Tiroit Hastalıklarında Cerrahi Ne Zaman Söz Konusu Olur?

Tiroit Hastalıklarında Cerrahi Ne Zaman Söz Konusu Olur?

Tiroit Hastalıklarında Cerrahi Ne Zaman Söz Konusu Olur?

Bizi Takip Et


Tiroit hastalıkları ve cerrahisi hakkında merak edilenleri Kolan Beylikdüzü Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Gürkan Avcı, Sağlığım İçin Herşey’e anlattı.

KADINLARIN YÜZDE 5’İNDE ERKEKLERİN YÜZDE 1’İNDE

Tiroit nodülleri toplumda oldukça sık görülmektedir. El ile yapılan muayene sonuçlarına bakıldığında genellikle kadınların yüzde 5’inde erkeklerinse yüzde 1’inde tiroit nodülü görülmektedir. Ancak muayene ultrasonla yapıldığı zaman bu oran yüzde 20’lere kadar çıkabilmektedir.

KİMLER AMELİYAT İÇİN UYGUNDUR?

Eğer bir hastalık ülke nüfusunun yüzde 10’unu etkiliyorsa bu endemik; yani sık hastalık görülen bir hastalıktır. Türkiye’de bu oran nerdeyse 3/1; yani yüzde 30’ların üstündedir. Ancak bu hastaların hepsi ameliyat gerektiren durumlara sahip olmayabilirler. Öncelikle kimler ameliyat için uygundur bu belirlenmelidir. Genellikle cerrahi gerektiren durumları 3 gruba ayırabiliriz. Bunlardan ilki tiroit kanseri olan hastalıklar ya da ağır tiroit kanseri şüphesi olan hastalardır. Bir diğeri tiroit bezinin nefes borusunu baskılamasıdır. Tiroit bezi hemen nefes borusunun önünde 23-25 gram ağırlığında ufak bir bezdir. Ancak bazen çok büyük nodüller olabilmekte ve nefes borusuna bası yapabilmektedir. Tiroit bezi normalde, tiroit hormonu üretmektedir ve bu hormon bütün vücudun metabolizmasını idare eden bir hormondur. Çok yüksek seviyelerde olması; yani hipertiroidi ya da halk arasında zehirli guatr denilen durumlar da tıbbi tedavi sonrası eğer tekrar nüksetme durumu varsa tiroit cerrahisi gerektirebilir. Kısacası tiroit kanseri, soluk borusu basısı ve hipertiroidi en önemli ameliyat nedenleridir. Bunlar dışında da bazen kozmetik kaygı nedeniyle de yapılan ameliyatlar olabilmektedir.

HER TİROİD NODÜLÜ KANSER MİDİR?

Tiroit nodüllerinin yüzde 5 ya da 10’u tiroit kanseri olabilmektedir. Bu konuda fiziksel muayene ve ultrason önemli yer tutuyor. Son 20 yıl içerisinde tiroit kanserlerine bakıldığında neredeyse yüzde 50’sinin 1 cm’den ufak olduğu görülmektedir. Teşhis edilen tiroit kanserlerinin genelde yüzde 90’ı 2 cm ya da daha altında olabiliyor. 1 cm’nin altındaki nodüllerin tiroit kanseri olsa dahi hayati tehlike yaratma olasılığı pratikte pek mümkün değildir. 1 cm altındaki tiroit kanserleri ölümcül seyreden hastalıklar değildir. Bir kısmı hiç ameliyat etmeden sadece kontrollerle bile takip edilebiliyor. Önemli olan doğru tanıyı koymak ve hastayı doğru yönlendirmektir.

TİROİT KANSERİNDE RİSK FAKTÖRLERİ NELER?

