Yoga Duruşları Ve Asana

Yoga Duruşları Ve Asana

Yoga Duruşları Ve Asana

Bizi Takip Et


Yoga’nın üçüncü basamağı Asana olarak adlandırılmaktadır. Sanskritçe Asana kelimesi “duruş” veya “pozisyon” manasında kullanılmakta olup, genel terimlerle ifade edilecek olursa, uzun süre rahat ve gevşek tarzda uygulanan özel pozisyon anlamına gelmektedir. Asana eski metinlerde “sağlam ve hoşa giden” diye anlatılmaktadır. Asana, aynı zamanda bireyin bedensel ve zihinsel açıdan metin, sakin, sessiz ve rahat kalabilmesi için gerekli yaşam hali demektir.

Asana uygulamaları, bir yandan bireyin belli bir pozisyonda uzun süre rahat oturma yeteneğini geliştirmektedir ki, bunlar daha ileri aşamada meditasyon çalışmalarında kullanılacaktır, diğer yandan içerdiği spesifik beden pozisyonları sayesinde bedendeki enerji kanal ve merkezlerini aktifleştirip çalıştırmaktadır. Asana’lar gerek farkındalığı artırma gerekse beden, zihin ve ruhun keşfedilmesi hususlarında kişiye sarsılmaz bir temel hazırlamaktadırlar. Ayrıca, Asana uygulamaları bedensel kontrolün yanı sıra zihinsel ve enerjetik kontrol de kazandırmaktadır.
Asana’lar kemik, kas, eklem, bez, kardiyovasküler, sinir, sindirim, dolaşım, lemfatik ve boşaltım sistemleri için olduğu kadar enerji akımları, zihin ve ruh için de yararlıdır. Duruşlar tüm sinir sistemini kuvvetlendiren ve dengeleyen, zihni uyumlu ve huzurlu hale getiren psikosomatik çalışmalardır. Hoşnutluk, zihinsel berraklık, gevşeklik, içsel özgürlük ve huzur hissi bu çalışmaların etkilerinden sadece birkaçıdır.

Evin insanı güneşin sıcaklığından koruyor olması misali Asana’ların uygulanması da bireyi hastalıkların ateşinden korumaktadır. Duruşlar sağlığın temelini oluşturmaktadır, bununla birlikte Orijinal Yoga Sistemi’nde bireylerin kendileri dahil diğer kişilere zarar vermemeleri gözetildiğinden Asana tekniklerinin önemli detayları gizli tutulmaktadır. Asana uygulamaları düzgün duruş, sağlık ve beden hafifliği sağlamalarının yanı sıra bedendeki İda ve Pingala adlı enerji akımlarının dengelenmesinde de önemli rol oynamaktadırlar. Sözü edilen enerji akımlarının dengede olması insanın sağlıklı olmasına, dengesizliği ise hastalığa yol açmaktadır. Duruşların uygulanması fiziksel dayanıklılık kazandırmakta ve enerjiyi bedenin her noktasına yönlendirmektedir. Bedendeki toksinler atılarak organizma canlılığa kavuşmakta ve sinir sistemi gelişmektedir. Birey, kendisini daha enerjik ve aynı zamanda rahatlamış hissetmekte, içsel gerginlikten kurtularak modern yaşamın artan dışsal gerginlikleriyle daha kolay başa çıkmaktadır.
Asana’lar, tam fiziksel ve zihinsel rahatlamaya ulaşmak için bedeni ve zihni uyumlu bir şekilde harmanlamaktadır. Yoga duruşlarının düzenli uygulanması tüm fizyolojik sistemi gençleştirmektedir. Duruşlar, organizmanın hastalıklara karşı dayanıklılığını geliştirerek sağlığı korumada insana yardımcı olmaktadır. Asana’ların başlıca etkilediği sistemler endokrin ve sinir sistemidir. Organizmadaki tüm sistemler birbirleri ile bağlantıda olduklarından bu iki sistemin etkilenmesi halinde, olumlu tesirler diğer sistemlere de yansımaktadır.

Genel olarak Asana’lara özgü beş işlevden bahsedilebilir:
1. Bedensel;
2. İdrak ediş;
3. Zihinsel;
4. Zekasal;
5. Spiritüel.

