Zinde Bir Mevsim Geçişi İçin Doğru Beslenin

Zinde Bir Mevsim Geçişi İçin Doğru Beslenin

Zinde Bir Mevsim Geçişi İçin Doğru Beslenin

Bizi Takip Et


Bir yaz mevsimiyle daha vedalaştığımız şu günlerde vücudumuz sıcak-soğuk geçişine alışmaya çalışıyor. Serinleyen havalara rağmen yazlık kıyafetlerini raflara kaldıramayan ve sonbaharın gerektirdiği beslenme düzenine geçemeyen kişilerin de gribal hastalıklara karşı vücut direncinde bir zayıflama yaşanıyor. Bu hastalıkları önleyebilmek için ise sağlam bir bağışıklık sistemi gerekiyor. Güçlü bir vücut direncine sahip olmanın yolu da mevsime uygun beslenmekten geçiyor. Central Hospital’dan Beslenme ve Diyet Uzmanı Dyt. Buket Yavuz Koçoğlu, “Sonbaharda vücut bağışıklık sisteminin gribal hastalıklara karşı güçlendirilmesi büyük önem taşır. Bunun için de vitamin ve mineral değerleri yüksek yiyeceklerle beslenilmesine özen gösterilmesi gerekir. Ayrıca antioksidanlar da vücut direncini güçlendirmede büyük pay sahibidir.” diyor.

Herkes tarafından büyük bir hevesle beklenen yaz mevsimi, yerini artık sonbahara bırakıyor. Üstelik kasvetli ve kapalı havalar, daha Eylül ayında kendini hissettirmeye başladı. Bu mevsim geçişlerinin şüphesiz en zorlu yanı da beraberinde getirdiği grip, bronşit ve soğuk algınlığı gibi hastalıklardır. Bu geçişi sağlıklı bir şekilde atlatabilmenin ve bütün kışı zinde geçirebilmenin en önemli yolu da doğru beslenmekten geçiyor. Çünkü özenli ve doğru beslenme, bağışıklık sistemini güçlendirerek hastalık ihtimalini azaltırken, mevcut rahatsızlıkların iyileşme hızını da arttırıyor.

MEVSİMSEL MUTSUZLUK YANLIŞ BESLENMEYE İTEBİLİYOR

Sonbaharda hakim olan yağmurlu ve kapalı havalar bazı insanlar için mutsuzluk sebebidir. Bu kişilerin genellikle sonbahar aylarında şeker oranı yüksek gıdalarına tüketimine yöneldiğini gözlemliyoruz. Bununla orantılı olarak doğru beslenmeden uzaklaşanların vücut direncinde de düşüş yaşanıyor. Sonbahar mutsuzluğunu kontrol altına alabilmek için özellikle B vitamini bakımından zengin tam tahıllar, kuru baklagiller, yeşil yapraklı sebzeler, et ve süt ürünlerinin tüketilmesi gerekiyor.

SONBAHARDA SU İÇMEYİ UNUTMAYIN

Sonbaharda beslenmeyle ilgili dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan biri de su tüketimidir. Çünkü artan yağışlar ve soğuyan havayla birlikte kişiler sıcak içeceklere rağbet ediyor. Bu durum da su tüketiminin unutulmasına neden olabiliyor. Ayrıca havaların serinlemesiyle yaşanılan susuzluk fark edilemeyebiliyor. Çay, kahve gibi sıcak içecekler suyun yerini tutmadığı gibi, aksine vücuttan su atılmasına yol açarak daha fazla su ihtiyacı oluşturuyor. Eğer bu gibi içeceklerin tüketiminden uzak durulamıyorsa, daha fazla su içmeye dikkat edilmesi gerekiyor. Günde en az 1,5 litre su içilmesi uygundur. Fakat çay, kahve gibi içeceklerin tüketimi fazla ise bu miktar arttırılmalıdır.

GÜNE TAZE PORTAKAL VEYA GREYFURT SUYU İLE BAŞLAYABİLİRSİNİZ

Sonbahara geçerken insanların vücut direncinde ciddi bir düşüş görülür. Vücut ise halsizlik, yorgunluk ve baş ağrısının yanı sıra, soğuk algınlığı, nezle, grip, bronşit gibi gribal hastalıklara karşı daha açık hale gelir. Bu sebeple, bağışıklık sisteminin de gribal hastalıklara karşı güçlendirilmesi büyük önem taşır. Bunun için de vitamin ve mineral değerleri yüksek yiyeceklerle beslenmeye özen gösterilmesi gerekir. Bilhassa et, süt, sebze, meyve ve tahıllardan oluşan besin grupları yenmelidir. C vitamini vücutta bulunan zararlı maddelerin atılmasını sağladığı için sonbaharda bol bol C vitamini içeren meyve ve sebzeler tüketilmelidir. C vitamini kaybını önlemek için de taze sıkılmış meyve suları içilmelidir. Örneğin; güne taze portakal veya greyfurt suyu ile başlanabilir. Ayrıca antioksidanlar da vücudun direncinin yükseltilmesinde büyük pay sahibidir.

