Türkiye’de Sağlık Turizmi

Türkiye’de Sağlık Turizmi

Türkiye’de Sağlık Turizmi

Bizi Takip Et


Doktorunu, hastanesini seçecek olan hastalar, yurtdışında veya Türkiye’de yaşayan kişiler, nelere dikkat etmeliler? En çok hangi tedaviler Türkiye’ye hasta çekiyor? Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi İcra Kurulu Başkanı Meri İstiroti, Türkiye’nin dünyada sağlık turizmindeki yerini ve hedeflerini Sağlığım İçin Herşey’de anlattı.

. Türkiye Sağlık Turizmini Geliştirme Konseyi’ni tanıtır mısınız?
“Türkiye, sağlık alanında kendini dünyaya tanıtmaya 2005 yılında başladı. Çalışmaları da belli sağlık kuruluşlarının üzerinden yaptı. Yurtdışında bu iş ülkeyi temsil eden konseyler tarafından yürütülmektedir. Özellikle Uzak Doğu’daki örnekler ilgimizi çekti. Bu konsey Sayın Nevin Çakmak’ın başkanlığında hayat buldu. Konsey, Türkiye’deki sağlık hizmetlerinin geldiği yeri, çeşitli ülkelerin örgütlerine anlatmak üzere yola çıktı. Temsil ofisleri kuruldu. Şuanda 80’i aşkın ülkede temsil ofisleri var. Bu ofislerde hem kamu hem de özel sektördeki fırsatlar, tedavi alanları ve hekimler anlatılıyor. Globalleşen dünyada sadece Türkiye’yi anlatmak yetmiyor. Diğer ülkelerin konseyleri ile iş birliği kurmak gerekiyor. Görüş alışverişinde bulunarak sınırlar ötesi sağlık alanında insanların doğru seçimler yapabilmeleri için sayısız çalışma yürütülüyor.”

‘‘SAĞLIK TURİZMİ SADECE HASTANIN HAREKET ETMESİ DEĞİLDİR’’

. Türkiye’de tedavi olmak isteyen bir kişi bu ofislerden yardım alabiliyor mu?
“Başvurular alınıyor ve Türkiye’de anlaşmalı olan çeşitli hastanelere bu başvurular yollanıyor. En iyi tedavi seçeneğini verenlerle de hastalar bir araya getiriliyor. Hasta ileri düzeyde güven duyduğu kuruma transfer ediliyor. Konsey olarak misyonlarımızdan biri de ihtiyacı olan ülkeye eğitim vermektir. Ayrıca yatırım bekleyen ülke de var. Sağlık turizmi sadece hastanın hareket etmesi değildir; bilginin, sermayenin ve danışmanlığın da hareket etmesi gerekir.”

. Şuanda hangi hastanelerin hangi alanlardaki tedavilerde başka ülkelerde yatırımları var?
“Ülkemize yatırımcı kimliği ile giren sermayedar çok fazla değildir. Dünya Göz ve Acıbadem hastanelerinin yatırımları bulunmaktadır. Acıbadem Hastanesi hem Irak’a hem de Makedonya’ya yatırımlar yapmıştır. Dünya Göz’ün ise Berlin’e yatırımı olmuştur. Yatırım yapan hastaneler hizmetlerini de ilgili ülkelere vermektedir. Avrupa, sistemleri oturmuş bir bölgedir; fakat Balkanlar, Orta Doğu ve Avrasya bölgelerindeki ülkelerin bu konuda iş yapma oranı çok netlik içermemektedir. Bu anlamda bu bölgelere yapılan yatırımlar zorlu bir dönemde yapılmış girişimlerdir. Ayrıca Medikal Park grubunun da Afrika bölgesinde yaptığı yatırımlar vardır. Ancak bunlar biraz daha yardım amaçlı yapılmış yatırımlardır. Çeşitli ülkelerdeki işletme ve hizmetlerle alakalı fırsatları bu markalarla değerlendirmeye çalışıyoruz.”

. Üyeleriniz arasında kimler var?
“Birinci basamak hizmet veren tıp merkezleri, diş klinikleri, özel sağlık sigortalarına yurtdışı hizmet veren asistan şirketler üyelerimiz arasındadır. Ayrıca mobil sağlık şirketleri ve güneyde bazı turistin sağlığı ile ilgilenen bölgelerdeki oteller de üyelerimizdir. Dolayısıyla bir ülkeye tanıtım çalışması yaptığımızda çok yönlü kaynaklarımızı anlatmaktayız.”

HEKİMLERİN SAHİP OLDUĞU DENEYİMLER ÇOK ÖNEMLİ

. Doktorunu, hastanesini seçecek olan hastalar, yurtdışında veya Türkiye’de yaşayan kişiler, nelere dikkat etmeliler?

