Tüp Bebek Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tüp Bebek Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Tüp Bebek Tedavisinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Bizi Takip Et


Tüp bebek tedavisinde dikkat edilmesi gereken noktaları İstanbul Tüp Bebek ve Kadın Sağlığı Merkezi’nden Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Suzan Gençsoy anlattı.

Miyom ve polipler üreme sağlığını nasıl etkiler? Tüp bebek tedavi sürecinde de olumsuz birtakım etkileri var mıdır?

Miyom ve polipler kadının rahim bölgesinde oluşan birtakım iyi huylu tümörlerdir. Çok sık rastlanan bir durum. Miyom normalde doğurganlık çağındaki kadınların ortalama yüzde 30’unda rastlanabiliyor. Miyomlar rahimin kas dokusundan oluşan birtakım tümörler. Bunlar çapına göre ve oluşum yerine göre değişebiliyor. Tüp bebek tedavisi sırasında rahim dışına doğru büyüme yapan ve çok büyük boyutlara gelmeyen miyomların pek bir zararı olmaz. Ancak bazı miyomlar rahim kavitesine doğru rahim içine doğru büyüyüp orada yer kaplayan birtakım lezyonlar haline gelebilir. Tabii ki bu durumda biz rahim içine oluşan embriyoyu yerleştirmeden önce birtakım şartlara uyulması gerekir. İdeal şartları araştırdığımız için embriyoyu transfer etmeden önce rahim kavitesinde şansı düşürecek herhangi bir oluşum varsa bu önceden tespit edilmelidir. Rahim kavitesine doğru büyüyen miyomlar, embriyonun rahim içerisine yerleşme şansını azaltabilir. Ayrıca oluşan gebelikte de ilerleyen zamanlarda düşük tehlikesi yaratabilir. Bu bir kısım polipler için de geçerli olabilir. Endometrial polipler de rahimin iç zarından oluşan yine birtakım oluşumlardır, genelde iyi huylu olurlar. Belli bir santimetrenin üzerinde büyüklük oluşursa ve pozisyonuna göre bazen implantasyon şansını azaltabilir. Böyle bir durumda ideal şartlar oluşması için rahim içerisinde herhangi bir oluşum varsa bir önceki siklusta bunları histereskopik yöntemle, endoskopik yöntemle rahim içerisine özel bir ışıklı kamera ile girerek bunları tespit edebilir ve bunlar endoskopik bir şekilde alınabilir. Bir sonraki ayda transfer işlemine devam edilebilir.

TÜP BEBEK SÜRECİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Tüp bebek tedavisine başlanmışken iptal edilmesini gerektiren birtakım durumlar tablolar ortaya çıkabilir mi?

Tedaviye başlamadan önce birtakım ayrıntılı testler yapılır. Yumurta rezervi ölçülür, sperm sayısını tespit edilir. Tedaviye başlandığı zaman kadından yumurta erkekten de sperm hücresi istenir. Bazı durumlarda özellikle kadınların yumurta rezervi azaldığı zaman bazen çok sınırlı sayıda yumurta elde edebiliyoruz ya da yumurta bu tedavi aşamasında cevap vermeyebiliyor; yani olgun bir yumurta elde edemeyebiliyoruz. Özellikle 40-45 yaş arası yaşlarda kadınların yumurta sayısı oldukça azalmış oluyor. Eğer yumurta elde edemezsek işlem yapamıyoruz. Bu durumda da iptal etmek durumunda kalabiliyoruz. Benzer bir durum spermiyogramda olabiliyor. Yumurta toplama günü erkeğe microtese ameliyatı yapılabiliyor. Mikroskop altında hücre aranıyor ve eğer microtese ameliyatından sonra da herhangi bir sperm hücresine rastlayamazsak, yine aynı şekilde tüp bebek tedavisini iptal etmek zorunda kalabiliyoruz.

SİGARA VE TÜP BEBEK TEDAVİSİ

Anne adayının sigara içiyor olması üreme sağlığını ya da tüp bebek tedavisinin başarısını nasıl etkiliyor?

Sigara tüm hücrelere zarar veriyor. Ancak o kadar gündelik hayata yerleşmiş ki bunu bazen hastalarımız göz ardı edebiliyor. Sigara bütün hücrelere zarar verdiği gibi üreme hücrelerine de zarar veriyor. Özellikle sigara kullanan kadınların yumurta rezervi normalden çok daha düşük oluyor. Yumurtalar erken dönemde tükenebiliyor ve kadınlar menopoza daha erken yaşta girebiliyor. Bu durumda beklenen yumurta sayısını alamıyoruz, daha sınırlı sayıda yumurta elde edebiliyoruz. Bu da tüp bebekte gebelik şansını azaltıyor. Sigara sperm hücrelerini de etkileyebiliyor, DNA hasarı oluşturabiliyor, sperm hücrelerinin de tedavi aşamasında döllenme kapasitesini azaltabiliyor. Yine bu durum maalesef embriyo kalitesini de etkiliyor ve beklediğimizden çok düşük başarı şansını elde etmiş oluyoruz. Ayrıca gebelik oluşsa bile sigara kullanımı devam ederse bu durum düşük riskini artırabiliyor. Özellikle beklenen doğum tarihinden daha önce ve daha düşük kilolu bebekler doğabiliyor, erken doğum ihtimali artabiliyor. Pasif içicilik de normal sigara içme kadar zararlı olabilir. Bunun yan etkilerini görebiliyoruz. Özellikle aile içerisinde sigara içen varsa, dış ortamda içmelidir. Aynı ortamda bulunmamak gerekir.

