Tiroid Hormonu T3 ve T4

Tiroid Hormonu T3 ve T4

Tiroid Hormonu T3 ve T4

Bizi Takip Et


Tiroid, bir hastalık ismi değildir. Tiroid, herkeste bulunan bir organdır. Hormon üretir ve kanımıza verir. Bu hormon ise vücudumuz için hayati öneme sahiptir. Ömür boyunca bu hormona ihtiyaç duyarız. Bu hormonun adı “tiroksin” dir. Tiroksin, vücudumuzda T3 ve T4 şeklinde bulunur. Bu hormondan başka, halk arasında daha az bilinen diğer bir hormon daha tiroid tarafından üretilir. Bu hormona “kalsitonin” deriz. Kemik metabolizması ile ilgilidir.
Guatr ve Tiroid Derneği web sitesinde troid ile ilgili detaylar anlatılıyor.

Tiroid`e, “tiroid bezesi, tiroid guddesi” de denir. “Tiroid” ile “tiroit” aynı anlama gelir. Türk Dil Kurumu, “tiroit” kelimesini tercih ederken günlük kullanımda “tiroid” daha çok tercih edilen kelimedir. Tiroid, boğazımızda ön tarafta, adem elması ismi verilen çıkıntının hemen altında yerleşmiştir. Karşıdan görünümü “U” harfine benzer. Kelebeğe benzeten de vardır ama biz bu benzetmeye pek katılmıyoruz.

Tiroid`in sağ ve solunda kalpten temiz kanı beyine taşıyan şah damarı olarak isimlendirdiğimiz ana atardamarlarımız ve bununların dış tarafında da beyinden kullanılmış kanı kalbe getiren toplar damarlarımız vardır.

Tiroid`in altından, sağından ve solundan ses tellerini hareket ettiren sinirler ve onların dalları geçer. Bu sinirler, sağ ve sol olmak üzere 2 tanedir. Bu sinirlerin yerleşimi ve dallanması kişisel değişiklikler gösterir. O nedenle ameliyat sırasında cerrahı yanıltabilir. Bu sinirler çok önemlidir. Eğer bu sinirler ameliyatta zarar görürse veya tiroid kanseri tarafından sarılırsa ses kısıklığı ve ses kaybı olabilir.

Tiroid`in arka iç yüzüne gömülü ve yapışık, 4 tane, mercimek tanesi büyüklüğünde, kalsiyum bezesi (paratiroid bezeleri) vardır. Bu kalsiyum bezelerinin sayısı 1 ile 6 arasında değişebilir. Tiroid`in ameliyatlarında, kaçınılmaz olarak, bu kalsiyum bezelerinin de biri veya birkaçı veya hepsi çıkarılıp alınabilir. Bu durumda hastanın ömür boyunca kalsiyum ve destekleyici başka ilaçlar da kullanması gerekir. Aksi halde, ameliyat sonrasında kemik erimesi hızlanır. Zaten, ameliyatla bu kalsiyum bezeleri alınmasa dahi tiroid hastalıklarının bir çoğu ve hatta tiroid ilaçlarının kendisi kemiklerde erime yapabilir.

GUATR NEDİR?
Tıbben, genel anlamda, tiroid`in büyümesine guatr denilir. Halbuki halk arasında bütün tiroid hastalıklarına “guatr” denmektedir. Birçok guatr türü vardır.

GUATR`IN TÜRLERİ: Tiroid bezesinin gereğinden daha fazla hormon salgıladığı guatr türüne “zehirli guatr” denir. Halk arasında bu tür guatra “iç guatr” da denilmektedir. Hormon düzeyi normal olan nodülsüz guatr türüne “basit guatr” denir. İçinde nodül bulunan guatr’a “nodüllü guatr” diyoruz. Nodül, tiroid`de bulunmaması gereken yumru veya kitledir. Nodüllü guatr, “tek nodüllü” veya “çok nodüllü” guatr olarak ikiye ayrılabilir. Nodüller; “soğuk”, “ılık” ve “sıcak” olarak 3 gruba ayrılır.

İÇ GUATR-DIŞ GUATR: Halk arasında yaygın olarak kullanılmasına rağmen tıbbi tanımlamada iç guatr veya dış guatr deyimlerini kullanmıyoruz.

TİROİD NODÜLÜ NEDİR?
Nodül, tiroid bezesindeki `kitle`dir, “yumru”dur. Tiroid bezesindeki sınırları belli oluşumlara (kitlelere) nodül denir. Nodül mevcut olan guatra, nodüllü guatr denir. Tiroid nodülleri sanıldığından çok yaygındır.

Nodülü hasta açısından önemli yapan unsurlar;

1) Nodülün kanser olasılığı taşıması,
2) Nodülün tiroid hormon düzeyi üzerine etkisidir.

NODÜL KANSER HABERCİSİ OLABİLİR
Tıbbi teşhis yaklaşımı açısından tiroid`deki nodülün memedeki, akciğerdeki veya vücudun başka bir yerindeki kitleden hiç bir farkı yoktur. Örneğin, memede, mamografi ile saptanan kitlelerin %25`i kanserdir; %75`i kanser olmayan kitlelerdir. Tiroid için de benzeri bir durum söz konusudur; tiroit nodüllerinin %5`i kanserdir; tiroit`teki soğuk nodüllerin ise yaklaşık %25`i kanserdir.

Tıbben vücutta bir kitle saptandığında bu kitlenin kanser olmadığını ortaya çıkarana kadar gerekli tıbbi işlemler yapılmadan bu kitlenin `masum` yani `iyi huylu` olduğu tahmininde bulunmak bilimsel bir yaklaşım olmaktan uzak olduğu gibi hastanın lehine bir yaklaşım tarzı da değildir.

