Vitamin ve Mineral Kaynakları…
Vitamin ve Mineral Kaynakları…
Bizi Takip Et
Daha sağlıklı bir yaşam hepimizin ortak dileği… Buna ulaşmak için öncelikle sağlıklı ve dengeli beslenmek, hayatımızda sağlığımıza katkı sağlayacak sosyal ve fiziksel aktivitelere yer açmak; doğru zamanda doğru vitamin ve mineral içeriklere sahip besinleri tüketmek gerekiyor.
Hayatımıza dahil etmemiz gereken vitamin ve mineraller için tüketmemiz gereken besinleri Hastane Derindere İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Yusuf Gündüz’den öğrendik…
A vitamini: Hayvansal kaynaklı gıdalarda yüksek oranda bulunur. Hücrelerin yaşlanmasıyla birlikte gözlerde oluşabilecek görme kayıplarını azaltmada iyi bir destektir. Ayrıca enfeksiyonlarla mücadele eden kırmızı kan hücrelerinin yapımında önemli bir rol oynar. Ancak gereğinden fazla tüketimi karaciğeri yorabilir. Hayvansal gıdaların yanı sıra tatlı patates, ıspanak ve diğer yeşillikler, süt ve süt ürünleri, somon gibi deniz ürünleri, portakalda bulunur.
B1 Vitamini (Tiamin): Tükettiğimiz besinlerin enerjiye dönüştürülmesine yardımcı olur. Fasulye, mercimek gibi baklagillerde yüksek oranda bulunan B1 vitamini, beyin hücrelerinin yapısını koruması için önemli rol oynar. Rutin beslenme programında bunlar yer aldığında yeterli ölçüde B1 vitamini tüketmiş olursunuz. Ancak hamile ve emziren kadınların bu vitamine biraz daha fazla ihtiyacı vardır. Diyabet hastası olanlarda B1 vitamini eksikliği görülür.
B2 Vitamini (Riboflavin): Güne çok tahıllı ekmek, yumurta, maydanoz, dereotu gibi yeşillikler, süt ve süt ürünlerinden oluşan sağlıklı bir kahvaltıyla başlarsanız B2 vitamininden yeterince zengin beslenmiş olursunuz. Hücrelerin doğru çalışmasına yardımcı olan B2 vitamini aynı zamanda migreni önlemeye de yardımcı olur.
B3 Vitamini (Niasin): Besinleri enerjiye dönüştürüp depolamanıza destek olan vitamin grubudur. Tavuk, hindi, somon ve yağsız etlerde bulunan B3 vitamini, cildi ve dokuları korur.
B6 Vitamini: Vücudunuzda 100’den fazla farklı reaksiyonda rol oynayan B6 vitamini hakkında yapılan araştırmalar hafıza kaybı, kolorektal kanserler ve adet dönemi öncesi yaşanan problemlere karşı korunmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir. Muz, avokado, karpuz gibi yapraklı ve kök sebzeleri içeren birçok gıdada bulunan bu vitamin, aynı zamanda balık, kümes hayvanları ve yağsız ette de bulunur.
B12 Vitamini: Vücudun enerjisini sağlamak için gıdaları parçalamasına yardımcı olan B12 vitamini yumurta ve tahıllarda bulunur.
C Vitamini: Kemik, deri ve kaslarınızın sağlıklı büyümesine yardımcı olan C vitamini, yeşil yapraklı meyve ve sebzelerin yanı sıra çilek, brokoli, portakal ve greyfurt gibi besinlerde bulunur. C vitamini yönünden zengin olan portakal ve greyfurt suyu sanıldığının aksine soğuk algınlığını önlemez; ancak soğuk algınlığı belirtilerinin hafiflemesi ve kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar.
Kalsiyum: Süt, peynir, yoğurt ve diğer süt ürünlerini yanı sıra lahana ve brokoli gibi yeşil sebzelerde de bulunan kalsiyum kemik ve dişlerinizin yapı taşını oluşturur. Kalsiyum ihtiyacınız yaş ve cinsiyete göre değiştiği için bu konuda hekiminize danışarak gerekli tetkiklerinizi yaptırdıktan sonra takviye alabilirsiniz.