Bedensel çalışma eylem organlarının gönüllü şekilde antrenman yapmasıdır. Asana’lar fiziksel dengeleri geliştirmek için Yoga Sistemi’nde kullanılmakta olan ana araçlardır. Farklı fiziki duruşlar sayesinde birey gerginliğini atar, esneklik kazanır ve enerji akımlarını güçlendirir. Asana uygulamasının amaçlarından biri bedende olumlu enerji akımı yaratmaktır. Bu da içsel konsantrasyonu artırır, böylece zihin Parokşya Jnana yani “amaçlı eylemin etkilerini” algılar ki bu idrak etme işlevidir.

Yukarıda değinilen ilk iki işlev birleştiği takdirde zihnin ince farkları görebilme yeteneği duruşların daha doğru bir şekilde yapılması için vücudu yöneltir. Sonuçta ritmik enerji akımı ve farkındalık zihni Ananda olarak tanımlanan “saf neşe” haline getirir. Böylece duruşlar zihin-beden kompleksini ve enerji akımlarını etkiler. En sonunda, Asana’ların doğru yapılması zekanın bir objeye tam konsantrasyonunu (Dharana) sağlar. Bu da ruh üzerinde kesintisiz konsantrasyona yani meditasyona (Dhyana) ve izleyerek de kişiyi “Samadhi” olarak tanımlanan bireysel ruhun Evrensel Ruh ile birleşmesi haline ulaştırır.

Yoga Asana’larında vücudun gayret sarfetmeksizin hareketsiz kalması bir prensiptir. Asana uygulaması güç, metanet, sağlık, hafiflik ve çeviklik kazandırmaktadır. Güçlü ve düzgün duruş sayesinde birey zihinsel denge ve güç elde etmekte, dolayısıyla da zihnin dağınık, rahatsız, kararsız, huzursuz ve endişeli olması durumu sona ermektedir. Asana’lar basit birer jimnastik egzersizi değildir, bunlar Yoga duruşlarıdır. Asana’ların jimnastik şeklinde yapılması, onların özel tedavi etkilerini ortadan kaldırmaktadır. Asana tekniklerinin uygulanması için geniş bir alan ve pahalı spor aletleri gerekli değildir. Duruşları uygulayan insan çeviklik, denge, dayanıklılık ve canlılık kazanır. Asana’ların uygulanması bedendeki her kası, siniri ve bezi çalıştırır. Bu çalışma fiziğin düzgün, şekilli, güçlü, esnek ve elastiki olmasını sağlar, yorgunluğu önler ve sinirleri sakinleştirir. En önemli özellikleri ise Asana’ların zihni kontrollü ve disiplinli hale getirmeleridir.

Yoga duruşları zihinden gelen emirler ve düzene göre uygulanmaktadır. Duruşta kalma zihni olumlu bir şekilde etkilemektedir. Asana teknikleri yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda zihinsel bir çalışmadır da. Çalışmanın başarısı zihnin beden üzerindeki etkisine bağlıdır. Duruşlar yapılırken zihin beden hareketlerini kontrol etmeli, hareket ile nefesi senkronize etmeli, yapılanları izlemeli, farkına varmalı ve hissetmelidir. Duruşlar bedeni zorlamadan yapılırsa, genellikle hiç de zor değildir. Ancak en basit duruşun uygulanması dahi zihinle kontrol edilmeli ve nefesle uyumlanmalıdır. Uygulama sırasında zihin bir yönetici, icracı ve seyirci rolünü oynamalıdır. Zihin, bir duruşun uygulanması kararı alındığında yönetici, duruşun uygulanma süresinde icracı ve duruşta kalma esnasında ise seyirci rolünü üstlenmektedir. Uygulama sırasında zihin yapılanları yönetmeli, hissetmeli, izlemeli ve denetlemelidir. Bu şekilde yapılan duruşların etkisi kat kat artmaktadır. Duruşlar zihinsel kontrol olmadan, bilinçsizce ve nefese dikkat edilmeksizin uygulanırsa, farklı bir deyişle basit bir jimnastik şeklinde yapılırsa Yoga’nın özel etkileri kaybolur. Duruşlar uygulanırken bedenle zihin arasında uyum sağlanmalıdır. Bu uyumu sağlayan unsur solunumdur. Bu nedenle, uygulama sırasında zihin, beden ve nefes alış verişleri birbiriyle bağdaştırılmalıdır. Asana uygulaması bu temel kurala uymalıdır.

