Uyku Bozuklukları: İnsomnia Olduğumu Nasıl Anlarım?
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, en yaygın görülen uyku problemi insomnia hakkında açıklamalarda bulundu.
Bizi Takip Et
Düzenli olarak yeterli uyku alamama veya uyandıktan sonra tekrar uyuyamama durumu insomnia olarak adlandırılıyor. Uzmanlar bu uyku sorununun çok yaygın görüldüğüne dikkat çekiyor.
Birçok faktörün insomnia gelişimine neden olabileceğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, hem fizyolojik hem de ruhsal faktörlerin bir kombinasyonu olarak ortaya çıkabildiğini vurguluyor. İnsomnianın uzun süreli etkilerinin, genel psikolojik sağlık olumsuz bir etkiye sahip olabileceğini ifade eden Çekin, korunmak için uyku hijyenine özel gösterilmesini, günlük işlevselliği ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemeye başladığı durumlarda bir uzmana başvurulmasını öneriyor.
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, en yaygın görülen uyku problemi insomnia hakkında açıklamalarda bulundu.
İNSOMNİA BİR DÖNGÜ ŞEKLİNDE İLERLEYEBİLİR
Uyku, fiziksel ve zihinsel sağlığımız için hayati öneme sahip olan bir süreç. Ancak, modern yaşamın getirdiği stres, baskı ve diğer faktörler nedeniyle birçok insan uyku sorunlarıyla karşı karşıya kalıyor.
Uyku sorunlarının en yaygın olanının insomnia olarak bilinen uykusuzluk olduğunu belirten Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “İnsomnia, düzenli olarak yeterli uyku alamama veya uyandıktan sonra tekrar uyuyamama durumudur. İnsomnia, uyku kalitesini, süresini ve uyku sürecini etkileyerek kişinin dinlenmemiş hissetmesine, gündüz yorgunluğuna ve işlevsellikte azalmaya yol açabilir.” dedi.
İnsomnianın, bir döngü şeklinde ilerleyebileceğine dikkat çeken Çekin, “Uyku sorunlarına bağlı olarak kişi endişelenmeye başlar ve uyku ile ilgili kaygılar geliştirir. Bu kaygılar uykuya dalma sürecinde stres ve gerginlik yaratır. Uykusuzluk devam ettikçe, kişi uykusuzlukla daha fazla ilgilenmeye ve düşünmeye başlar. Bu da kaygıyı artırır ve uyku sorunlarını daha da şiddetlendirir. Bu döngü, insomnianın sürmesine ve kronikleşmesine yol açabilir.” uyarısında bulundu.
UYKU ALIŞKANLIKLARININ TAKİBİ İÇİN GÜNLÜK TUTULABİLİR
İnsomnianın teşhisinin genellikle belirtilerin ve uyku düzeninin değerlendirilmesiyle yapıldığını ifade eden Çekin, “Bir hekim kontrolünde uyku sorunlarınızla ilgili detaylı bir görüşme yapılabilir. Hekim, uyku alışkanlıklarınız, uyku düzeniniz, uykuya dalma ve uykuda kalma süreçleri hakkında bilgi alır. Ayrıca, uyandıktan sonra uyuma zorluğu, geceleri sık sık uyanma gibi belirtiler hakkında da bilgi istenebilir.” dedi.
Uyku alışkanlıkları ve sorunlarının takip edilebilmesi için uyku günlüğü tutmanın faydalı olabileceğine değinen Çekin şöyle devam etti:
“Uykuya dalma süresi, uykuda kalma süresi, uyanma zamanları, uyandığınızda hissettikleriniz gibi bilgileri günlük olarak kaydetmek, uyku düzeninizin ve kalitenizin değerlendirilmesine yardımcı olabilir. Bazı kurumlarda Epworth Uykululuk Ölçeği, gündüz uykululuk düzeyinizi değerlendirmek için kullanılır. Ölçekteki sorular, günlük aktiviteler sırasında uyuma eğilimi hakkında bilgi sağlar ve uyku sorunlarının neden olduğu gündüz yorgunluğunu değerlendirmeye yardımcı olur. Diğer bir alternatif olarak ise Laboratuvar Uyku Testleri insomnia teşhisinde nadiren kullanılan bir yöntem olmasına rağmen, bazı durumlarda laboratuvar ortamında uyku testleri yapılabilir. Bu testler, uyku sırasında beynin elektriksel aktivitesini göz hareketlerini ve kas aktivitesini kaydederek uyku kalitesini ve olası uyku bozukluklarını değerlendirmeye yardımcı olabilir.”
ZİHNİ MEŞGUL EDEN DÜŞÜNCELER İNSOMNİAYA KATKI SAĞLAYABİLİR
Birçok faktörün insomnia gelişimine katkıda bulunabileceğinin altını çizen Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Günlük yaşamda karşılaşılan stres ve kaygı, uykunun kalitesini etkileyebilir ve uyku sorunlarına neden olabilir. Zihin sürekli olarak dönüp duran düşüncelerle meşgul olabilir ve rahatlama sağlamak zorlaşabilir. Aynı şekilde depresyon da uyku düzenini etkileyen yaygın bir psikolojik bozukluktur. İnsanlar depresyon dönemlerinde uykusuzluk, erken uyanma veya aşırı uyuma gibi uyku sorunlarıyla karşılaşabilirler. Ayrıca gece geç yatmak, düzensiz uyku programı, yatakta dış aktivitelerin yapılması gibi faktörler ve bazı ilaçların gerek uzun süreli gerekse hekim dışı kullanımları da uyku kalitesini olumsuz etkileyebilir.” açıklamasını yaptı.
