebeliğin hangi dönemidir?

‘‘Genelde bebek genetik olarak problemliyse düşükler ilk üç ay içinde olur. Eğer kadın, mesela daha önce üç-dört defa gebe kaldığını ve gebeliğin ikinci ayında kalp atışının durduğunu söylüyorsa o bebeğin genetik olarak sağlıksız olduğunu öngörebiliyoruz. Rahimle ilgili olan problemler ise genelde üçüncü aydan sonra ortaya çıkar. Mesela servikal yetmezlikte (rahim ağzında gevşeklik) yaklaşık dördüncü ay olduktan sonra kadınlar genelde bir ağrı hissetmeden su gelmesi şikâyeti ile doktora giderler ve bebekler erken doğar. Eğer bu durumdan şüphelenirsek bir sonraki gebeliğinde rahim ağzına dikiş atılması tedavisi önerilir.’’

PSİKOLOJİSİ ETKİLENEN ANNE ADAYLARINA ÖNERİLER

. Gebelik kayıpları nedeniyle psikolojisi etkilenen anne adaylarına nasıl bir destek veriliyor?

‘‘Zor bir tedaviyle çocuk sahibi olmaya çalışmak zaten büyük bir strestir. Ama gebelik olduktan sonra bir de o gebelikle ilgili bir sorun yaşamak stresi daha da artıyor. Bu durumda mutlaka çiftlere psikolojik destek almaları için psikologlara, daha ileri safhadalarsa ve bir ilaca ihtiyaçları varsa da psikiyatristlere yönlendiriyoruz.’’

. Kaygıya, depresyona yönelik kullanılan ilaçlar, tüp bebek tedavisi gören kadının yumurtalığının kalitesini ve eğer bir embriyo transferi olduysa bebeği etkiler mi?

‘‘Sadece psikiyatrik ilaçlar değil bütün ilaçların kullanılmaya başlanılmadan önce hayvan deneyleri yapılıyor. Bu deneylerde bebek üzerine etkileri de mutlaka tespit ediliyor. Tüm ilaçların prospektüsünde a, b, c diye gebelik kategorileri bulunur. Psikiyatrik ilaçlarda da gebelerin kullanmasında sakınca olmayan bebeğe yan etkisi olmayan ilaçlar vardır. Genelde önceden psikiyatrik tedavi gören hastalar da çocuk sahibi olma talebiyle geliyorlar. Bu durumda zaten psikiyatristlerine gerekli yazıyla bilgilendirme yapıp gebelikte kullanılabilen ilaçlarla var olan ilaçların değiştirilmesi yönünde ricada bulunuyoruz. Dolayısıyla hastalar kaygı, panik atak, aşırı stresle ilgili bir ilaç kullandıklarında eğer gebeliğe zararsız bir ilaç kullanıyorlarsa yumurta kalitesine hiçbir zararı yok.’’

COVID-19 RİSKİNE KARŞI NE YAPMALI?

. Covid-19 anne karnındaki bebeği nasıl etkiler? Korona virüsüyle mücadele edilen bu günlerde tüp bebek tedavisi gören kadınlar nelere dikkat etmelidir?

‘‘Bilim insanlarının bu işin başından beri söyledikleri en önemli şey bağışıklık sistemi. Sonuçta insanların büyük çoğunluğu fark etmeden bu enfeksiyonu geçiriyor. Hastalananlar ise bağışıklık sistemini zayıflatan hastalığı bulunanlar; ileri yaşlılar, diyabetikler veya kortizon tedavisi kullananlar. Gebelikte de eğer gebe, herhangi bir bağışıklık sistemini zayıflatan bir hastalığı yoksa normal bir kişiyle eşit riskli durumda. Bu durumda hastalara mutlaka sosyal mesafeye dikkat etmelerini maske kullanmalarını mümkün oldukça sadece ihtiyaç oldukça sosyalleşmelerini öneriyoruz. Onun dışında kendi küçük mikro çevrelerinde korunaklı bir şekilde gebelik takiplerine devam etmelerini öneriyoruz. Zaten takip sürecinde de normal rutin kontrolleri ne kadarsa o kadar çağırıyoruz ve geldiklerinde yalnızca eşleriyle gelmelerini söylüyoruz. Her geldiklerinde hastaların ateşine bakılıyor, kan tahlilleri düzenli olarak yapılıyor. En ufak bir risk düşündüklerinde gerekli tahliller için gerekli yerlere başvurmaları gerektiği konusunda bilgilendirme yapılıyor.’’

. Covid-19 döneminde anne adayları tatile gidebilir mi? Denize ve havuza girebilir mi?

‘‘Havuzun ne kadar temizlendiği ile ilgili hiçbir zaman yüzde 100 emin olunamaz. Denizlerle ilgili ise Turizm Bakanlığı sürekli kamu spotu ile plajların korona virüse göre organize edilerek sosyal mesafeye dikkat edilmesini öneriyor. Yaz mevsimindeyiz ve insanlar bağışıklık sistemi açısından önemli olan D vitamininden de yararlanmak için denize girmek istiyorlar. Kalabalık olunmayan yerlerde denize girilebilir ama bu seneki yaz tatili daha çok doğada eşlerle baş başa yürüyüş yaparak geçecek gibi görünüyor.’’


İçeriği Paylaşın