Bir çok oyuncu, akrobat, atlet, dansçı ve sporcu üstün fiziğe sahip olmaları nedeniyle bedenlerini çok iyi kontrol edebiliyor olsalar da çoğu kez zihin, zeka ve ruhlarını tam bir şekilde kontrol edememektedirler. Çoğunlukla kendileriyle uyum içinde olmadıklarından, aralarında dengeli karaktere sahip olan birini bulmak çok zordur. Genelde bu kişiler vücutlarını her şeyden üstün tutarlar. Yogi ise, vücudunu küçümsemediği gibi amaçladığı salt bedeninin mükemmelliği de değildir. Yogi duygu, zihin, zeka ve bilincinin gelişimini de hedeflemektedir.

Yogi, Asana’lar aracılığıyla bedenini geliştirerek, onu ruhu için yararlı bir araç haline getirmektedir, çünkü Yogi ruhun yükselişi için bedenin önemli bir araç olduğunun farkındadır. Eğer beden güçsüz ve hasta ise, ruh uçma kapasitesini yitirmiş bir kuşa benzer. Yogi ölüm korkusundan özgürdür, zira zamanın bedeni nasıl çökerttiğinin farkındadır. O bedenin hayat boyu devamlı değiştiğini ve ölümün bedenin son bir değişimi olduğunu bilmektedir. Doğum ve ölüm doğal bir olaydır, bununla beraber ruh doğum ve ölüme tabi değildir. Beden ruhun kıyafetidir, dolayısıyla da insan eskimiş beden kıyafetinin yırtılıp gitmesine üzülmemelidir.

Yogi, bedenin yalnız haz almak için değil insanlara ve topluma hizmet için verildiğini kavrar. O, bedeninin kendi malı olduğunu düşünmediği gibi bedenin bir gün gideceğini de hiç bir zaman unutmaz. Asana’ları uygulayarak birey hayatta en önemli şeyi yani sağlığını kazanmaktadır. Sağlık öyle bir şeydir ki parayla satın alınamaz, o yalnız emek vererek kazanılabilir. Sağlık bedenin, zihnin ve ruhun tam bir uyum ve denge halidir. Sağlık bedensel ve zihinsel rahatsızlıkların unutulmasıdır. Asana’lar sayesinde Yogi, bedensel rahatsızlık ve zihinsel gerginliklerden kurtulmakta, eylemleri ve onların meyvelerini insanların gelişimine yöneltmektedir.

Yogi, hayatı ve eylemlerinin evrensel eylemin bir parçası olduğunu algılamaktadır. O, nabzının atışlarında ve nefesinin ritminde mevsimlerin akışını ve evrensel hayatın değişimlerini görür. Beden ruhun bulunduğu bir saraydır. Bedeni küçümsemek veya vücudun gereksinimlerini umursamamak, evrensel hayatı küçümsemek ve umursamamak demektir. Bedenin ihtiyaçları, aslen içinde bulunan ruhun ihtiyaçlarıdır. Birey, Evrensel Ruh’u anlayabilmek için bedende olan kişisel ruhu anlamalı, bunun için de bedensel ve zihinsel dengelerini korumalıdır.
Beden, zihin ve ruh birbiriyle sıkıca bağlantıda olup, Evrensel Bilinç’in farklı görünümleridir. Yogi, hiç bir zaman bedeni veya zihni ihmal edip küçük düşürmez, bilakis her ikisini de geliştirir. O, bedenin ruhi yükseliş için bir engel olmadığını aksine bu yükselişe yardım eden değerli bir araç olduğunu algılar. O, bedenini yıldırım gibi güçlü, sağlıklı ve hastalıklardan özgür hale getirir ki onu ruhi yükselişte kullanabilsin. Güçsüz, dikkatsiz ve gayesiz biri iç özünü hiç bir zaman algılayamaz. Fırınlanmamış çamur çömleğin suya girince erimesi misali beden de hızla çökmektedir. Bunun için insan bedenini Yoga ateşinde fırınlamalıdır ki onu güçlü ve dayanıklı kılsın.

Asana’ların uygulanması sinir sisteminin iki işlevini, yani sempatik ve parasempatik işlevlerini düzene sokmaktadır. Zihinsel ve fiziksel denge olmadığında bu sinirsel işlevler birbirine karşı çalışmakta, dolayısıyla gerilim, stres ve psikosomatik rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Bu da şeker hastalığı, ülser, kabızlık, nezle, sinir ve diğer hastalıklara yol açmaktadır. Duruşların düzenli yapılması vücuttaki dengeyi korumaktadır. Doğru şekilde yapılan duruşlar doğru nefes alış-verişlerle birleştirildiğinde psikosomatik hastalıkları önleyip iyileştirmektedir. Bu çalışmalar vücudu canlı ve dinç tutmakta, metabolizmayı düzenlemekte ve konsantrasyonu artırmaktadır. Baş aşağı duruşlar yapıldığında ise kanın pompalanması ve yer çekimi aracılığıyla dolaşım sistemi uyarılmaktadır. Duruşlar sayesinde sinir sistemi güçlenmekte, salgı bezlerinin işlevi düzenlenmekte, iç organların uyuşukluğu giderilmekte, sindirim ve salgı bezi kanallarındaki tortular atılmaktadır.

