Tüm Yönleriyle Keratokonus ve Kornea Nakli
Tüm Yönleriyle Keratokonus ve Kornea Nakli
Bizi Takip Et
Batı Göz Altunizade Hastanesi’nden Göz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Methiye Önder keratokonus hastalığının tedavi yöntemlerini, risk gruplarını ve kornea naklini Sağlığım İçin Herşey’e anlattı.
KERATOKONUS İLERİ YAŞ HASTALIĞI MIDIR?
Keratokonus nedir? Ne sıklıkla rastlanan, kaç yaşlarında ortaya çıkan bir hastalıktır ve görme için göz sağlığı için nasıl bir önemi vardır?
Keratokonus gözün en ön tabakası korneanın bir rahatsızlığıdır. Kornea dediğimiz zaman, gözümüzü kol saati gibi düşünürsek saatin cam tabakasından bahsediyoruz. Gözün en ön tabakası, dünyaya baktığımız penceredir. Bu tabakanın yuvarlak bir küre olarak düşünürsek, gözü en ön tabakasını da haliyle aynı bir cami kubbesi gibi olması gerekiyor.
Keratokonus, bu tabakanın şekil bozukluğudur. Şeklinin bozularak öne doğru incelip sivrileşmesiyle giden bir rahatsızlığıdır. Pencerede bir eğrilik olduğu zaman iyi bir görüş sağlamamız söz konusu değildir. Bu hastalığın en önemli kısmı tarafı da ilerleyici olmasıdır. Yani başlayınca devam eder. Neredeyse hayat boyu devam eder. Özellikle de genç yaş grubunda 10-40 yaş arası grupta en hızlı gidişatını gösterir, en hızlı görmede kayıpları bu yaşlarda izliyoruz.
Daha çok gözünü kaşıyan alerjisi olan kimselerin hastalığıdır. Kendi elimiz önemli bir nedendir sürekli gözünü ovalayan çocukların, kişilerin rahatsızlığıdır. Öncelikle miyop, astigmat şeklinde başlar ve genelde hastalar gözlük ihtiyacı olduklarını düşünerek doktora başvurur. Fakat verdiğimiz gözlükleri de genelde takmazlar. Çünkü eğri bir camdan baktıkları için bu durumu düzeltecek bir gözlük yoktur. Toplumda sıklığı binde 3 olarak bildirilir; ancak bu oran belirtileri ortaya çıkan hasta grubudur. Bir de belirtisi ortaya çıkmadan yavaş seyirli giden en az bu kadar hasta grubu da vardır.
Hastalık, genellikle 10-12 yaşlarında aşlar. 20-25’li yaşlarda en hızlı seyriyle gider. 30’lu yaşlarda hafif yavaşlama görülebilir ve 40’lı yaşlardan sonra genelde çok hareket görmeyiz; ancak keratokonus hiçbir zaman uyumaz 50’li yaşlardan bile artış gösteren keratokonus olgularımız mevcuttur.
KERATOKONUSUN BELİRTİLERİ
Gözlük numarasının hızlı ilerlemesi dışında ne tür belirtiler vardır?
Tipik olarak hastalar miyop, astigmatla gelirler. İki göz asimetriktir. hastalık yönünden bir göz daha ileridir, diğer göz onu takip eder. Yani numaralara baktığımızda bir gözde astigmat ve miyop oranı daha yüksektir, diğer göz daha başlangıç seviyesindedir. Ve yüksek olan gözde görme bozukluğu, görme azalması olur. Özellikle gece ışıklarda saçılmalar, ışıktan rahatsız olmalar, televizyon alt yazılarının görülememesi, bazen çiftli görme, gölgeli görme hastaların en önemli şikâyetleri arasındadır. Bir de genelde hastalar kaşıntıyla gelir. Sürekli gözlerini ovaladıkları için çok ciddi alerjisi olan hasta grubudur. Alerji artı miyop artı astigmat ve görme azlığı var ise keratokonus araştırılır.
Tanı nasıl konulur?