NODÜLLERİN ÇEŞİTLERİ
• Katı (solid)
• Yarı katı (semi-solid)
• Sıvı içerikli (kistik)

olmasına göre üçe yarılır. Nodüllerin sınırları çoğunlukla net olarak sağlam tiroid dokusundan ayrılabilir; ancak bazı nodüllerin sınırlarını ayırt etmek güç olabilir.  Nodül her zaman elle muayene ile ve dışarıdan farkedilemeyebilir. Zehirli guatr ve Hashimato hastalığında (Hashimato tiroiditi`nde) ultrasonografik incelemede yalancı nodüller (psöydonodüller) görülebilir. Bu yalancı nodüller tedavi ile kısmen düzelebilir.

TİROİT NODÜLLERİNE YAKLAŞIM NASIL OLMALIDIR?
Nodüllerin çoğunluğu hasta tarafından fark edilmez. Tiroid`deki nodül çoğunlukla dışarıdan gözle fark edilmez. Bazı hastalarda nodül büyükçe olur ve dışarıdan bir fındık, ceviz veya mandalina boyutunda gözle dahi görülebilir. Bu konuda toplumda ciddi bir yanlış anlama vardır: nodül`den bahsedildiğinde hastaların ilk tepkisi `Benim boğazımda şişlik yok, o nedenle  bende nodül yoktur` şeklindedir.

Tiroid Nodülünün Mevcut Olup Olmadığının Ortaya Çıkarılması Elle muayenede nodül mevcut olup olmadığını her zaman ortaya koymaz. Ancak elle muayene tiroid bezesi çevresinde lenf düğümlerinin değerlendirilmesi açısından çok önemli bir yöntemdir. Tiroid bezesinde nodül mevcut olup olmadığının en kesin kararı ultrasonografi ile verilir. Bu amaçla doğru cihaz, doğru probe ve doğru teknik kullanılmalıdır. Tiroid bezesinde nodül olup olmadığı konusunda sintigrafi, ultrasonografi kadar etkin değildir. özellikle ılık (normoaktif) nodüllerde ve boyutu 1 cm` in altındaki nodüllerde tiroid sintigrafisi yeterli kesinliğe sahip değildir. Ancak sıcak nodül ve soğuk nodül mevcudiyetini sintigrafi ile etkili şekilde ortaya koymak mümkündür. Zaten nodülün fonksiyonunu değerlendirmek için etkili tek yöntem sintigrafi olduğu için tiroid nodülü değerlendirmesinde ultrasonografiden sonra sintigrafi de yapılmalıdır.

Tiroit Nodülünün Boyutu ve İçeriğinin İncelenmesi
Nodüllü guatr hastalığının tanı aşamasında, tiroit`deki nodülün boyutunun ve içeriğinin (hücre, sıvı, kireç oturması) incelenmesi nodül hakkında sahip olunması gereken hayati ayrıntılardan ikisidir.  Eskiden sanıldığı ve hatta bazı hekimlerce hala kabul edildiği gibi, nodül boyutu kanser ile tam ve direk bir ilişkiye sahip değildir. Küçük nodüllerde de kanser çıkma riski mevcuttur. O nedenle `Nodül henüz küçük kanser olma ihtimali düşük, ileri teknikler kullanılmasına gerek yok` tarzı yaklaşımlar bilimsel değildir. Bu amaçla en etkili yöntem doğru ve eksiksiz yapılmış tiroit ultrasonografi`sidir. Bu amaçla dopler ve sintigrafi kullanılmaz; elle muayene sadece tahmini bilgi verir. Ultrasonografide katı içerikli olarak  rapor edilen nodüller hücreden zengin olduğundan kanser yönünden dikkatle incelenmelidir.

Tiroit Nodülünün Fonksiyonunun Ortaya Konması
Nodülün fonksiyonu seçilecek tedavi yöntemine karar verme ve kanser riskini tahmin etmede çok önemlidir. Hatta tedavinin ne zaman ve nasıl yapılması gerektiğine dair hayati ipuçları bile verir. Fonksiyon açısından nodüller dörde ayrılır:

• Soğuk nodüller (hipoaktif)
• Sıcak nodüller (hiperaktif)
• Ilık nodüller (normoaktif)
• Sıcak otonom nodüller

Her nodülde kanser çıkma ihtimali vardır, ancak soğuk nodülde kanser ihtimali daha yüksektir. Nodülün fonksiyonu en kesin olarak sintigrafi ile değerlendirilir. Nodül fonksiyon değerlendirilmesinde ultrasonografi ve doplerin yeri yoktur.

Nodüller Tiroid Hormonunu Bozar mı?
Tiroid bezesinde nodül olması her zaman tiroid hormon bozukluğuna neden olmaz. Ancak sıcak nodlülerde, özellikle de otonom sıcak nodüllerde zehirli guatr yani tiroid hormon yükseliği (hipertiroidizm)  çok sıktır. Bu durumda çok çalışan nodül aşırı hormon üretir. Soğuk nodüller genellikle tiroid hormon düzeyini bozmaz. Tiroid nodülünün hormon düzeyine etkisini araştırmak için FT3, Ft4 ve TSH isimli hormonların kanda ölçülmesi gerekir.

Nodüllerin Takibi
Nodüllerin takibi için ultrasonografi kullanılmaktadır; bu amaçla Doppler tetkiki ve sintigrafi kullanılmamalıdır. Nodül tedavisinde kullanılan ilaçların etkisi, kan alınıp hormon düzeyleri ölçülerek yapılmalıdır.Tedavi edilmeyen nodüller büyüyebilir ve sayısı da artabilir.

Kaynak: Guatr ve Tiroid Derneği web sitesi
(www.guatr.org.tr)


İçeriği Paylaşın