1 cm altındaki nodüllerde tiroit kanseri ihtimali düşük ve bunlar kanser olsa da çok ağır seyredecek bir hastalık değildir. 1 cm üstündeki nodüller solid nodülse, ailede tiroit kanseri öyküsü varsa, daha önce baş-boyun bölgesine radyasyon alınmışsa, çernobil bölgesinde yakın yerleşim bölgelerinde yaşanmışsa bunlar tiroit kanseri ihtimalini artıran durumlar ya da risk faktörleridir. 1 cm üzerindeki nodüllerde pratik olarak ultrasonla bakıldığında kanlanması artmışsa, düzensiz kenarlıysa ve aile öyküsü gibi durumlar varsa iğne biyopsisi yapmak gerekebilir. İğne biyopsisi genellikle hastaların ameliyat olmadan önce tiroit kanseri olup olmadığını gösteren en emin önemli yollardan bir tanesidir.

 

Doç. Dr. Gürkan Avcı

TİROİT BEZİNİN TAMAMI ALINMALI MI?

Bu konuda hastaya özgü değerlendirme önemlidir. Örneğin 1 cm ya da daha az nodüllü tiroit kanseri tablolarında total tiroidektomi; yani tiroit bezinin tamamının çıkarılması gerekmeyebilir. Tiroit cerrahisi basit bir ameliyattır; ancak total tiroidektomi sonucunda iki önemli komplikasyon oluşabilir. Bunlardan ilki ses telleriyle ilgili bir komplikasyondur. Ses tellerini hareket ettiren sinirler tiroit bezinin hemen yanından geçer. Yanlış bir surumda ses  felci gibi bir durum söz konusu olabilir. Bir diğeri ise bütün vücudun kalsiyum metabolizmasını idare eden paratiroit bezleri ile ilgili komplikasyondur. Total tiroidektomi sırasında bu alanlara zarar verilebilir. Bu ameliyatın komplikasyonu fazla olduğu için total tiroidektomi için doğru kararı verebilmek ve doğru bir cerrahi uygulamak gerekir.

TÜRKİYE’DE DURUM NEDİR?

Türkiye’de ortalama yılda 100 bin civarında kanser, hipertiroidi, multi nodüler guatr nedeniyle tiroidektomi; yani guatr ameliyatı yapılıyor. Bugün cerrahi teknik ve cihazların gelişmesiyle birçok deneyimli cerrah total tiroidektomiyi binde sıfıra yakın, hiç komplikasyon yaratmadan bu ameliyatı yapabiliyor.

TİROİT CERRAHİSİ NASIL GERÇEKLEŞİYOR?

Klasik yöntemle yapılan cerrahilerde iyi bir teknik kullanılırsa 3.5-4 cm’lik bir kesiden tiroit bezinin tamamının alınması mümkündür. Birkaç ay içinde de bu küçük kesi izleri geçebilmektedir. Kapalı; yani minimal invaziv yöntemlerle de cerrahi söz konusudur. Yaklaşık 2-2.5 cm’lik ufak bir kesiden kamera ve ufak cerrahi aletlerin sokulmasıyla yapılmaktadır. Genellikle ufak nodülleri bu şekilde ameliyat etmek mümkündür. Bu operasyonlarda robotik cerrahi de söz konusudur. Robotik cerrahide koltuk altından tiroit bezine giriş sağlanır. Cerrahi sonrası hastalar 24 saat içerisinde normal hayatlarına dönebilmektedirler. Hasta, sabah ameliyat oluyorsa öğleden sonra yemeğini yiyebilecek, dolaşabilecek ve ertesi gün de rahatlıkla taburcu olabilecek duruma gelebiliyor.

AMELİYAT SONRASI İLAÇ KULLANIMI GEREKEBİLİR

Tiroidin tek taraflı alınması gibi bir durum varsa hastanın tiroit hormonları takip edilmektedir. Eğer TSH değerinde yükselme söz konusu varsa bunu normale döndürmek için dışarıdan ilaç vermek gerekebilir. Total tiroidektomi; yani tiroit bezinin tümünün alınması söz konusu ise bu durumda mutlaka hastanın ömür boyu tiroit hormonu kullanmak zorundadır. Alınmaması durumunda hipertiroidi denilen tiroit hormonu yetmezliğine görülebilir.


İçeriği Paylaşın