Op. Dr. Suzan Gençsoy

Peki alkol zararlı mıdır?

Bunların etkisi tam olarak belirlenmiş değil çok sağlıklı bir araştırma yapılamıyor. Özellikle gebe kadınlara alkol içen ve alkol içmeyen grubuna ayırıp sağlıklı bir araştırma yapılamıyor. Ancak bu söylediğiniz olaylar çok yüksek miktarda alkol için geçerli. Yani minimal alkolün çok bilinen bir yan etkisi yok. Ancak hamilelikte sıfır alkol ve sıfır sigara ideal şartlarda istediğimiz şey.

EMBRİYO DONDURMA

Embriyo dondurma yöntemi kimlere öneriliyor?

Zaman içerisinde bu teknikler ve teknoloji o kadar ilerledi ki, şu anda taze bir embriyo siklusuyle dondurulmuş embriyo ve çözülmüş embriyo siklusuyle yapılan çalışmalarda başarı oranında hiçbir fark yok. Yani yeni tekniklerle embriyo dondurulduktan ve çözüldükten sonra hiçbir hasar görmeden aynı canlılıkla geri dönmüş oluyor. Eğer rahim içerisinde herhangi bir problem, hormonal bir durum varsa bu sorunlar çözülene kadar embriyolar dondurulup bir sonraki siklus için bekletilebiliyor.

Ne kadar saklanabiliyor dondurulan embriyolar?

Yapılan çalışmalarda 20 yıla kadar çok rahat bir şekilde canlılığını koruyabiliyor. Ancak yasal olarak 5 yılla sınırlanmış ve sonrasında her yıl çiftin tekrar onay vermesi gerekiyor. Dondurulmuş embriyo siklusu çok daha rahat yönetilebilen bir siklus ve başarı oranı bazı durumlarda normal siklustan taze transferden daha yüksek olabiliyor. Çünkü oluşturulan embriyo, endometrium rahim zarı doğal bir şekilde hazırlanıyor. Şimdi yeni tekniklerle halk arasında da rahim dinlendirme gibi bir şey söyleniyor. Halbuki bu dondurulmuş embriyo transferinin ta kendisidir. Yani normal siklusta biz yumurta büyütme esnasında birtakım hormonal ilaçlar kullanıyoruz. Bazen bu durumda endometrium yüksek östrojene maruz kaldığı zaman endometriumun, embriyoyu kabul etme ihtimali azalıyor. Bir sonraki ayda transfer yaparsak natürel bir siklus yapıp transfer yaptığımız zaman başarı oranlarımız daha yüksek olabiliyor.

PREİMPLANTASYON GENETİK TANI

Birde preimplantasyon genetik tanı var. Bu yöntem konusunda bilgi verir misiniz?

Normal şartlarda rutinde yapılan bir işlem değildir. Tüp bebek esnasında oluşan embriyoların arasında her bir embriyodan bir hücre alınması ve her bir embriyonun genetik yapısının bulunmasıdır. Sağlıklı embriyo seçim şansıdır. Ama belirttiğim gibi bu herkese yapılmıyor. Ailede daha önce doğan kromozom anomali olan bir bebek var ise veya bilinen bir genetik hastalığın taşıyıcılığı varsa yapılabilir. Örneğin özellikle kistik fibrozis veya talasemi taşıyıcısı çiftler var. Onlar sağlıklı çocuk doğurmak istiyorlar; çünkü normal bir gebelikte onların bebeklerinin bir kısmı hasta olabiliyor. O yüzden oluşan embriyolarda ne aramamız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. O hastalığın kesinlikle teşhisinin olması gerekiyor. Özellikle yine tek gen hastalıklarında çok değerli bir işlemdir. Oluşan embriyoların arasında her bir embriyoya test yapılır ve sağlıklı embriyo seçilir.

Bazı durumlarda da bilinen hiçbir sebep olmadan başarısız tüp bebek denemeleri olabiliyor. Örneğin 7-8 defa farklı yerlerde denenmiş ama başarı edilememiş olabiliyor ya da kadının ileri yaş gebeliklerinde riski artmış olabiliyor.  Tekrarlayan düşükle sonuçlanan gebeliklerden sonra da embriyolara genetik tanı yapıp, başarı şansını daha ileri seviyeye taşımak mümkündür.

Tüp bebek kaç kez denenebilir? 2 deneme arasında ne kadarlık süre olmasını öneriyorsunuz?

Tüp bebek denemelerinde bir sınırlama yok; yani şu kadar denenebilir diye bir bilgi yoktur. Daha önce 10-15 defa denemiş çiftler geliyor. Eğer natural siklus yapılırsa çok yüksek dozda ilaç kullanmadan kadının kendi yumurtasıyla 1 veya 2 yumurta ile yapılan sikluslarda 2-3 ay peş peşe yapılabiliyor. Ancak yüksek dozda ilaç kullanılmışsa en azından 2-3 aylık bir ara verilmesi daha sağlıklı olabiliyor.


İçeriği Paylaşın