Normal bir miyopta veya astigmatta gözlük camlarını koyduğumuzda hastanın görüşü yüzde yüze çıkar. Çünkü düz bir camdan dünyaya bakmaktadır. Korneası düzdür, normal bir miyopta veya astigmatta şekil bozukluğu yoktur. Ancak keratokonusta kişi eğri bir camdan dünyaya baktığı için hangi camı koyarsak koyalım bir türlü görmesi artmaz. Yüzde 50’lerde 60’larda kalabilir. Bazen yüzde 10, yüzde 20’de kalabilir. Demek ki görmeyi gözlükle arttıramıyorsak burada keratokonus akla gelmelidir. Ardından muayenede mikroskopla gözü izlenir. Burada da korneada incelme öne doğru sivrileşme, normal kavsinde değişme varsa tanı hızlanır. Hastanın alerjisinin olması diğer bir destekleyici unsurdur. Artı olarak ailede varsa keratokonus olma olasılığı yine fazladır. Hastalıklar var mı, göz hastalıkları var mı diye aileyi soruşturmak lazım. Tabi tanıya götüren çok basit ve önemli bir test de var. Bu test, kornea haritasıdır.
KERATOKONUSUN TEDAVİSİ MÜMKÜN MÜ?
Tedavi nasıldır? İlerlemeyi durdurmak mümkün müdür?
Keratokonus tanısında kornea haritası çekilir. Aslında diğer miyoplar, astigmatlar, gözlük takan veya gözlüğe ilk başlayacak olan özellikle genç yaş grubu hastalara da uygulanmalıdır. Bu hastalara da mutlaka kornea haritası çekilmesi lazımdır. Çünkü öncelikle keratokonus varlığını kesinleştirmek gerekir. Veya gözüne tembellik tanısı konmuş, gözlükle görmesi artmayan bir hasta grubu da var. Bu grubun da kornea haritası çekilmesi gerekir. Keratokonus tanısı konulduktan sonra öncelikle hastanın gözünü kaşımaması gerekir. Elinin sürekli gözünde olmaması gerekir. Bunun için alerjisi mutlaka tedavi edilmelidir. Bunun için ilaçlar mevcut. Korneanın yapısı bir kere bozulduktan ne yapılırsa yapılsın eski yapısı gibi olmaz. Dolayısıyla korneayı kuvvetlendirici, direncini arttırıcı, alerjinin etkilerinden koruyucu ek bir tedavi yapılması gerekir. Burada çapraz bağlamadan söz edeceğiz. Bu bir ışık tedavisi, bir ultraviyole tedavisi çok kısa süren bir tedavi. Hasta her hangi bir komplikasyon verdiyse görmüyoruz diyebiliriz. Görmeye artısı ya da eksisi yoktur. Görmeyi azaltan ya da arttıran tedavi değildir.
Genel yöntem Crosslink değil mi?
İngilizcesiyle Crosslink veya Türkçesiyle çapraz bağlama. Korneanın içerisine kornea oluşturan lifler var. Bu lifleri birbirine bağlayan çapraz bağlar var. Yaptığımız tedavi bu çapraz bağların boylarını kısaltarak bu liflerin birbirine daha yakın seyretmesine daha güçlenmesine yol açıyor. Bunu aynı bir kas grubunun egzersizle kuvvetlendirilmesi gibi düşünebiliriz. Ve gösterilmiştir ki Crosslink veya çapraz bağlama dediğimiz tedavi, keratokonusu çok büyük oranda yavaşlatmaktadır ve çoğu vakada da durdurmaktadır. Bugün için biz tanı koyduğumuzda keratokonus tanısı koyduğumuzda yaşı kaç olursa olsun ilk adım yapılması gereken tedavidir. Çünkü bu tedaviyi yaptığımızda kaybedecek hiçbir şeyimiz yoktur. Kazanacağımız çok şey olabilir.
Tek seans yeterli oluyor mu?
Tek seans genelde yeterlidir. İki göz birlikte yapılabilir ya da biri önce diğer ayrı bir zamanda yapılabilir. Hastanın iş gücünden, günlük yaşamından geri kalması söz konusu değildir. Bir iki gününü ayırması yeterlidir. Ardından normal işe gücüne, normal yaşamına başlar. Dediğim gibi görmeye bir etkisi yoktur, eksisi de yoktur. İlk beklediğimiz şey hastalığın durdurulması sonra eğer görme kaybı varsa bunları nasıl çözeceğimizi planlamaktır.
