Vitamin Hapları Kanserden Korur Mu?
Vitamin Hapları Kanserden Korur Mu?
Bizi Takip Et
Antalya’da düzenlenen 3. Prevantif Onkoloji Sempozyumu’nda kanserden korunmayla ilgili konular masaya yatırıldı. Sempozyum Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi Başkanı Prof. Dr. Murat Tuncer ve Hacettepe Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü, Prevantif Onkoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mutlu Hayran’ın katıldığı basın toplantısında kanser konusunda doğru olarak bilinen birçok konuda açıklamalarda bulunuldu.
Sempozyum Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, sigaradan uzak durulması gerektiğini bildirerek, basın organlarında kanserden korunmada çeşitli beslenme şekilleri önerildiğini, ancak bunların çoğunun bilgi kirliliği oluşturduğunu söyleyerek şöyle devam etti:
"Kanserden korunmak için tek ve geçerli beslenme şekli, günde en az 5 porsiyon meyve ve sebze içeren yiyecekler tüketmektir. Düşük yağlı, lifçe yüksek besinler tercih edin. Kırmızı et, haftada birden fazla yenmemeli. Bu öneriye bir kelime eklemek ya da çıkarmak doğru değildir."
VİTAMİN TAKVİYESİ VE KAPSÜLLERİN KANSERDEN KORUMA ETKİSİ YOKTUR
Prof. Dr. Çelik, vitamin hapları ile ilgili de çarpıcı açıklamalarda bulundu:
"Vitamin takviyesi ve kapsüllerinin kanserden koruma etkisi yoktur, aksine kanseri tetiklediğini gösteren çalışmalar mevcuttur. Havuçta da bulunan beta-karoten maddesinin fazla alınması, sigara bağımlılarında akciğer kanseri riskini artırabilmektedir. Yapılan bir araştırmada, sigara içenlere beta-karoten tableti verildiğinde, ölüm oranlarının arttığı belirlenmiştir. Bu havucun tüketilmemesi anlamı taşımaz, aksine sigara içenlerin sigarayı bırakmaları daha yaşamsaldır. Havuç günlük gıda alımı içinde taze olarak yenilebilir ve böyle tüketildiğinde kanserden koruyucudur."
KANSERDEN KORUNMAYLA İLGİLİ EFSANELER
Türkiye`de her gün ortalama 350 kişinin öldüğü kanserin önlenmesi amacıyla halkın doğru sandığı bilgilerin aslında yanlış olduğunu söyleyen Çelik, "Mesela soyanın içindeki kadınlık hormonu olan östrojene benzer maddeler, yüksek dozda alındığında meme ve rahim kanserine yol açabilir.
Ayrıca ceviz, fındık, fıstık gibi zararsız olduğu ve kolesterol içermediği söylenen yağlı gıdalar çok miktarda alınması halinde şişmanlatır. Bu da kansere olumsuz etki yapar. Domates, brokoli ve lahana gibi gıdaların yüksek miktarlarda tüketilmesinin kanserden koruduğuna dair veriler yeterli değildir. Aspartam ve sakarin gibi yapay tatlandırıcıların kansere neden olduğu bilgisi ispatlanmamıştır. Kahve tüketiminin kansere neden olduğu ve yeşil çayın kanserden koruduğuna dair bilimsel bir bulgu yoktur" dedi.
CEP TELEFONU KANSERE NEDEN OLMUYOR
Toplantıya katılan Doç. Dr. Mutlu Hayran ise, "Cep telefonu kullanımına bağlı kanser gelişimi konusunda veriler yetersiz olup kullanımının kısıtlanmasına dair bilimsel bir öneri yoktur" diyerek şöyle konuştu; "Kanseri şu meyve önler bu sebze önler diye bir şey diyemeyiz. Çünkü böyle bir şey yok. Bu toplumu doğrulardan uzaklaştırdığı gibi hastaların kanseri artırıcı hareketler yapmalarına neden olabilir. Toplumdaki kanserle ilgili sıkıntılar asılsız haberler ile başlıyor” dedi.
TÜRKİYE`DE SİGARA OLMASAYDI 100 BİN KİŞİ ÖLMEYECEKTİ
Prof. Dr. Murat Tuncer, "Türkiye`de sigara olmasaydı 100 bin kişi hayatını kaybetmezdi. Kanserin en önemli nedeni olan sigara bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalanan insanlar tedavi edilmelidir.
Bu nedenle SGK sigara bırakma tedavilerini de kapsam altına almalıdır. Sigara içilmesiyle ilgili pazarlığın kanserle yapılan pazarlık olduğunu anlatan Tuncer, "Sigara bağımlığında profesyonel destek çok önemlidir. Ancak farmakolojik tedavi ile başarı oranı artmaktadır.
Tedavi almaksızın kendisi bırakan kişilerin sadece yüzde 5`i bir yıl sonunda sigara içmemekte; profesyonel destekle başarı şansı yüzde 15`e çıkmakta, farmakolojik tedaviyle yüzde 25-30`ların üzerinde başarı sağlanmaktadır" dedi. Prof. Dr. Çelik ise; “Hacettepe Üniversitesi Prevantif Onkoloji Anabilim Dalı`nda kurulan Sigara Bırakma Ünitesi`ne son 2 yılda 574 başvuru olmuş ve bu kişilerde sigara bırakma başarı oranımız %60`a varmıştır. Bu rakam Avrupa ve Amerika`da ki ortalamaların çok üzerindedir.`dedi.
KANSERİN GELECEKTEKİ PROFİLİNİ ANNELER ŞEKİLLENDİRECEK
Türkiye`nin gelecekteki kanser profilini annelerin şekillendireceğini dile getiren Tuncer, "Çocuklara 2 yıl anne sütü verilmeli. İlk 6 ay içerisinde ise sadece anne sütü ile beslenmeli. Bebekleri mamasız büyütmek ve sigara olan ortamlardan uzak tutmak gerekiyor. Bebekleri 2 yıl anne sütü ile beslemek anneleri de meme kanserine karşı korur. Bebeği de birçok hastalıktan korur. Kanser hastalarının yüzde 10`unda hastalığa yakalandığını bir evre önce fark edebilirsek 2020 yılında 100 milyon TL kazançlıyız"dedi.
İçeriği Paylaşın