Yatan Hastalarda Pıhtı Atması (Emboli) Riski
Yatan Hastalarda Pıhtı Atması (Emboli) Riski
Bizi Takip Et
Halk arasında “pıhtı atması” olarak bilinen venöz tromboemboli (VTE), hastanede tedavi altına alınan hastaların, hastaneye yatma nedenleri dışındaki ölüm nedenleri arasında yüzde 10’luk oranla ilk sırayı alıyor. VTE riskinin ortadan kaldırılması tedavinin başarısındaki göstergelerden birini oluşturuyor.
Anadolu Sağlık Merkezi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Sönmez Duman, VTE’den korunmanın en etkili yolunun, risk taşıyan hastalardı önleyici tedavi uygulaması olduğunu söylüyor. VTE hakkında hastaların bilinçlenmesi ve VTE önleyici tedavisinin yapılıp yapılmadığı sorgulaması sağlıklı bir nekahat dönemi geçirmeleri için büyük önem taşıyor.
VTE GÖRÜLME SIKLIĞI
Dr. Esra Sönmez Duman, VTE riski ve bununla ilgili uygulamalar hakkında bilgi verdi.
Günümüzde, tüm dünyada hastaların yatış sürecinde, hastalıkları dışında VTE riski açısından değerlendirilmesi, risk grubunda olan hastalara uygun önleyici tedavinin verilmesi hasta güvenliği hedefi olarak belirlenmiştir. Bu konu sağlık hizmetlerinde bir kalite göstergesi olarak da kabul edilmektedir.
Özellikle ortopedik cerrahi hastalarında emboli riski çok yüksek olduğu için bu hastalarda önleyici tedavi uzun süredir standart olarak uygulanmakta. Hastanede yatarken kaybedilen hastaların ölüm sebeplerini araştıran çalışmalarda; cerrahi bilimlerden daha sık oranda dahili bilimler hastalarının VTE’den kaybedildikleri görüldü ve risk değerlendirmesinin önemi vurgulandı.
Uygun VTE önleyici tedavisi yapılmayan hastalarda ortaya çıkan ve öldürücü olabilen akciğer embolisinin en önemli belirtileri nefes darlığı, göğüs ağrısı, balgamda kan, çarpıntı, ateş, ani bayılma, morarma olabiliyor. Bazen de hiç belirti vermeden büyük bir pıhtı koparak, akciğer atardamarını tamamen tıkıyor ve kalp aniden durabiliyor. Bu nedenle emboli tanısı akla geldiğinde, doğrulamak için testler ve görüntülemeler ile zaman kaybetmeden hızla tedaviye başlanması gerekiyor.
KİMLER RİSK GRUBUNDA?
• Yaşlılar (40-60 yaş grubu daha az riske sahipken, 60-70 yaş grubunda risk ilk gruba göre iki kat, 75 yaşın üstünde ise beş kata yakın oranlarda artabiliyor.)
• Obez hastalar
• Uzun anestezi süresi gereken cerrahi geçirmiş hastalar
• Önceden tromboemboli geçiren veya kanda pıhtılaşma eğilimi olanlar
• Hastanede yatan çok ağır enfeksiyon hastaları (akciğer, batın, kemik enfeksiyonu, sepsis)
• Ağır astım ve kronik obstrüktif akciğer (KOAH) hastaları
• Yatak istirahati uzayan veya yatağa bağımlı olanlar
• Tüm kanser hastaları
• Yoğun bakım hastaları
• Gebeler
• Doğum kontrol hapı gibi estrojen içerikli ilaçlar kullananlar
ANNE ADAYLARINDA EMBOLİ RİSKİ
Anne adaylarında değişen hormonal dengeler emboliye yatkınlığı artırıyor. Ayrıca bebeğin artırdığı karın içi basınç, kanın bacak toplardamarlarından kalbe geri dönüşünü yavaşlatıyor. Gebelikte emboli öldürücü olabiliyor. Bu dönemde VTE belirtileri çok net olmayabiliyor. Anne adayları nefes darlığı ve kalp çarpıntısı gibi yakınmaları gebelik nedeniyle yaşadıklarını düşünebiliyor, bu yakınmalar hekimler tarafından da göz ardı edilebiliyor.
Gebelikte VTE riskinin her zaman akılda tutulması ve beklenenin dışında nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, ateş gözlenen gebelerin VTE açısından da değerlendirilmesinin ihmal edilmemesi gerekiyor. Gebelikte rutin VTE önleyici tedavi önerilmemekle birlikte eğer anne adayının önceden bilinen, pıhtılaşmaya genetik bir yatkınlığı varsa veya daha önce VTE geçirmişse, gebelik boyunca önleyici tedavi alması öneriliyor.
İçeriği Paylaşın