Duruşların doğru şekilde uygulanması endokrin faaliyetini uyararak duyguları düzenler ve dengeler, zira endokrin salgıları duyguları önemli bir şekilde etkilemektedir. Düzenli uygulama zihni, duyguları ve bilinci yükselterek insanı doğanın bütünüyle uyumlu hale getirmekte, organizmada bulunan potansiyel olağanüstü güçler uyanarak çevredeki olumsuzlukları yenmede kişiye yardımcı olmaktadır. Asana’lar gösterişli bir jimnastik, bir teşhir sanatı, işkence ya da fanatik dervişlik uygulamaları olmayıp, fiziksel, zihinsel ve duygusal işlevlerin dengelenmesi ve gelişmesini sağlayan hoş ve keyifli birer bilimsel araçtırlar. Beden ve zihin birbirinden ayrı unsurlar olmamakla birlikte çoğu zaman insanlar birbirinden ayrı olduklarını düşünerek hareket etmektedirler. Gerçekte, beden zihnin somut, zihin ise bedenin soyut şeklidir. Asana’lar beden ile zihni birleştirerek uyumda tutarlar. Beden ve zihinde çoğunlukla gerilim ve düğümler bulunmaktadır. Her zihinsel düğüme bir bedensel düğüm denk geldiği gibi her bedensel düğümün karşılığında da bir zihinsel düğüm bulunmaktadır.

Asana çalışmalarının amacı bu düğümlerden kurtulmaktır. Duruşlar bedensel boyutta yapılarak zihinsel gerilimlerin atılmasını sağlar. Asana’lar bedenle uğraşarak zihni etkilemektedirler. Sözgelimi, duygusal gerginlik ve baskı akciğerler, diyafram ve solunum işleminin fonksiyonunu zorlaştırarak engelleyebilir, bu da astım gibi bir solunum hastalığına neden olabilir.
Adale düğümleri bedenin her yerinde olabilir: yüzde, boyunda, omuzlarda, belde vb. Bu gerilimler zamanla nevralji, boyun ve bel fıtığı gibi rahatsızlıklara yol açabilir. Doğru seçilmiş duruşlar, doğru teknik ve sıralamayla yapılırsa bu düğüm ve gerilimleri gerek bedensel gerekse zihinsel boyuttan kaldırabilirler. Bedensel ve zihinsel gerilimlerin ortadan kaldırılması sıkışmış enerjinin rahatça dolaşmasını sağlamakta, bu durum ise bedeni aktif ve güçlü, zihni de hafif, yaratıcı, neşeli ve dengeli kılmaktadır. Asana’ların sürekli uygulanması bedeni optimumda tutmakta, hatta sağlıksız bedeni sağlıklı hale ulaştırmaktadır. Duruşların yapılması bedenin potansiyel enerjilerini uyandırarak bireyin hayatının tüm alanlarında kendine güvenini artırmaktadır.