BELİRTİLER UZUN SÜRELİ OLURSA DİKKAT!
Uykusuzlukla ilişkili belirtilere değinen Çekin, bu belirtiler arasında; uykuya dalma güçlüğü, uykuda sık sık uyanma veya erken uyanma, geceleri uykusuz kalmak ve dinlenememek, gündüz aşırı uyku hali veya uyku ihtiyacı hissi, gündüz yorgunluk ve halsizlik, odaklanma güçlüğü, dikkat dağınıklığı ve bilişsel performansta azalma, irritabilite, sinirlilik ve ruh hali değişiklikleri, anksiyete ve kaygı durumlarını sıraladı. İnsomnianın uzun süreli bir sorun olarak ortaya çıkabileceği veya geçici bir dönemde yaşanabileceğini belirten Çekin, “Uyku sorunları sürekli hale gelirse, günlük işlevselliği ve yaşam kalitesini olumsuz etkilerse, bir uzmana başvurmak önemlidir.” önerisinde bulundu.
OLUMSUZ ETKİLERİNDEN KORUNMAK İÇİN UYKU HİJYENİNE ÖZEL GÖSTERİLMELİ
İnsomnianın uzun süreli etkilerinin, bireyin genel psikolojik sağlığı üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğine vurgu yapan Çekin, “Bunlar duygudurum değişiklikleri, konsantrasyon ve hafıza sorunları, işlevsellikte azalma, kaygı ve içsel stres şeklinde sıralanabilir.” dedi.
İnsomnia ile başa çıkmak için etkili olabilecek bazı yöntemler olduğunu da sözlerine ekleyen Çekin, sözlerine şöyle devam etti:
“Düzenli bir uyku programı oluşturmak, rahat bir uyku ortamı sağlamak, alkol ve kafein gibi uyarıcı maddelerden kaçınmak, yatakta sadece uyku aktivitelerine odaklanmak gibi uyku hijyeni kurallarına uymak önemlidir. İkinci olarak stresi azaltmaya yönelik meditasyon, derin nefes alma, gevşeme egzersizleri gibi teknikler öğrenmek ve günlük rutinlere dahil etmek, uyku kalitesini artırabilir. Bilişsel anlamda düşünce içeriklerimizi tanımalı ve sorgulayabilmeliyiz. Örneğin uykusuzlukla ilgili negatif düşüncelerin farkında olun. Bu düşünceleri sorgulayın ve gerçekçi olup olmadığını değerlendirin. Kendinize daha olumlu ve yapıcı bir şekilde yaklaşmaya çalışın. Uyku ile ilgili endişelerle başa çıkmak için, endişe yaratan düşünceleri not alın ve bunları daha gerçekçi bir şekilde değerlendirin.”
UYKU BÖLÜNDÜĞÜNDE YATAKTAN ÇIKILMALI
Uykunun bölünmesi sebebiyle birçok kişinin tekrar uyumaya çalışmak için yatakta kaldığını belirten Çekin, “Bu birçok kişinin yaptığı bir hata. Uyandığınızda mutlaka yataktan kalkın. Yatakta dönüp durmak yerine başka bir odada rahatlatıcı bir aktivite yapabilirsiniz. Bu, yatağı uykusuzlukla ilişkilendirmenizi önler ve stresi azaltabilir. Rahat bir yatak, sessiz bir ortam, uygun sıcaklık ve loş bir aydınlatma uyku kalitesini artırabilir. Bu nedenle, uyku ortamınızı optimize etmek için gerekli önlemleri alın. Kronik insomnia durumunda, bir uyku uzmanından veya bir psikologdan destek almak faydalı olabilir.” tavsiyesinde bulundu.
NEDENİ HEM FİZYOLOJİK HEM DE RUHSAL OLABİLİR
İnsomnianın, hem fizyolojik hem de ruhsal faktörlerin bir kombinasyonu olarak ortaya çıkabildiğini belirten Uzman Klinik Psikolog Solin Çekin, “Fizyolojik olarak, insomnia genellikle uyku düzeni ve uyku kalitesi gibi süreçlerdeki bozukluklardan kaynaklanır. Bazı fizyolojik nedenler arasında ağrı, solunum problemleri gibi fiziksel rahatsızlıklar, menopoz, tiroit sorunları gibi hormonsal değişiklikler, uyku apnesi, huzursuz bacak sendromu gibi nörolojik durumlar yer alabilir.” dedi.
İnsomnianın genellikle ruhsal sağlıkla ilişkili olduğunu dile getiren Çekin, sözlerini şöyle tamamladı:
“Stres, kaygı, depresyon ve diğer ruhsal bozukluklar uyku kalitesini etkileyebilir ve uyku sorunlarına neden olabilir. Stresli bir olay yaşamak, zihnin sürekli aktif olmasına ve uyumayı zorlaştırmasına yol açabilir. Depresyon ise uyku düzenini etkileyerek uykusuzluğa veya aşırı uyuma sorunlarına neden olabilir. Dolayısıyla, insomnianın etkili bir şekilde ele alınması için hem fizyolojik hem de ruhsal unsurların değerlendirilmesi önemlidir.”
İçeriği Paylaşın