Ülkemizde Sigara İçmeyenlerin Oranı Giderek Artıyor
Ülkemizde Sigara İçmeyenlerin Oranı Giderek Artıyor
Bizi Takip Et
Günümüzde dünya nüfusunun yüzde 30’unun sigara kullandığı her gün 80.000-100.00 çocuğun sigara bağımlısı olduğu belirtiliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre dünyada her yıl 5,4 milyon kişi tütün mamullerine bağlı bir nedenle hayatını kaybediyor ve bu sayı her 6,5 saniyede bir kişinin ölmesi anlamına geliyor. Sigara içiminin kontrolü yönünde etkili önlemler alınmadığı takdirde bu sayının önümüzdeki 25–30 yıllık sürede 10 milyona ulaşacağı ve gelecekteki ölümlerin daha çok gelişmekte olan ülkelerde olacağı tahmin ediliyor. Ülkemizde ise her yıl 110.000 kişi aktif içime, 15.000 kişi ise pasif içime bağlı olarak hayatını kaybediyor ve toplam ölümlerin yüzde 23’ü tütüne bağlı.
TEK BİR SİGARADA 4 BİNİN ÜZERİNDE ZARARLI MADDE VAR
Prof. Dr. Dilek Toprak sigara ve tütün mamulleri konusunda şu uyarılarda bulundu: “Sigara, içerisinde bulunan nikotin ile bağımlılık oluşturur. Ancak sigara içince sadece nikotin değil beraberinde katran ve 4000’den fazla zararlı madde de solunmaktadır. Bu kombinasyon tütünün sağlığa olan olumsuz etkilerinin asıl nedenidir. Günde 1 paketten fazla olmak üzere 25 yıl sigara içen bir kişinin beklenen yaşam süresi, sigara içmeyenlere göre yüzde 25 kısadır. İçerdiği yüzlerce zararlı madde ile neredeyse etkilemediği organ olmayan sigaranın toplumda bilinen en önemli zararı kanser olsa da aslında tüm sistemlere olumsuz etkisi olduğunu bilmemiz gerekir. Başta KOAH olmak üzere akciğer kanseri ve tüm sistem kanserlerinin (mide, üreme sistemi, ağız, dil, dudak, yemek ve nefes borusu, gırtlak, karaciğer, kan kanseri gibi) başlıca nedeni sigaradır. Akciğer kanserlerinin %95’i sigaraya bağlıdır ve ülkemizde her yıl 40 bin kişide akciğer kanseri saptanmaktadır. Ayrıca gebelik döneminde sigara kullanımının da erken doğum, bebek ölümü ve anne karnında gelişme geriliğine neden olduğu bilinmektedir. Başkalarının içtikleri veya yanan (sigara, puro, pipo, nargile, elektronik sigara gibi) tütün ürününden kaynaklanan dumanın solunması da bir o kadar zararlıdır. Tütün dumanına sadece beş dakika maruz kalmanın bile kalp krizlerini tetikleyebildiği kanıtlanmıştır. Süre uzadıkça bu risk katlanarak artmaktadır. Sigara içilmese de sigara dumanına maruziyet akciğer kanserini yüzde 32, genç kadınlarda meme kanseri riskini ise yüzde 90 artırmaktadır.”
SİGARA İÇMEYEN NÜFUSUN ORANI YILDAN YILDA DAHA DA ARTIYOR
Prof. Dr. Dilek Toprak şu bilgileri verdi: “Türkiye Sağlık Araştırması’na göre ülkemizde her gün tütün kullanan 15 yaş ve üzerindeki bireylerin oranı 2014 yılında yüzde 27,3 iken, 2016 yılında yüzde 26,5’e geriledi. Bu oran 2016 yılında erkeklerde yüzde 40,1; kadınlarda ise yüzde 13,3 şeklindedir. On beş yaş ve üzerindeki bireylerde hiç tütün ürünü kullanmamış olanların oranı 2014’te yüzde 49,8 iken 2016’da bu oran yüzde 56,5’e yükselmiştir. Bu da bizlere 4207 sayılı Kanunumuz ve Ulusal Tütün Kontrol Programı 2015-2018 kapsamında, son yıllarda uygulanan ve kamuya açık alanlarda sigara içimini yasaklayan düzenlemelerin tütün kullanımındaki artışı azaltmada etkili olduğunu göstermektedir. Yasaklar sigarayı bırakma ve hiç başlamama konusunda vatandaşlarımızı özendirmektedir.”