Yoga Sistemi’nde insan doğayla birleştiği için doğada bulunan her şeyin olumlu özelliklerini kendinde geliştirmektedir. Böylece birey dağların sebat ve sağlamlığını, nehirlerin akıcılık ve esnekliğini, ormanların canlılığını, göllerin sükunetini, yağmurların merhametini, rüzgarların hızını, karların temizliğini, ateşin sıcaklığını, yıldırımın gücünü, suyun hayat vericiliğini, havanın yumuşaklığını, ağaçların soyluluğunu, okyanusun büyüklüğünü, güneşin bağımsızlığı ve vericiliğini, ayın sakinliğini, gökyüzünün huzuru ve toprağın sabrını kendine aşılamaktadır.
Bilim adamları, Sanskrit dilinin beynin her iki loblarını olumlu bir şekilde etkilediğini ve sonuç olarak bedenle zihni uyuma soktuğunu saptamışlardır. Bu nedenle duruşların Sanskrit isimlerini ezberleyin ve uygulama esnasında tekrarlayın.
Asana`ların isimleri önemlidir ve evrim prensibini vurgulamaktadır. Bazı duruşlara Vrikşa (ağaç) ve Padma (nilüfer) gibi bitki isimleri verilmiştir; bazıları Şalabha (çekirge), Titali (kelebek) ve Vrişçika (akrep) gibi böceklerin isimlerini taşımaktadır; bazıları ise Matsya (balık), Manduka (kurbağa), Kurma (kaplumbağa), Bhucanga (kobra) ve Nakra (timsah) gibi suda yaşayan hayvanların ve sürüngenlerin isimlerini taşımaktadır. Krounça (balıkçıl), Kukkuta (horoz), Baka (turna), Mayura (tavus kuşu), Hamsa (kuğu) ve Kapota (güvercin) gibi kuş isimleri taşıyan duruşlar da mevcuttur. Bazı duruşlar ise Şvana (köpek), Mriga (geyik), Vatayana (at), Uştra (deve), Marcari (kedi), Vyaghra (kaplan), Simha (aslan) gibi dört ayaklı hayvanların isimlerini taşımaktadır. Hatta “insan cenini” anlamına gelen Garbha adlı duruş dahi vardır. Kimi duruşlar ise Bharadvaca, Kapila, Vasiştha ve Vişvamitra gibi bilgelerin isimlerini taşımaktadır.

Duruşların uygulanması ile bireyin bedeni birçok farklı mahluğa benzer formu almaktadır. Bununla bireyin zihninin öğrenmesi gereken ana unsur, yaratılmış hiçbir canlının küçümsenmemesidir. Küçücük böcekten mükemmel bilgeye kadar bütün canlılarda bulunan ruhlar Evrensel Ruhun parçacıklarıdır. Birey evrensellikte birlik bulmaktadır. Doğru yapılan duruşta evrensel enerji bireyin bedeninden çabasızca sürekli akar.
Asana’ların uygulanması farklı varlıkların olumlu özelliklerinin ve yönlerinin insanoğlunda gelişmesini sağlamaktadır. Birey aslanın korkusuzluğu, kobranın hızı, köpeğin atikliği, kaplumbağanın sabrı, kartalın keskinliği, ağacın dengeliliği, nilüferin temizliği, çekirgenin uyanıklığı, kuğunun zarifliği, devenin dayanıklılığı, kedinin esnekliği ve kaplanın gücüne sahip olur. Duruşu yaparken bedene verilen şekil enerjinin ilgili organlara akmasını sağlamakta, organizmaya canlılık vermekte ve şekli alınan varlığın özelliklerinin insanın bedeninde gelişmesine yardım etmektedir. Örneğin bir süre için dengeleyici Vrikşasana, yani ağaç duruşunu uyguladıktan sonra, kazanılan fiziksel denge, zihinsel ve duygusal olarak bireyin bakış açısına da yansımaktadır. Böylece birey karakterine olumlu özellikler eklemiş olmaktadır.

Orijinal Yoga metinlerinde 8.400.000 Asana’nın mevcut olduğu söylenmekte olup, bu rakam evrendeki toplam 8.400.000 yaşam formuna denk gelmektedir. Asana’lar evrendeki evrim işlemini simgelemektedir. Günümüzde tahminen 800 Asana bilinmektedir. Bunlardan yalnızca 94’ü piyasada bulunan sözde yoga kitaplarında anlatılmaktadır. Bazı kişiler Asana`ların zaman içinde geliştirildiğini iddia etmektedir. Bu tamamen yanlış bir görüştür. Asana’lar Yoga felsefesi ile birlikte maddi evrenin başlangıcında insanoğluna verilmiştir. Buna göre de Asana’ların orijinal şekilde yapılması bir mutlak şarttır. Aksi halde Asana’ların etkisi azalmakta ve hatta ters bir etki dahi doğabilmektedir. Asana’lara genel dengeyi bozmadan bir yenilik getirilebileceğini düşünmek bir saflıktır. Onun için uygulama sırasında her değişikliğin iç etkililik bakımından bazı aksaklıklar doğuracağı iyice anlaşılmalıdır.
Asana’ların önemli etkilerinden biri omurganın esneklik kazanmasını sağlamasıdır. Yoga öğretisine göre, omurga ne kadar esnekse insan o kadar gençtir. Sanskritçe yazılmış Yoga kitaplarında omurgadan “Hayat Ağacı” olarak bahsedilmektedir, çünkü sinirler omurga boyunca bedene dağılmaktadır. Bu tanım, omurga sağlığının korunmasının hayati önemini vurgulamaktadır.