KORNEA NAKLİ NE ZAMAN GÜNDEME GELİR?
Peki, daha sonra ilk tanı koyduğunuz hastaya ilk çapraz bağlama Crosslink yöntemini uyguladınız. Daha sonra hastalık ilerliyorsa başka tedavilerde gerekebiliyor mu?
Bu hastalarımızda genellikle bir kırma kusuru bir miyop astigmat mevcuttur. Bazen dereceler düşüktür, bazen başlangıç keratokonustur, bazen daha orta dereceli bazen de çok ileri keratokonustur. Bundan sonraki çözmemiz gereken problem görmenin arttırılmasıdır. Çünkü hasta görme kaybı yaşamıştır. Bunu nasıl arttırabiliriz, nasıl yapabiliriz? Düşük numarası olan hasta grubunda eğer kornea yeterliliği de söz konusuysa; yani kalınlığı iyi ise bu hastalarda çapraz bağlama yapıldıktan sonra seçili hasta grubunda lazer tedavisi uygulanabilir. Yani numara ortadan kaldırılabilir; ancak bu hastaların doğru seçilmesi lazım. Uygun olan, iyi sonuç alınabilecek hasta grubuna uygulanmalıdır.
Biraz daha hastalık ilerlemişse orta ve ileri keratokonusta bu sefer kornea içine halka yerleştirilebilir. Korneayı, sivrileşmiş bir piramit gibi düşünelim. Korneanın içine takılan halkalarla bir kasnak etkisi gibi düzleştirme görülür. Düzleştirici etki ile birlikte kornea normal yapısına bir miktar daha geri döneceği için otomatik olarak görmede artış izleriz. Buda ikinci diğer cerrahi yöntemimizdir. Crosslink ile hastalık yavaşlatılır. Eğer alerjilisi yok veya kontak lens takılabilir. Ancak bir çiftçiyse ya da açık havada çalışıyorsa bunu öneremeyebiliriz.
Artık kornea çok incelmişse ve halka da yerleştirilemiyorsa bu durumda kornea nakli gündeme gelir. Yani hayatını kaybeden bir kişiden alınan kornea kişiye nakledilir. Keratokonus grubunda yine farklı türde bir kornea nakli yapabiliriz. Hastanın hastalıklı olan ön tabakasını alıp korneasını alt kısmı bırakarak, kısmi kornea nakli yapabiliriz veya komple kornea nakli yapabiliriz. Buda hastanın keratokonusunun derecesine göre karar verdiğimiz durumdur.
Kornea nakli olan hastalarda herhalde iki gözde de sorun varsa belirli bir zaman koyuyorsunuz değil mi?
Kornea nakli bir göze yapıldıktan sonra en erken bir sene sonra diğer göze nakil yapılabilir. Bu bir sene içinde olan korneanın dikişleri alınır, görmenin sağlanması için gereken ek müdahaleler yapılır ve bir senenin sonunda diğer gözde de aynı problem varsa aynı göze aynı şekilde kornea nakli uygulanabilir.
Korneanın reddi neden olur? Önlemek için neler yapılabilir?
Kornea nakli de bir organ naklidir. Aynı böbrek, karaciğer nakli gibi. Ve vücudumuz o dokuyu kabul etmeyebilir. Tamamen immün reaksiyondur; fakat kornea diğer nakil yapılan organlara bakıldığında en çok kabul gören organdır. Yüzde 90 başarı şansımız vardır. Tabi burada nakli reddetmemek için korneanın en iç tabakası endotel dediğimiz tabaka bırakılıp, kısmi nakil yapılırsa ret olasılığı da son derece düşüktür. Yani kornea naklinin de artık günümüzde çeşitleri vardır. Hangi tabaka hastalıklıysa o tabakanın değiştirilmesi suretiyle nakile bağlı komplikasyonları da engelleme şansımız vardır.
İçeriği Paylaşın