Türkiye’m İşitemeyen Çocuklar İçin Koşuyor!

Türkiye’m İşitemeyen Çocuklar İçin Koşuyor!

Türkiye’m İşitemeyen Çocuklar İçin Koşuyor!

Bizi Takip Et


Bu yıl 38’ncisi düzenlenecek olan Vodofone İstanbul Maratonu’nda, “Türkiye’m İşitemeyen Çocuklar İçin Koşuyor Projesi” kapsamında yaklaşık 300 kulak burun boğaz hekimi ve odyolog, işitme engeline dikkat çekebilmek adına 10 kilometre koşacak.

Türkiye’m İşitemeyen Çocuklar İçin Koşuyor Projesi Başkanı ve Türk Kulak Burun Boğaz Vakfı Üyesi Prof. Dr. Ferhan Öz, işitme engelli çocuklara, hekimler olarak faydalı olabilmeyi amaçladıklarını söyledi. Kulak burun boğaz hekimleri, odyologlar, işitme cihazı sektörü temsilcileri ile yaklaşık 300 kişi 13 Kasım’da Vodofone İstanbul Maratonu’na farkındalık oluşturmak için katılacaklarına değinen Prof. Dr. Öz, “İşitme engeli noktasında yaşanan eksikliklere dikkat çekebilmek ve bunları tamamlayabilme adına bir koşuya katılıyoruz. 10 kilometre koşacağız. Bu koşudan bağış bekliyoruz. Bağış miktarı vakfımızın fonunda toplanarak işitme engelli çocukların cihazının temininde kullanılacak” dedi.

Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gonca Sennaroğlu, işitme engelinin bir engel olmadığının altını çizerek, işitmeyi korumaya ve erken tanıya dikkat çekmek amacıyla, 100 öğrenci ve 20 araştırma görevlisi ile maratona katılacaklarını kaydetti.

 “DOĞUMDAN SONRA İKİ, ÜÇ GÜN İÇİNDE YAPILAN TESTLERLE İŞİTME KAYBININ TANISI KONABİLİYOR”

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Sennaroğlu, işitme kaybını hem sonradan hem doğuştan olabileceğini belirterek, çocuklarda doğumdan itibaren erken tanının önemine değindi.

Doğumdan itibaren işitme engelinin erken tanısının koyulmasıyla bu çocukların normale yakın bir konuşmaya kavuşturabildiklerinin altını çizen Prof. Dr. Sennaroğlu, “ Artık doğumdan sonra iki, üç gün içinde yapılan testlerle işitme kaybının tanısını koyuyoruz. İki-üç aylık ileri kaybı olan bebeklere ise işitme cihazı veriyoruz. Cihazdan fayda görmeyenleri 1 yaşında implant yaparak, iyi bir eğitim, takip ve ameliyatla bu çocukları normale çok yakın düzeye getirebiliyoruz” dedi.

“1 YAŞINDA HİÇ DUYMAYAN BEBEKLERDE BEYİNDEKİ İŞİTME MERKEZİNE YERLEŞTİRİLEN İMPLANTLA DUYMALARINI SAĞLAYABİLİRİZ”

Sonradan işitme kaybı olanların, eskiden çok az kısmının tedavi edildiğini belirten Prof. Dr. Sennaroğlu, “Zaman geçtikçe işitme kayıplarının çok daha büyük kısmı tedavi edilebiliyor. İç kulak ameliyatları yıllar önce hiç yapılamıyordu. Hiç duymayanların bile, beyindeki işitme merkezine implant yerleştirerek duymalarını sağlayabiliyoruz. 1 yaşındaki bebeklere bunu yapabiliyoruz. Günümüzde işitme kaybından tedavi olma oranı çok yükseklere geldi. Ama geç kalan hastalara bir şey yapamıyoruz. En önemli nokta. İşitme kaybı 4-5 yaşına kadar hiç tedavi edilmemişse, çocuk konuşmayı öğrenememişse, bu yaştan sonra onlara bir şey yapamıyoruz. Zamana karşı bir müdahale var, erken teşhis ve tanı çok önemli” diye konuştu.

“HER YENİ DOĞAN BEBEK İŞİTME TARAMASINDAN GEÇMELİ”

Her bebeğin işitme taramasından geçmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Sennaroğlu, “O hakkı bu bebeklere vermemiz gerekir. Geç kaldıkça bu bebeklere müdahale şansımız kalmıyor. Çocuğun kulağına bakıldığı zaman her şey normal görülüyor. Ailelerde 3-4 yaşa kadar bekliyor. Buda çocuğun en değerli zamanının kaybına neden oluyor. O nedenle bebeklerde doğumun hemen ardından işitme taraması yapılmalıdır” ifadelerine yer verdi.

  “HER BİN BEBEKTEN 1-2’Sİ İŞİTME ENGELLİ DOĞUYOR”

Bebeklik döneminde işitme cihazının ödemesine devletin destek verdiğini belirten Prof.Dr. Sennaroğlu, “Her bin doğan bebekten 1-2’si işitme kaybı yaşayabiliyor.  Nüfusumuza oranla işitme kaybı azalmadı. Ama avantajımız erkek teşhis edip, tedavi uygulayabilmek” dedi.


İçeriği Paylaşın