“Öncelikli olarak hekimleri seçmelidirler. Hastaneler çok değerli yatırımlar yapmışlardır, fakat en değerli kaynakları hekimler ve hekimlerin sahip olduğu deneyimlerdir. Dolayısıyla bizim görevimiz çalıştığımız tüm kurumların bu deneyimlerini doğru verilerle internete yüklemektir. Artık insanlar, kim referans olursa olsun, hekimin deneyimini, kaç vakası olduğunu, yayınlarını inceleme gibi detaylara bakmaktadır. Bu verilerin doğruluğu da araştırılmalıdır, ama olabildiği kadar hekimin deneyimine ve bu hekimin bir takım olarak çalışıp çalışmadığına bakılmalıdır. Özellikle kanser tedavilerinde cerrahi, radyoterapi, medikal onkoloji, tanı ve genetik ayrıştırıcı gibi sayısız hizmet vardır. Dolayısıyla seçilecek hastane bunları aynı çatı altında barındıran kolektif kurum olmalıdır.”

. Kişi yurtdışında yaşıyorsa Türkiye’ye nasıl geliyor? Sağlık Bakanlığı’nın bununla ilgili bir projesi var mı?
“Türkiye’ye hasta getiren kurumsal ya da bireysel çeşitli aracılar vardır. Bunların kurumsallaştırılması kolay bir iş değildir. Çeşitli bölgelerde 70-80 ülkeye hizmet verilmektedir. Kaynaklarına bakıldığında hastanelerimizin özlük haklarında 130-140 ülkenin datası çıkar. Ağırlıkta olduğumuz Orta Doğu’nun dışında Avrasya ve Balkan ülkeleri ile Avrupa’da temas ettiğimiz birey ve kurumlarla ilgili çalışmalar devam etmektedir.”

‘‘HASTALAR EN ÇOK KANSER CERRAHİSİ İÇİN GELİYOR’’

. En çok hangi tedaviler Türkiye’ye hasta çekiyor?
“Kanser cerrahisi başı çekmektedir. Beyin tümörleri, akciğer kanserleri, ürolojik veya jinekolojik kanserler en sık görülen kanserlerdir. Çoğu zaman ülkesinde tedavi olmuş ya da hiç tedavi görmemiş hastaların yanı sıra nüksetmiş ve ülkesindeki yetkinliğin yeterli olmaması nedeni ile arayışa giren aileler de bulunmaktadır. Cerrahi olduğu kadar radyoterapide de Türkiye’de çeşitli seçenekler vardır. En önemli ayrıştırıcı tanı olan PET veya tiroit kanserlerinde kullanılan iyot tedavisi önemli bir yere sahiptir. İleri düzey ortopedi cerrahileri, tüp bebek tedavileri, beyin tümörlerinde teknolojiler nedeniyle Türkiye’ye hastalar gelmektedir. Böbrek, karaciğer, pankreas, ilik nakilleri de insanların bu bölgelerde en sık hareket etme sebepleridir. Türkiye’de bu konuda kuralları belirlenmiş bir sistem var. Bu nedenle insanlar güvenle gelmekte ve iyi sonuçlar almaktadır. Sağlık turizminin değer kazanması sürecinde, turistin sağlığına dair bazı kısa günün karı davranış modellerine rağmen tıbbi sonuçların iyi olması bir başarıdır. Tüp bebekte gebelik oranının yüksek olması, ileri risk düzeyli tedavilerde iyi sonuçların alınması ve taburcu olunması en büyük reklamımızdır. Ama burada güven unsurunu kaybetmeden ilerlemek çok önemlidir.”

‘‘KÖK HÜCRE TEDAVİSİ ÖRNEK TEDAVİLERDEN BİRİDİR’’

. Sizin bulunduğunuz grupta sağlık turizmi ile ilgili ne gibi çalışma ve hedefler var?
“Çalıştığım grubun 17 ilde hastanesi bulunmaktadır. Gerek SGK gerek SGK dışında hizmet veren hastaneler ile beraber hem teknolojiyi hem de iyi hekimlik hizmetlerini sunmaktadır. Kök hücre tedavisi örnek tedavilerden bir tanesidir. Kök hücre tedavisi, Türkiye’de çok az sayıda hastanede yapılmaktadır. Dolayısıyla sadece gençleşme değil, klinik tedaviler için de bu tedavinin kullanılmaya başlanması yeni açılımlar sağlamaktadır. Tabii Sağlık Bakanlığı’nın bu konudaki düzenlemelerine uygun hareket edilmektedir. Kök hücre tedavisinin bu bölgede İsrail’in elinden bayrağı alarak Türkiye’de devam eder diye umuyorum. Çünkü bazı tedavilerde yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir. Ayrıca nüks kanserlerle alakalı yapılmış yatırımların ya da beyin tümörlerinin yüzde 100 temizlendiği ameliyathane altyapılarının bulunması da hekim deneyiminin yanında çok önemli faktörlerdir.”

. Türkiye’nin hedefleri ne olmalı?
“Sağlık turizmi bugün normal turistin getirdiği geliri sağlayabilmektir. 2007-2008 yılında hazırlanan raporlarda, 2023’e kadar hedef iki milyon hastaya ulaşmaktı. Şuanda 500 binlerdeyiz. Dolayısıyla bu erişilmez bir rakam değildir. Bu rakamlara ulaşıldığında da Türkiye’nin genel turizmine yakın bir orana gelinecektir. Turizm Bakanlığı’nın olaya birkaç boyutta bakması, ülke tanıtımlarında sağlığa önemli yer vermesi ve ülke olarak irade koymamız bu neticeye rahatlıkla ulaşmamıza yardımcı olacaktır.”


İçeriği Paylaşın