YENİ YILDA KENDİNİZE EN GÜZEL HEDİYE: SİGARAYI BIRAKMAK
Sigara bağımlılarının kendilerine ve sevdiklerine verebilecekleri en güzel hediyenin “sigarayı bırakmak” olduğunu belirten Prof. Dr. Dilek Toprak şöyle konuştu: “Sigaranın zararlarının farkına varıp bırakma kararı vermek ve bunun için tarih belirlemek en önemli adımdır. Bu nedenle sigara bırakma kararını vermede doğum günü, yılbaşı, bayram, evlilik yıldönümü gibi günler motive edici tarihlerdir. Kişilerin bu özel günlerde sevdiklerine verecekleri en güzel hediye de bu olur. Bu hediyenin en büyük kazancı “sağlık” olacaktır. Bu adımı atanlar; sevdikleriyle daha uzun ve daha sağlıklı zaman geçireceklerini bilerek kararlılığını devam ettirmeli, çocuklarına örnek olacağını, aile bütçesine artık zarar vermeyeceğini, sevdikleriyle geçireceği ömürden çalmayacağını düşünerek yoluna devam etmelidir. Ayrıca bir nefesin dahi bağımlılığı tekrar başlatabileceği ihtimalini daima akıllarının bir köşesinde tutarak tütün mamullerinden uzak durmalıdır. Bu adımı attıktan sonra ilk yapılacak şey doğru yerden yardım istemektir. Bu konuda en güvenilir merkezler ise Sağlık Bakanlığı kontrolünde açılan Sigara Bırakma Poliklinikleridir. Bu merkeze “Alo 171” hattından ya da polikliniğin bağlı olduğu merkezin numarasından kolayca ulaşılabilir ve randevu alınabilir.”
TÜRKİYE GENELİNDE YAKLAŞIK 400 POLİKLİNİK, SİGARAYI BIRAKMAK İSTEYENLERİN HİZMETİNDE
Prof. Dr. Dilek Toprak, Sigara Bırakma Poliklinikleri hakkında şu bilgileri verdi: “Hemen her ilimizde bulunan Sigara Bırakma Polikliniklerinin sayısı yaklaşık 400’dür ve bu poliklinikler randevu sistemi ile çalışmaktadır. Alo 171 hattı üzerinden veya doğrudan bu merkezleri arayarak randevu alınabilir. Sağlık Bakanlığı sertifikasyon programını tamamlamış ve bilimsel ilkeler ile hizmet veren bu merkezlere güvenle gidilebilir. Tedavi ve takipler uzun soluklu ve bütünseldir. Bu nedenle bu tedavinin başarısı için hekim ve yakınlarının desteği önemlidir. Sigara bırakma konusunda özellikle internette satılan kaynağı, etkisi ne olduğu bilinmeyen maddelere güvenilmemelidir. Bu yolları deneyen kişiler gereksiz para harcamalarının yanı sıra sağlıklarına da zarar verebilirler. Ayrıca bu yolların sigara bırakma konusunda başarısı da kanıtlanmamıştır. Son olarak sadece sigara değil, başta nargile olmak üzere tüm tütün ve mamullerinin sağlığımız için tehlikeli olduğu unutulmamalıdır. Sigara ile mücadele hekimler kadar tüm toplumun sorumluluğunda olan bir konudur. Bu konuda vatandaş olarak da görevlerimizi yapmalı, yasak ihlallerinde bildirim yapmalı, içenleri uyarmalıyız.”
BIRAKMA SÜRECİNDE YAKINLARIN DESTEĞİ VE TEDAVİNİN SÜREKLİLİĞİ ÇOK ÖNEMLİ
Prof. Dr. Dilek Toprak bırakma sürecine dair şu tavsiyelerde bulundu: “Tedavinin etkili ve başarılı olabilmesi için kişinin yalnızca madde kullanımına değil diğer biyolojik, psikolojik ve sosyal sorunlarına da yönelik girişimlerde bulunulmalı. Tedavi şekli ve süresi kişinin gereksinimlerine uygun olarak bireysel olarak düzenlenmeli. Tedavinin sürekliliği ve takibi de diğer önemli bir noktadır. Bu dönemde eş, aile, yakın çevre ve arkadaş desteği son derece önemlidir. Kişide özellikle ilk haftalarda olan nikotin eksikliğine bağlı huzursuzluk, sinirlilik, çabuk öfkelenme, anksiyete, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk, iştah değişikliği, depresif durum doğal karşılanmalı ve destek olunmalıdır. Tütün bağımlılığı hasta, yakınları ve hekim açısından sabır isteyen bir süreçtir. Sigara bırakmayı başaran kişilerin çoğunun, 3 ile 10 arasında değişebilen bırakma çabasından sonra başarılı oldukları belirtilmektedir. Sigara bırakanlara arada gelen içme ataklarında baş etme yöntemlerini uygulamaları önerilebilir (derin nefes alma, ilgi alanını değiştirme, egzersiz, duş alma, gargara, diş fırçalama gibi). Sigara bağımlısı olanların sabırla, umutlarını yitirmeden, başaracaklarına inanarak, kararlılıkla, sevdiklerini ve kendilerini düşünerek ve daima profesyonel destekle yollarına devam etmelerini öneririm.”
İçeriği Paylaşın