Portalımız daha iyi bir deneyim için çerez kullanmaktadır. Portalımızda ziyaretinize devam etmeniz durumunda çerez politikamızı kabul etmiş sayılırsınız.
Biz gazetecilerin arşivleri zengindir. Kütüphanem sağlıkla ilgili haberlerden oluşan dosyalarla ve kitaplarla doludur. Bilgisayarımdaki sağlık arşivi de konulara göre isimlendirilmiştir.
Onlar, hayat okulundaki ilk öğretmenlerimiz… Onlar, terkedildiğimiz, kırıldığımız, kendimizi çaresiz hissettiğimiz anlarda yanlarına koşup, kollarında teselli bulmak istediklerimiz…
Bundan 15-20 yıl öncesinde kanser tedavisi, kalp ya da göz ameliyatı olması gereken hastalar eğer ekonomik güçleri yerindeyse tedavi için yurt dışındaki hastaneleri ve doktorları tercih ederlerdi. Merhum Cumhurbaşkanı...
Doktorlarının verdiği diyet, egzersiz ve ilaç reçetelerine uymayan hastaların pasif intihar girişiminde bulunduklarını düşünüyorum.
İyileşince hastalık günlerini unutuyor çoğu insan. Yemek yiyemediği, ayağa kalkıp yürüyemediği, tuvalete bile gidemediği günleri hafıza denen dipsiz kuyunun içine hapsediyor. Taburcu olunca, yaşamına bir karabasan...
Biz, toplum olarak geçmeyen öksürüklerimizi, elimize gelen kitleleri, idrarımızdaki, dışkımızdaki kanamaları önemsemeyiz. Cinsel ilişki sırasında, menopoz sonrasında görülen kanamalarda hemen bir hekimin kapısını...
Bir yanda doğum gününü unutan eşine duyduğu kızgınlık nedeniyle gölgesinde serinlediği erguvan ağacının güzelliğini fark etmeyen öfkeli ve kırgın kadın… Diğer tarafta diyaliz tedavisinde erguvanları hayal ederek...
Ben bu ülkenin doktorlarını severim. Kalp hastalığı nedeniyle nefes almakta ve yürümekte zorlanan babamın bypass ameliyatıyla yıllardır avukatlık yapmasını; Küçüksu Çayırı’nın yemyeşil kalabilmesi için ihtiyar...
Aslında bundan tam 6 yıl önce merhaba demiştik sizlere… Sağlığına önem verenlere… Sağlıklı yaşamak, sağlıklı kalmak isteyenlere… İyileşme umudunu yitirmeyenlere…
Arkadaşım Seher’in annesi artık O’nu hiç tanımıyor. Dile kolay tam 53 yıl “kızım” diyerek üstüne titrediği Seher de, oğlu Serkan da şimdi onun için birer yabancı. Kızını bazen annesi zannediyor, bazen de “Sen kimsin?...
Aslında ben hep senin gibi kadınlara hayranlık duydum. Güçlü… Tek başına ayakları üzerinde durabilen… Kimseye muhtaç olmadan, kimselerden bir şey istemeden yaşayabilen… Omuzlarında taşıdığı tüm zorluklara rağmen...
Medikal’in “İyileşme Öyküleri “ köşesinde konuk ettiğim kanseri yenmiş ünlü, ünsüz çoğu kişinin benzer bir hikayesi vardı. İş, güç, evin ve çocukların sorumluğu derken sağlıklarını ikinci plana atmışlar; doktor...