ANTİOKSİDAN KAYNAĞI BESİNLER SOFRADAN EKSİK EDİLMEMELİ

Antioksidan özelliği taşıyan yiyecekler, bazı ciddi hastalıkların önüne geçebildiği gibi, vücuda serbest radikallerin girişini de önler. Bu yiyecekler ayrıca, vücutta mevcut olan radikallerin vereceği zararların önüne geçerek, onların vücuttan atılmasını sağlar. Sonbaharın en önemli antioksidan kaynakları ise şu şekildedir.

A vitamini: yeşil yapraklı sebzeler, havuç, bal kabağı, yumurta ve balık,

C vitamini: kuşburnu, maydanoz, yeşilbiber, karalahana, karnabahar, limon, mandalina ve greyfurt,

E vitamini: badem, ceviz, fındık gibi yağlı tohumlar ve bitkisel yağlar,

Magnezyum: badem, ceviz, fındık, fıstık, muz, kurubaklagiller, tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler,

Selenyum: deniz ürünleri, et ürünleri ve sarımsak,

Çinko: badem, ceviz, kurubaklagiller, bulgur, süt, yumurta, balık ve et.

Bu antioksidan kaynağı gıdaların mutlaka beslenme alışkanlıkları arasına katılmasını sağlamak gerekir. Örneğin; sabah kahvaltısında yumurtanın yanında maydanoz, yeşilbiber ve tam tahıllı ekmek bulunmalıdır. Ara öğünlerde ise meyvenin yanında küçük bir avuç badem ya da ceviz tüketilmelidir. Ayrıca tüketilen meyvenin yanı sıra sebzelerin de mevsimine ait olmasına özen gösterilmelidir. Çünkü her meyve ve sebze insanları içinde bulundukları mevsimin hastalıklarına karşı koruyucu içeriklere sahiptir.

VÜCUT PERFORMANSINI ARTTIRMAK İÇİN BALIK VE KURU BAKLAGİL YENMELİ

Sonbaharda aşırı üşümelerin önüne geçebilmek ve bağışıklık sistemine destek sağlayabilmek için zencefil, zerdeçal, kekik ve karabiber gibi baharatların da kullanımına özen gösterilmelidir. Eğer bu baharatlar yemeklerde tüketilemiyorsa mutlaka çaylara eklenmelidir. Sonbaharda özellikle ara öğünlerde küçük bir avuç badem, fındık, mandalina gibi meyveler de tercih edilmelidir. Haftada 2 kere balık, 1 kere de kuru baklagil tüketerek vücut performansı arttırılabilir.

PROBİYOTİK GIDALAR BESLENME ALIŞKANLIĞINA EKLENMELİ

Probiyotikler, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde büyük öneme sahiptir. Bu nedenle mevsim geçişine ve beslenmeye bağlı olarak oluşan bağırsak problemlerini en aza indirebilmek için beslenme alışkanlığı içinde muhakkak probiyotik gıdalara yer açılmalıdır. Yoğurt, kefir ve turşu önemli probiyotik kaynaklarındandır. Sütten daha fazla probiyotik içeren kefir, sindirim sisteminde bulunan bakteri ve mikropların temizlenmesine katkı sağlar. Kefir ayrıca, antibiyotik özelliği taşırken, yüksek kalsiyum ve magnezyum içeriği ile kemik sağlığının korunmasına destek olur.

DİKKAT İÇİN DÜZENLİ BESLENME VE YETERLİ UYKU ÖNEMLİ

Sonbahar ayına girerken vücutta yorgunluk, halsizlik ve stres gibi çeşitli belirtiler ortaya çıkabilir. Bu dönemde yeterli uyku alınmadığında konsantrasyon ve performans düşüklüğü gibi durumlarla karşılaşılabilir. Ayrıca vücut, mevsim değişikliği döneminde enerji gereksinimi duyar. Bu enerji ihtiyacını da yiyeceklerle karşılamaya yönelinir. Fakat enerji ihtiyacını kapatmak amacıyla genellikle karbonhidratlı yiyecekler tüketilir. Böylece dengeli beslenemeyen vücudun bağışıklık sistemi zayıflar.

15-20 DAKİKA GÜNEŞTE DURULMALI

Sonbahar ayı her zaman yağmurlu ve kasvetli olmuyor elbette. Güneşin yüzünü gösterdiği günlerde yazın vücudun depoladığı D vitamini seviyesini dengede tutabilmek için mutlaka güneş ışınlarından faydalanılmalıdır. Bu dönemde yalnızca yüz ve kolların ön kısımlarının en az 15-20 dakika kadar güneşlendirilmesi yeterli olacaktır. Küçük ama etkili bu uyarılar dikkate alınarak kontrol elden bırakılmadığında keyifli ve zinde bir mevsim geçişi sağlanabilir.


İçeriği Paylaşın