Tiroid Nodüllerindeki Kanser Riski
Tiroid Nodüllerindeki Kanser Riski
Bizi Takip Et
Tiroid nodülleri nedir? Tiroid nodüllerine ne oranda rastlanır? Tiroidde bir veya birden fazla nodül bulunduğunda kanser riski nedir? Nodülün tek ya da daha fazla olması, sert olması, kadında ya da erkek de olması gibi faktörler kanser riski üzerinde belirleyici midir? Yapılan tetkiklerde risk bulunmayan nodüller ileride kansere dönüşebilir mi? Nodüller, çarpıntı ve ritim bozukluğu yapabilir mi? İğne biyopside yanlış bilinenler nelerdir? Hangi nodüllere takip, hangi nodüllere cerrahi tedavi gerekir? Kanser varsa tedaviye yaklaşım nasıl değişir? Tiroid kanserinin tipleri nelerdir? Tiplerine göre cerrahiye yaklaşım değişir mi? Tiroid ameliyatlarından sonra ses kısıklığı, sesin kaybı gibi problemler olur mu?
Memorial Şişli Hastanesi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Adnan İşgör, tiroid nodüllerindeki kanser riskleri ve tiroid kanserinde cerrahi tedavi ile ilgili soruları Sağlığım İçin Herşey’de yanıtladı.
. Tiroid nodüllerine ne oranda rastlanır?
‘‘Ultrason taramasında yüzde 50-60 arasındaki kişilerde nodül bulunabilir. Bu orandan aşağı yukarı her iki kişiden birinde nodül var sonucu çıkarılabilir. Nodüllerin bir kısmı klinikte kendini gösterir.’’
‘‘ERKEKLERDE NODÜL, KADINLARA ORANLA DAHA AZ GÖRÜLÜR’’
. Tiroidde bir veya birden fazla nodül bulunduğunda kanser riski nedir? Nodülün tek ya da daha fazla olması, sert olması, kadında ya da erkek de olması gibi faktörler kanser riski üzerinde belirleyici midir?
‘‘Nodül, tiroid bezinde bir organdır. Üzerinde tomurcuk veya yumrulaşma şeklinde büyümeler olur. Her bir nodülün belli oranda kanser taşıma riski vardır. Bu risk ortalama yüzde 4-5 civarındadır. Bazı nodüllerin özelliklerine bakıldığında da bu riskin daha yüksek olduğu görülür. Nodül çok sertse, oynamıyorsa ve etraf dokulara yapışık gibi duruyorsa tümör olma riski yüksektir. Ultrason sırasında, ultrasonik özelliklere bakarak bir nodülün ne oranda kanser riski taşıyıp taşımadığını söylemek mümkündür. Bu belirlendikten sonra hastalarla bir sonraki tetkik aşamasına geçilir. Erkeklerde nodül, kadınlara oranla daha az görülür. Erkelerde özellikle 45-50 yaşından sonraki nodüllerde kanser olma riski biraz daha yüksektir.’’
. Yapılan tetkiklerde risk bulunmayan nodüller ileride kansere dönüşebilir mi?
‘‘Bu konuyla ilgili çalışmalar zor ve uzun soluklu bir araştırma gerektirdiği için fazla değildir. Bizim için o anda nodülün ne olduğu önemlidir. Nodül o anda kanserse tedavi ona göre olur. Eğer kanser değilse yan faktörlere bakılarak hastaya ne yapılacağına karar verilir.’’
NODÜLLERİN SEBEP OLDUĞU SIKINTILAR
. Nodüllerin yarattığı sıkıntılar, yan faktörler nelerdir?
‘‘. Nodül büyükse, hastada bazı semptomlara yol açıyorsa, nefes borusuna baskı uygulayıp solunum sıkıntısına yol açabilir
. Tiroid aşağıya doğru, nodül göğüs içine doğru büyümüşse bu durum nefes borusunu itip solunum sıkıntısına neden olabilir.
. Bazen yemek borusunda yutkunma güçlüğüne sebep olur.
. Çok daha ender olarak iyi huylu olmasına rağmen ses tellerine giden sinirlere baskı yaparak ses kısıklığına neden olabilir.
Bir nodül kanser değilken bu tip semptomlara ya da hastada yakınmalara yol açıyorsa bunları da tedavi etmek gerekir.’’
. Nodüller, çarpıntı ve ritim bozukluğu yapabilir mi?
‘‘Sintigrafi bulgusuna göre nodüller üç türlü tarif edilir;
. Sintigrafi sırasında verilen ilacı eğer nodül tam olarak tutuyorsa ona sıcak nodül denir. Bunların fazla çalışması yani nodülün fazla hormon yapması söz konusu ise o zaman hipertiroid demektir. Çarpıntı, terleme ve kilo kaybı gibi sorunlara yol açar.
. Sintigrafi, nodül maddeyi tutmazsa buna soğuk nodül denir. Bunlar biraz daha farklı değerlendirilir. Ultrasonla bakılır; ultrasonda içi katıysa ve birtakım kriterler varsa iğne biyopside ne olduğuna bakılır. İçi sıvıyla doluysa (kist) o zaman onlar sadece takip edilir.’’
‘‘BİYOPSİ YAPILDIĞI İÇİN KANSER OLUNMAZ’’
. İğne biyopside toplumda ön yargılar, yanlış bilinenler var. Biyopsi yaptırıldığında kanser yayılır mı?
‘‘Biyopsi yapıldığı için kanser olunmaz. Biyopsi yapıldıktan bir sene sonra ikinci bir biyopsi ya da ultrason yapıldığında, bazen ilk biyopsinin yapılmasından dolayı orada birtakım değişikler görülebilir. Bu değişiklikler kanser özellikleri taşıyor gibi yanlış kanaate varılabilir. Ultrasonu yapan kişi deneyimliyse bu durumu ayırt edebilir.’’