Omurga doğru bir şekilde çalıştırılmazsa her bir vertebrayı koruyan diskler zamanla çöker ve omurganın ağırlığı kendi üzerine biner; bu yüzden birçok sinir ezilir ve bedende alışılmadık ağrılar ortaya çıkar. Bunun haricinde sürekli oturarak çalışmak ve hareketsizlik de omurga ve eklemlerinde kasılmalara neden olmaktadır. Bu kasılmalar sonucunda da baş ağrıları ortaya çıkmaktadır. Duruşların yapılması bütün bu sorunları önlemekte ve gidermektedir. Asana’lar omurgayı esnek tutmakta, güçlendirmekte ve omurgayı destekleyen kasları kuvvetlendirmektedir. Omurgayı destekleyen karın kaslarının gücü arttıkça omurganın da gücü artmaktadır. İnsan bir yük kaldırdığı zaman omurgası karın kaslarından destek almaktadır. Karın kasları zayıfsa, omurga zorlanmakta ve her türlü rahatsızlıklar ortaya çıkmaktadır. Duruşlar karın kaslarını güçlendirerek omurgayla ilgili sorunları gidermekte de etkindir.

Duruşlar uygulandığında omurga her yönde eğilir ve bükülür. Yoga duruşları omurgaya  esneklik verir ve kişiyi genç kılar. Bedenin çeşitli kısımlarına dağılan önemli sinirler ve kan damarları omurganın arasındaki küçük gediklerden çıkmaktadırlar. Bu sinirlere ve damarlara yapılan baskı bedenin tüm bölümlerindeki canlılığın azalmasına, sağlığın bozulmasına ve genel bir güçsüzlüğe neden olmaktadır. Omurganın bükülmesi bu sinir ve damarlardaki baskıyı kaldırmakta ve omuriliğin çevresindeki kan dolaşımını çoğaltmaktadır.
Spor egzersizlerinin aksine Yoga yapabilmek için pek güçlü, sağlam ya da esnek vücutlu olmak gerekmemektedir. Yoga çalışmaları sayesinde kısa süre içinde vücut güçlü, sağlam ve esnek olabilecektir. Başlangıçta Asana’lar yavaş yavaş, bedeni zorlamadan yapılmalıdır.

Düzenli Asana uygulamalarının yararları:
1. Omurganın esnekliği artar.
2. Eklemler hareketlenir ve esner.
3. Kaslar kuvvetlenir, gevşer, canlanır ve bol bol kan alır.
4. İç organların ve bezlerin fonksiyonları düzene girer.
5. Lemfatik sistem ve metabolizma canlılık kazanır.
6. Bağışıklık sistemi güçlenir.
7. Dolaşım ve kan basıncı normal ve dengeli hale gelir.
8. Sinir sistemi sakinleşir ve kuvvetlenir.
9. Dokular taze ve canlı bir görünüm alır.
10. Sindirim sistemi sağlıklı kılınır.
11. Boşaltım sistemi canlanır.
12. Üreme sistemi dengeye girer.
13. Solunum sistemi güçlenir.
14. Tüm beden canlanır ve güç kazanır.
15. Tüm organlar uyumlu bir şekilde çalışır.

Asana`lar bedeni ve zihni temizlemekte olup; tedavi ve önleme etkilerine sahiptirler. Bunlar bedenin kas, sindirim, dolaşım, bez, sinir ve diğer sistemlerinin çeşitli gereksinimlerini sağlamaktadır. Duruşlar fizikselden spiritüele dek tüm düzeyleri olumlu bir şekilde geliştirmektedir. Duruşların uygulanması beden, zihin ve ruh arasındaki hassas dengeyi tutturarak bedeni sağlıklı kılmaktadır. Neticede fiziksel yetersizlik ve zihinsel rahatsızlıklar aşılmakta, ruhu özgürlüğe getiren kapılar açılmaktadır.
Asana’lar sağlık, güzellik, güç, dayanıklılık, hafiflik, aydınlık, sinirsel dinginlik ve mutluluk vermektedir. Asana’ların uygulanması mango ağacının büyümesine benzemektedir; ağaç sağlam ve sağlıklı büyümüşse, özü meyvesindedir. Asana uygulamasının meyvesi de spiritüel uyanış, bilinçlenme ve tüm ikiliklerden özgürlüktür.

Paramahamsa Yogaçarya Maha Yogi Akif Manaf
www.yogaakademi.com


İçeriği Paylaşın