Krom: Kan şekeri seviyenizi sabit tutmaya yardımcı olduğuna inanılan bu minerali, brokoli, sarımsak gibi besinleri tüketerek kazanabilirsiniz. Kilo vermenize yardımcı olacağını taahhüt eden krom takviyeleri görebilirsiniz; ancak bu iddiaları desteklemek için bilimsel bir delil yoktur.
D vitamini: Kemiklerinizi güçlendirmesinin yanı sıra mikroplarla savaşta da sizin için iyi bir destekçidir. Güneşte ultraviyole ışınlarının yeterli olmadığı kuşakta yeterli D vitamini üretimi olmamakta D vitamini takviyesi önerilmektedir. Kişisel gözlemlerime göre ülkemizde kadın ve erkeklerde %70-80 oranında D vitamini eksikliği karşımıza çıkmaktadır. Bebekler ve çocuklar, hamile ve emziren kadınlar, yaşlılar (65 yaş üstü), astım, alerji, diyabet gibi kronik hastalıkları olanlar özellikle hekim kontrolünde D vitamini takviyesi kullanmalıdırlar; ancak gereğinden fazlasının da zararlı olduğu unutulmamalıdır.
E vitamini: Antioksidan özelliği taşıyan E vitamini, hücrelerinizde sigara, hava kirliliği, güneş ışığının neden hücre hasarını azaltır, kan dolaşımına destek olur. Badem, fındık ve fıstık gibi ayçiçeği tohumları en iyi E vitamini kaynaklarıdır. Bunlara alerjiniz varsa, ayçiçeği yağı, ıspanak ve brokoli de ihtiyacınızı karşılamak için iyi birer alternatif olabilir.
Folik asit: Anne adaylarının hamileliklerinin ilk 3 ayı boyunca olmazsa olmazı olan folik asit, DNA yapmaya ve spina bifida ve diğer beyin doğum kusurlarını önlemeye yardımcı olur. Kuşkonmaz, Brüksel lahanası, koyu yapraklı yeşillikler, portakal, fasulye, bezelye, mercimek gibi baklagiller folik asit bakımından zengindir.
Demir: Demir seviyeniz düşük olduğunda vücudunuz yeterince sağlıklı kırmızı kan hücreleri yapamaz ve dokulara yeterince oksijen ulaşamaz. Hamile olan veya sık adet gören kadınlarda kanda yeterli miktarda demir olmadığı için anemi adı verilen kansızlık görülme ihtimali yüksektir. Fasulye, mercimek, karaciğer ve ıspanak ile demir seviyenizi koruyabilirsiniz.
Magnezyum: Kan basıncı ve kan şekerinizi kontrol etmeye, proteinleri ve DNA’yı yapmaya ve yiyecekleri enerjiye dönüştürmeye yardımcı olur. Badem, kaju fıstığı, ıspanak, soya fasulyesi, avokado ve tahıllardan ihtiyacınız olan magnezyumu alabilirsiniz.
Potasyum: Bilindiğinin aksine en iyi potasyum kaynağı muz değil; yeşil yapraklı sebzelerdir. Kan basıncını normal aralıkta tutmaya ve böbreklerinizin düzenli çalışmasına yardımcı olur. Çok düşük veya çok yüksek potasyum seviyesi kalp ve sinir sisteminiz için problem yaratabilir.
Selenyum: Eksikliği tırnak kırılması, bulantı ve sinirliliğe neden olan selenyum; enfeksiyonlarla savaşır ve tiroid bezinin sağlıklı çalışmasına yardımcı olur. Et, ekmek ve yumurta iyi birer selenyum kaynağıdır.
Çinko: Yaraların iyileşmesinde önemli rolü çinko, yaşlandıkça görünüşünüzü de korumanıza yardımcı olabilir. Susam ve balkabağı tohumları, nohut, mercimek gibi bitki kaynaklarının yanı sıra istiridye, sığır eti gibi hayvansal gıdalar da çinko içerir.
İçeriği Paylaşın