. Hangi nodüllere takip, hangi nodüllere cerrahi tedavi gerekir? Kanser varsa tedaviye yaklaşım nasıl değişir?
‘‘Nodül, biyopside kanser veya kanser şüphesi olarak rapor edilmişse; ince iğne biyopsisinde de kanser veya kanser şüphesi varsa kesin olarak ameliyat denir. İğne biyopsisinde iyi huylu veya biyopsinin net olarak söyleyemediği bir takım patolojiler olabilir. Böyle bir şey varsa bir müddet sonra tekrarlama gerekebilir. Eski dönemlerde yeni biyopsi için 2 -3 ay beklememiz öneriliyordu. Günümüzde ise biyopsinin hemen yapılabileceği konusunda ciddi yayınlar var.’’
. İğne biyopsisinde sonuç iyi huylu çıkarsa ne yapılır?
‘‘Nodülün hastaya yarattığı problemler varsa ameliyat önerilir. Yoksa izlemeye alınır. Nodül iyi huylu olabilir ama nefes darlığı, ses kısıklığı, yutma güçlüğü gibi sorunlar ortaya çıkabilir. Bu bulgular varsa ameliyatta gerekebilir.’’
TİROİD KANSERİNİN TİPLERİ
. Tiroid kanserinin tipleri nelerdir? Tiplerine göre cerrahiye yaklaşım, ameliyata yaklaşım değişir mi?
‘‘Genel olarak tiroidin dört tip kanseri vardır. En sık görülen ve halk arasında iyi huylu denilen kanserin 2 tipi vardır. Bunlar aşağı yukarı tiroid kanserlerinin yüzde 85- 90’ını oluşturur. İyi huylu olan tiroid kanseri, tedavisinde yüzde 100 olmasa dahi yüksek oranda yanıt alınan bir gruptur.
Geriye kalan yüzde 10’luk grubun da iki tipi vardır. Bunlar ailesel yani genetik geçişi olan grup
ile çok agresif seyreden bir tiptir. Görülme olasılığı yüzde 1’dir. Bunların dışında papiller ve folliküler trioid kanserleri vardır. Bunlarda zamanında doğru tedaviler yapılırsa ve özellikle hasta da genç yaştaysa (çocukluk çağı veya 45-50 yaş üzerinde değilse) tiroid kanserinden ölme riski son derece düşük hatta yok denecek kadar azdır.
Tiroid kanserlerinde kanser tanısı alındıktan sonra ultrasonla boyun haritalaması yapılır. Boyundaki lenf bezlerinde bir yayılım olup olmadığına bakılır. Çünkü birçok organın kanseri ilk olarak yandaş lenf bezlerine gider. Lenf bezlerinde bir şey yoksa ultrason topografik olarak tümörün tipine, hastanın risk grubuna göre ameliyat seçilir. Eğer nodül veya kanser olan nodül tek taraftaysa ve hastaya ait risk faktörleri düşükse, tek taraflı ameliyatın yeteceği konusunda çok ciddi kanıtlar olur. Tek taraflı ameliyat ise tek taraftan lobu almadır. Eğer kanserin ve hastanın özellikleri yüksek riski gösteriyorsa iki taraf da çıkarılır ve hastada hiç tiroid kalmaz.’’
SES KORUYUCU CERRAHİ
. Tiroid cerrahisinde ne tür gelişmeler oldu? Tiroid ameliyatlarından sonra özellikle ses koruyucu cerrahiden de bahsediliyor. Ses koruyucu cerrahi nasıl yapılır?
‘‘Tiroid ameliyatlarının temelleri 1900’larda atıldı. Günümüzde de o temeller üzerine yeni teknolojik gelişmeler aktarılarak ameliyatlar yapılıyor. Tiroid ameliyatlarında dikkat edilen iki organ vardır;
. Ses tellerine giden sinir,
. Kalsiyumu ayarlayan paratiroit denilen bezler.
Son 10 yıldır yavaş yavaş başlayan fakat gittikçe popülarite kazanan sinir monitörizasyonu tekniği hayatımıza girdi. Sinir monitörizasyonu tekniği ameliyat sırasında siniri kontrol eder. Bu sinir uyarıldığı zaman hastanın ses telleri açılıp kapanarak ses çıkarmasını ve soluk almasını sağlar. Sinir bunu kontrol eder. Ameliyat sırasında bu sinir uyarıldığında ses tellerinin açılıp kapanması herhangi bir sistemle görülebilir. Sinir hakkında, ameliyat sırasında yüzde yüz bilgiye sahip olunur. Bir cihaz ile hastayı uyutmak için boğazına tüp takılır. Tüpün içine elektrotlar konur. Bu elektrotlar ses telleri açılıp kapanınca uyarılır. Uyarılınca ekranda bu dalgalar olarak görülür. Ameliyatta ses tellerine giden sinire küçük bir elektrik uyarısı verildiğinde zararı olmaz. Ses telleri açılıp kapanınca bu uyarıyı alır ve ekranda bize gösterir. O zaman ses teli çalışır ve bir problem olmaz.’’
. Bunun en büyük faydası nedir?
‘‘Birincisi, ameliyat sürerken hastanın sesini duymadan yüzde 99 oranında hastanın sesinde bir sorun olup olmayacağını önceden tahmin edebiliriz. Bu bizim çok önemlidir. Bu teknolojinin getirdiği en büyük yararlardan diğeri de ameliyat sırasında ameliyat stratejisinin değiştirilebilmesidir.’’
İçeriği Paylaşın