Uyku Apnesinden Cerrahi Yöntem İle Kurtulun

Uyku apnesi gece horlama, tıkanarak uyanma, kendini yorgun hissetme, gün içinde uyku atakları ile kendini gösterir. Trafik kazalarından uykuda kalp krizine kadar birçok tehlikeye davetiye çıkaran uyku apnesinden cerrahi yöntem ile kurtulmak mümkün. Yapılan operasyon sonrasında hasta ömrünün sonuna kadar hiç sorun yaşamıyor.

Gece uykuda nefes kesilmesi yani uyku apnesi hakkındaki bilgileri Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Kulak Burun Boğaz (KBB) Hastalıkları ve Baş-Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Erdal Seren’den aldık. ‘‘Uyku apnesi, gece uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalıktır’’ diyen Doç. Dr. Erdal Seren sözlerine şöyle devam etti:

‘‘Uyku apnesi uykuda hava akımının en az 20 saniye süreyle normal değerinin 20’sine ve daha altına düşmesi ile tanımlanabilir. Uykudaki solunum duraklamaları sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır, karbondioksit miktarı artar. Sinir sistemindeki bir problem veya solunum yollarındaki bir tıkanıklık nedeniyle uyku apnesi oluşabilir. Bazen de bu her iki durum birlikte olur.’’

‘‘UYKU APNESİ ÖLÜMCÜL OLABİLİR’’

Uyku apnesinin ölümcül bir hastalık olabileceğini belirten Doç. Dr. Erdal Seren, ‘‘Gece uyurken, boğaz kasları bolca oksijen alabilelim diye solunum yolumuzu açık tutar. Kişide uyku apnesi olduğunda boğaz kasları fazla rahatlar, dil ve bademcikler nefes borusuna göre çok genişler. Bu yüzden solunum yolu tehlikeli bir şekilde daralır. Oksijen alımı çok az olduğunda beyin, uykuda ölmenizi engellemek için sizi uyandırır. Şiddetli uyku apnesi olan kişiler için bu durum gecede yüzlerce kez yaşanabilir. Bazı durumlarda kişiyi uykusunda öldürebilir’’ diyor.

UYKU APNESİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Uyku apnesi ayrıca yüksek tansiyonun başlıca nedenlerinden biri. Damarlarda iltihap ve pıhtılaşmaya yol açabiliyor. Uzun vade de genellikle asabiyet ve depresyonla sonuçlanıyor. Doç. Dr. Erdal Seren uyku apnesinin belirtilerini şöyle sıralıyor:

. Gündüz uykulu olma hali

. Geceleri gürültülü horlama

. Geceleri nefes almada kesiklikler

. Nefes yetmezliğinden dolayı ani uyanışlar

. Asit reflüsü

. Geceleri sık sık idrara çıkma

. Baş ağrıları

. Hafıza kaybı

CPAP CİHAZI TEDAVİSİ NEDİR?

Belirli düzeyde obstruktif uyku hastalığı olan ve operasyonun yetersiz olacağı hastalarda hava yolunun gece sürekli açık kalmasını sağlamak için CPAP cihazı da kullanılıyor. Doç. Dr. Erdal Seren, hastaların durumuna göre uygulanan bu tedavi yöntemi ile ilgili olarak şunları söylüyor: ‘‘CPAP (Contnous Positive Airway Pressure) cihazı havayı, doktor tarafından belirlenen basınçla, burun maskesi aracılığıyla hava yoluna iletiyor. Böylece kasların gece boyunca çökmesi engelleniyor. Hava yolunun açık kalmasının sonucunda da oksijen düşmelerinin önüne geçiliyor.’’

UYKU APNESİNDE CERRAHİ YÖNTEM

Uyku apnesi tanısı alan hastalarda, lazer yardımlı uvulopalatoplasti (küçük dil ve yumuşak damağın sarkan kısımlarının lazer desteğiyle kesilip, yeniden biçimlendirilmesi ve gerilmesi) işlemi yapılıyor. Doç. Dr. Erdal Seren ‘‘Lazer ile yapılmasının en önemli avantajı kanamanın neredeyse olmaması ve hastanın hızla günlük yaşantıya dönmesidir’’ diyor ve şöyle devam ediyor:

‘‘Hastanemizde bu tür şikayetleri olan hastalara yönelik diod lazer kullanılarak yapılan operasyonlar; lazer yardımlı endoskopik konka cerrahisi, lazer yardımlı uvulopalatoplasti (LAUP), lazer midlineglossektomi (dile yönelik cerrahi) yöntemleri başarıyla uygulanmaktadır. Ayrıca burun tıkanıklığına yol açan patolojilerde (burun kıkırdak eğriliği ve burun kanadında çökmelerde) aynı seansta düzeltilerek burundan alınan havanın rahat şekilde soluk borusunda gitmesi sağlanmaktadır. Bu cerrahi tedavilerden sonra hastalar 3. günden sonra CPAP cihazını bırakıyor. Uykuda nefes durma sıkıntısı yaşanmıyor. CPAP cihazını kullanmadan da nefesini alıp veriyor, sporunu yapabiliyor. Rahat nefes alabildiğinden dolayı bu hastalık nedeniyle yüzünde oluşan kızarıklık ve aşırı terleme de azalıyor. Sabahları kendini daha dinç ve sağlıklı hissediyor. Operasyon sonrası hasta 3-4 yıl sonra yine bu sağlık problemi ile karşılaşmıyor.’’